5 Yeni Asur Krallığı'nın ele geçirdiği bölgelerde faklı kökenden birçok topluluk bulunuyordu.Aşaağıdakilerin hangisi bu toplumlardan biri değildir? Kassit 6. Aşağıdakilerin hangisi eski başkent Assur'dan (KalatŞergat) sonra Yeni Asur döneminde başkent olarak yeniden inşa edilen şehirlerden biri değildir? Ebla 7. Aşağıdakilerdenhangisi bu parçada sözü edilen yazarın eserlerinden biri değildir? A) Telli Kavak. B) Değirmen. C) Kağnı. D) Ses. E) Yeni Dünya. 10. Aşağıdakilerin hangisinde yapıt, birlikte verildiği yazara ait değildir? A) Eski Resimler-Nahid Sırrı Örik. B) Merhaba Akdeniz-Halikarnas Balıkçısı. C) Cevizli Bahçe-Kemal Biyografi ve otobiyografi türünde yazılmış kitaplar herkesin ilgisini çekmektedir. Bu listede en çok okunan 15 biyografi ve otobiyografi romanını paylaşacağız. Kitap türleri arasında belki de en etkileyici olanı ve insanların üzerinde iz bırakanı biyografi türünde yazılmış olanlarıdır. Çünkü her zaman bir kurgudan Aşağıdakilerden hangisi Malazgirt ve Miryokefalon savaşlarının ortak özelliklerinden değildir? A) Anadolu’nun Türkleşmesinde katkıda bulunmaları B) Selçukluların galibiyeti ile sonuçlanmaları Soru Aşağıdakilerden hangisi biyografi biçiminde yazılan romanlardan değildir? A) Viran Dağlar. B) Gazi ve Fikriye. C) Bozgunda Fetih Rüyası. D) Suyu Arayan Adam. Bu soru 2019-2020 2. Dönem AÖL Türk Dili ve Edebiyatı 2 Çıkmış Sorular testinde 12. soru olarak yer almaktadır. njOfN. Hangisi biyografik bir film değildir? sorusu Kim milyoner olmak ister? adlı yarışma programında sorulmuş bir sorudur. Hangisi biyografik bir film değildir? sorusunun doğru cevabına bakmadan önce lütfen aşağıdaki yorum bölümünden kendi cevabınızı yazabilirsiniz. Hangisi biyografik bir film değildir? A. Yurttaş Kane B. Viva Zapata C. Evita D. Frida Hangisi biyografik bir film değildir? Sorusunun Doğru Cevabı Yurttaş Kane Yurttaş Kane nedir?, Viva Zapata nedir?, Evita nedir?, Frida nedir? Yurttaş Kane ne demektir?, Viva Zapata demektir?, Evita demektir?, Frida demektir? Kim Milyoner Olmak İster Yarışması Kim Milyoner Olmak İster? yarışma programı, 2011 yılından bugüne kadar Atv kanalında yayınlanmakta olan bir yarışma programıdır. Sunuculuğunu daha önce Kenan Işık ve Selçuk Yöntem tarafından yapılmıştır. İlk sunucusu ünlü tiyatro oyuncusu Kenan Işık olan Kim Milyoner Olmak İster, 2014 yılında Kenan Işık'ın geçirmiş olduğu beyin kanaması dolayısıyla Selçuk Yöntem Kim Milyoner Olmak ister yarışma programını sunmaya başlamıştır. 2017 yılında Selçuk Yöntem yerini Murat YILDIRIM'a bırakmıştır. Şu an program Murat Yıldırım tarafından sunulmaktadır. Yarışma Sürecinde Geçerli Kurallar Nelerdir? Kim Milyoner Olmak İster Yarışmasıda toplam 12 soru bulunuyor. 2. soruyu görmeye hak kazanan yarışmacılar için TL, 7. soruyu görmeye hak kazanan yarışmacılar için ise TL’lik baraj soruları yer almaktadır. Yarışmasının yarışmayı kaybetmesi durumunda en son geçmiş olduğu baraj sorusunun ödülünü almaya hak kazanmaktadır. Yarışmacı, çekilmek istemesi durumunda da yine en son tanımlamıştır olduğu sorunun ödülünü almaktadır. Tüm bunlarla birlikte yarışmacılar toplamda 4 joker hakkı sunulmaktadır ve yarışmacı bu jokerlerden 3’ünü dilediği zaman kullanma hakkına sahiptir. 4. joker hakkı olan çift cevap hakkını ise yarışmacı 7. soruyu da bildikten sonra sonra kullanabilmektedir. Eski yarışmadan farklı bir yönü olarak yeni yarışmada yarışmacılar “sesli soru” ile karşı karşıya getirilmektedir. Yarışmacı ilk olarak ses kaydını dinletiliyor ve arkasından dinlerken bu ses kaydı ile ilgili sorulan soruya cevap vermesi isteniyor. Söz konusu bu sesli soru, 2. baraj olan 7. soru dâhil olmak üzere ilk 7 soruyu içine alan bölümde yer almaktadır. Yarışmada Sunulan Joker Hakları Telefon Joker Hakkı Yarışmacının başvuru yaptığı esnada ismini vermiş olduğu 3 arkadaşı içinden dilediği herhangi birini arayıp verilen 30 saniye içinde soru ile ilgili olarak fikir alabilmektedir. Yarı yarıya Joker Hakkı Yarışmacının bu joker hakkını tercih etmesi durumunda bilgisayar yanlış olan 2 seçeneği rastgele olacak şekilde çıkarır. Joker Hakkı Yarışmacının bu joker hakkını tercih etmesi durumunda seyircilere verilmiş olan el bilgisayarı ile sorunun cevap hakkında bir seçimde bulunurlar. Seyircilerin vermiş olduğu bu cevaplar, grafik olarak yarışmacıya yansıtılır. Çift Yanıt Joker Hakkı Yarışmanın eski bölümlerinden farklı olarak yarışmacıya verilen bu joker hakkı sayesinde yarışmacı soruya 2 kez yanıt verme hakkına sahip olmaktadır. Bununla birlikte bu joker hakkını kullanan yarışmacılar çekilemez ve yine bu jokeri yalnızca 7. sorudan sonra kullanma hakkına sahiptirler. Aynı zamanda çift yanıtın kullanımı esnasında verilen ilk cevabın yanlış olması durumunda yanıt gri renk kullanılarak gösterilir. Soru ve Ödülleri 1. Soruyu bilen 500 TL 2. Soruyu bilen TL 3. Soruyu bilen TL 4. Soruyu bilen TL 5. Soruyu bilen TL 6. Soruyu bilen TL 7. Soruyu bilen TL 8. Soruyu bilen TL 9. Soruyu bilen TL 10. Soruyu bilen TL 11. Soruyu bilen TL 12. soruyu bilen TL En büyük ödül 12. soru ile TL’dir. Yarışmanın eski versiyonunda 500 Milyar olan ödül, 2005 senesinde paralardan atılan 6 sıfır dolayısı ile 500 Bin YTL olarak değiştirilmişti. Ancak daha sonra YTL’nin adı TL olunca buna bağlı olarak da büyük ödül 500 bin TL adını aldı. Dolayısı ile programın ismi de Kim Beş Yüz Bin İster? adını aldı. Ancak daha sonraki süreçte tekrar yayına giren programda büyük ödül diğer ülkelerde olduğu gibi 1 Milyon TL olarak değiştirildi. Yarışma programlarında sorulan Hangisi dedektif adına yazılan ilk romanlardan biri olarak kabul edilir sorusunun cevabı aşağıda yer Oyunu, Kim Milyoner Olmak İster?, Hadi, Kelime Türetme, Aileler Yarışıyor, passaparola, En Zayıf Halka, Riziko gibi çeşitli yarışma programlarında sorulmuş olan sorularının cevapları sayfamızda yer almaktadır. Zeka sorusu, genel kültür soruları, bulmaca, bilmece gibi farklı konuları kapsayan binlerce soru sitemizde yer dedektif adına yazılan ilk romanlardan biri olarak kabul edilirA. A- Taş MeclisiB. B- Morgue Sokağı CinayetleriC. C- Nilde ÖlümD. D- Doğğu Expresinde CinayetSoru Hangisi dedektif adına yazılan ilk romanlardan biri olarak kabul edilirHangisi dedektif adına yazılan ilk romanlardan biri olarak kabul edilir Sorunun doğru cevabı Morgue Sokağı Cinayetleri Esktra KonularDaha fazla yarışma sorusu ve cevabı için lütfen tıklayın…. Binlerce Yarışma Soruları ve CevaplarıKurumsal Eğitimler Kurumsal Eğitimler Biyografi Yaşam Öyküsü Ne Demektir?Tanınmış kişilerin, ünlü bir yazarın veya sanatçının hayatını detaylı bir şekilde anlatan yazım türüne biyografi denir. Bu tanınmış kişiler din, sanat, bilim, siyaset, spor vb. alanlarda tanınmış kişiler olabilir. Tanınmış kişilerin biyografisi yazılırken tarafsız olunmalı ve gerçeklerden ödün verilmemelidir. Bunun için o kişi hakkında verilen bilgilerde belge ve tanıkların söylediklerine yer verilir. Biyografi de kurgu olmaz. Anlatılan kişinin özel yönleri ve değeri anlatılır. Yine bu kişinin benzerlerinden farklı yönleri anlatılır. Ayrıca kişinin anıları da biyografide yer kronolojik sıra takip edilebilir, sade ve açık bir dil kullanılır. Biyografide anlatıcı hayali bir kişi değil, yazarın Biyografi Tarihiİlk başta, biyografik yazılar yalnızca tarihsel önemi olan belirli bir kişiye odaklanarak yazılır ve tarihin bir alt bölümü olarak görülüyordu. Genel tarih yazıcısından farklı olarak bağımsız biyografi türü 18. yüzyılda ortaya çıkmaya başlamış ve 20. yüzyılın başlarında günümüzdeki biçimine Nedir? Nasıl Yazılır?Kişinin kendi hayatını anlattığı yazıya otobiyografi denir. Otobiyografide doğumdan itibaren otobiyografinin yazıldığı ana kadar yaşananlardan anlatmaya değer olanlar yazılır. Edebiyat, sanat, siyaset, spor vb. alanlarda ünlü bir kişi; diğer insanlarca bilinmeyen yönlerini, başarısını nelere borçlu olduğunu ve nasıl kazandığını anlatmak amacıyla otobiyografisini yazar. Otobiyografi her ne kadar öznel bir anlayışla kaleme alınsa da gerçekler göz ardı Bir düşünürün, bir sanatçının kendi yaşam öyküsünü anlattığı eserdir. Kaynak olarak kişi kendini ve aile büyüklerinden aldığı bilgileri kullanır. Otobiyografi yazmak çok güçtür, çünkü insanın kendinden sözederken objektif olması zordur. Otobiyografiler sayesinde o kişinin sanatı, düşünceleri, yaptığı işler hakkında bilgileniriz. Biyografiler aynı zamanda iyi bir belgeseldirler. Bu alanda çalışacaklara ve yazarın yaşadığı dönemin özelliklerine kaynaklık eder. Otobiyografileri okumak, kendi deneyimlerimize bir yaşam deneyimini, yaşayanın ağzından katmak demektir. Onların; başarılarının nedenlerini belirleyici özellikleriOtobiyografi düşünsel plânla belgelere dayanılarak yazılır. Rivayetlere ve tartışmalara yol açacak bilgilere yer bilgiler bilimsel araştırma yöntemiyle bir araya yazarı objektif olmak Nedir?Ünlü bir kimsenin hayatını, kişiliğini, eserlerini, başarılarını ayrıntılarıyla ele alan veya bilimsel bir alanda özel bir konu ya da sorun üzerine yazılan inceleme yazısına monografi tek yazı denir. Monografide herhangi bir yer, bir eser, bir yazar, tarihî bir olay, bilimsel bir alana ait bir sorun özel bir görüşle veya bakış açısıyla değerlendirilebileceği gibi bir konu üzerinde derinlemesine bir inceleme de Nedir Nasıl Yazılır? Bir kimseyi karakteristik özellikleriyle okuyucuya tanıtmak amacıyla yazılan edebî yazılara portre denir. Kişinin sadece dış görünüşünün boyunun, yüzünün, giyinişinin, hareketlerinin… anlatıldığı portreye fizikî portre; iç dünyasının, alışkanlıklarının, duygularının, fikirlerinin, zayıf taraflarının… Anlatıldığı portreye ruhî portre tinsel, moral portre denir. Çoğu zaman fizikî portre ile ruhî portre iç içe portre; kişiyi diğer insanlardan ayıran dış özellikleri iyi bir gözlemle belirlendikten sonra, uygun sıfatlar kullanılarak özgün bir şekilde portre; kişinin iç dünyası anlatılır, kişinin ahlâkı, alışkanlıkları, düşünceleri ilginç bir üslûpla yazılır. Portreye konu kolan kişiye ait, düşünceleri ve anlayışları daha etkili olarak ortaya koymak için onun sözlerine de yer olay kahramanları değişik bölümlerde yeri geldikçe gerek dış görünüşleriyle gerekse karakter özellikleriyle okuyucuya tanıtılır. Okuyucunun roman kahramanlarını hayalinde canlandırması sağlanır. Bu yönüyle portre bölümlerine, romanlarda daha çok rastlanabileceği gibi bağımsız bir edebî tür olarak yazılmış portreler de Nedir Nasıl Yazılır? Ölen ünlü bir kişinin hemen ölümünden sonraki günlerde genellikle gazete ve dergilerde yakın çevresinde yer alan kişiler tarafından onun üstün niteliklerinin, erdemlerinin, çalışmalarının ve diğer özelliklerinin anı üslûbuyla anlatıldığı yazılara denir. Bu yazılar bir anlamda öleni çok seven birinin ağıtları, duygusal, öznel açıklamalarıdır. Bu tür yazılara örnek olarak Yahya Kemal’in ölümü dolayısıyla kaleme alınmış şu yazıları verebiliriz Vehbi Cem Aşkun, “İstanbul Aşığını Kaybetti” Dünya, 5 Kasım 1958; Nimet Behsuz, “Büyük Şairin Arkasından” Yeni Gün, 3 Kasım 1958; Cenap Gedikoğlu, “Bir Dev Şair Göçtü” Yeni Gün, 5 Kasım 1958.Şuara Tezkireleri Nedir? Şairlerin biyografilerine, eserlerine yer veren, şiirleri hakkında değerlendirmelerin bulunduğu eserlere şuara tezkiresi Geçmiş / CV Nedir Nasıl Yazılır? Öz geçmiş CV, kişinin, hayatındaki önemli evreleri; elde ettiği bilgi, beceri ve tecrübeleri kendi ağzından anlattığı yazı türüdür. Öz geçmiş, çoğunlukla bir iş başvurusunda, kişinin kendini tanıtmak için başvuru yaptığı kurum ya da kuruluşa verilmek üzere yazılır. Öz geçmiş, kişinin öğrenim durumunu, iş tecrübelerini, özelliklerini eksiksiz olarak Tercümesi Nedir? Osmanlı Dönemi'nde yazılan, daha çok öz geçmiş özelliği gösteren Edebiyatında BiyografiTürk Edebiyatında biyografi türünde verilen ilk eserler tezkirelerden oluşmaktadır. Şairlerin hayatlarının anlatıldığı tezkirelerin ilk örneğini ise 15. yüzyılda “Mecalisü’n Nefais” adlı eseriyle Ali Şir Nevai vermiştir. Bunun dışında yazılmış bazı önemli biyografi eserleri şu şekildedirMehmet Kaplan Namık Kemal Hayatı ve EserleriKenan Akyüz Tevfik FikretSüleyman Nazif Mehmet AkifYakup Kadri Karaosmanoğlu AtatürkRıfat Ilgaz 1950 Sonrasında HikâyecilerimizBiyografi Türünün Önemli Eserleri Muallim Naci Osmanlı ŞairleriSüleyman Nazif Mehmet AkifRecaizade Mahmut Ekrem Kudemadan Birkaç ŞairBeşir Fuad Viktor HugoKenan Akyüz Tevfik FikretMehmet Kaplan Namık Kemal Hayatı ve EserleriOlcay Önertoy Halit Ziya Uşaklıgil, Romancılığı ve Romanımızdaki YeriBirol Emil Mizancı Murad Bey, Hayatı ve EserleriNurullah Çetin Behçet Necatigil, Hayatı, Sanatı ve EserleriBir Biyografi Örneği Olarak Yakup Kadri Karaosmanoğlu“Yakup Kadri Karaosmanoğlu, 27 Mart 1889’da Kahire’de doğdu. İlköğrenimine 6 yaşındayken Manisa’da başladı. 1903’te İzmir İdadisi’ne girdi. Burada Ömer Seyfettin, Şehabettin Süleyman ile tanıştı. 1905’te annesiyle birlikte Mısır’a gitti. Öğrenimini İskenderiye’deki bir Fransız okulunda tamamladı. II. Meşrutiyet’in ilanından kısa bir süre önce İstanbul’a geldi. 1908’de başladığı İstanbul Hukuk Mektebini bitirmedi. 1909’da Şehabettin Süleyman aracılığıyla Fer-i Ati topluluğuna katıldı. 1916’da tedavi olmak için gittiği İsviçre’de üç yıl ilanından sonra 1923’te Mardin, 1931’de Manisa milletvekili oldu. Tiran elçiliğine atandı. 1935’te Prag, 1939’da La Hay, 1942’de Bern, 1949’da Tahran ve 1951’de yine Bern elçiliklerine getirildi. 27 Mayıs 1960’tan sonra Kurucu Meclis üyeliğine seçildi. Siyasal hayatının son görevi 1961-1965 arasındaki Manisa milletvekilliği diplomat, politikacı olarak ün kazanan Yakup Kadri roman, öykü, anı, mensur şiir, oyun, makale türlerinde eserler verdi. Batı edebiyatı özelliklerine de sıkı sıkıya bağlı kaldı. Balzac, Flaubert ve Zola’dan etkilendi. Eserlerinde belli tarihsel dönemleri ele aldı. Kiralık Konak I. Dünya savaşı öncesinin, Hüküm Gecesi II. Meşrutiyet’in, Sodom ve Gomore Mütareke döneminin, Yaban Kurtuluş Savaşı yıllarının, Ankara Cumhuriyetin’in ilk on yılının, Bir Sürgün II. Abdülhamit döneminin işlendiği romanlardır. Panorama 1923-1952 yıllarını kapsar. 1955’te sonra da anıları dışında kitap yazmadı. Romanları arasında en ünlüleri Nur Baba, Kiralık Konak ve Yaban’dır. 13 Aralık 1974’te Ankara’da öldü.” Bu çalışmada ise Ayşe Kulin'in bir biyografik roman örneği olarak kaleme aldığı Adı Aylin romanından hareketle biyografik roman üzerinde durulacak ve romanın tahlili 21, 2019İçindekiler1 Adı Aylin Otobiyografi tarzda yazılmış romanlardan mıdır?2 Şah ve Sultan Otobiyografi tarzda yazılmış romanlardan mıdır?3 Otobiyografik tarzda yazılmış romanlar nelerdir?4 Allahın süngüleri biyografik roman mı?5 Adi Aylin hangi tarzda yazilmistir?6 Adı Aylin kaç saat sürüyor?7 Şah ve Sultan hangi tarzda yazılmış romandır?8 Şah ve Sultan hangi türde?Adı Aylin Otobiyografi tarzda yazılmış romanlardan mıdır?Adı Aylin – Ayşe Kulin Ayşe Kulin'in 1997 yılında yayımlanan, Adı Aylin adını verdiği romanı biyografi türünde ve Sultan Otobiyografi tarzda yazılmış romanlardan mıdır?İskender Pala'nın 1957- Şah&Sultan 2010 ve Od 2011 romanları biyografik roman çizgisinde değerlendirilebilir. Şah&Sultan 'da Şah İsmail ile Yavuz Sultan Selim'in, Od'da ise Yunus Emre'nin biyografileri esas tarzda yazılmış romanlar nelerdir?Türk Edebiyatı'nın 10 Biyografi-Otobiyografi KitabıBir Bilim Adamının Romanı – Oğuz Atay. … Halide Edip – İpek Çalışlar. … 3. Yaşamak Ne Güzel Şey Be Kardeşim – Nazım Hikmet. … Turgut Uyar'ın Çocuklarıyız – Derviş Aydın Akkoç … Melek Kobra – Gökhan Akçura. … Şakir Paşa Ailesi – Şirin Devrim. … 7. Kısa Hayat Öyküm – Abidin süngüleri biyografik roman mı?'Allahın Süngüleri'nin bir biyografik roman olmadığını vurgulamıştık, ancak söze yine de Atatürk'ten ya da romandaki adıyla Reis Paşa'dan başlamak Aylin hangi tarzda yazilmistir?KurguAdı Aylin / TürAdı Aylin kaç saat sürüyor?Tuba Ünsal'ın yapımcısı olduğu ve başrolünde oynadığı, yazar Ayşe Kulin'in “Adı Aylin” romanından uyarlanan, dört saat süren ve seyircilerin ilk yarıda terk ettiği müzikli oyuna eleştiri ve Sultan hangi tarzda yazılmış romandır?Şah ve Sultan, İskender Pala tarafından 2010 yılında yazılmış bir romandır. Yayımlanmasının hemen ardından çok satanlar listesine girmiş ve 2010 yılının en çok satan kitabı olmuştur….Şah& Kitabın kapağıYazarİskender PalaDilTürkçeKonularTarih DramTürRomanŞah ve Sultan hangi türde?KurguŞah ve Sultan / Tür Roman Bir düzyazı türü olan roman, insan ilişkilerini anlatımıdır diyebiliriz. İnsanın yaşadığı Serüvenler, iç dünyasının gerçekliği; insan-insan, insan-mekan, insan-doğa ilişkileri yaşadığı ortamın özellikleri toplumsal olay ya da olgular ekseninde belli insanlık durumları öne çıkarılarak işlenir. Romanın burjuva toplumunun bir ürünü olduğu, 18. ve 19. yüzyılda gerçek kimliğine kavuştuğu söylense de; burjuva öncesi dönemde, özellikle Ortaçağ ve Rönesans edebiyatında kimi roman örneklerine rastlamaktayız. Romanın ortaya çıkışında söylenceler, destanlar, kahramanlık öyküleri ve masalları ilk kaynak olarak alabiliriz. Roman sanatının günlük yaşama dönük soyutlayıcı bakışı öncesinde ise söylenceler, mitolojik öyküler, şövalye ve kahramanlık öyküleri, anılardır. Romana ilk elden kaynaklık eden Pikaresk roman anlayışıyla "yeni bir insan tipi" ortaya çıkarılır. Romandaki ana figür olan "tip" dünyaya ve toplumsal yaşama "aşağıdan yukarıya doğru yönelmiş" bir bakışla bakar, bu eksende gezgin bir ruhla yaşar. Sürekli bir dönüşüm içindedir. İlk başarılı roman örneğini 17. Yüzyılda Miguel de Cervantes 1547-1616 Don Quijote 1605-1615 adlı yapıtıyla verir. 18. yüzyılda, Cervantes'in açtığı gerçekçi yolda, roman sanatının gelişmesinin ilk öncüleri İngiliz romancılar Samuel Richardson 1689-1761 ve Henry Fielding'in 1707-1754 ürünlerine rastlarız. Gerçeğe, tarihe bağlılıkları romanı olaylar dizisi anlatan, kahramana bu bakımdan anlamlar yükleyen bir tür olarak, diğer türlerden ayrıcalıklı bir yere getirir. 18. yüzyıla gelindiğinde romanın etkinlik alanı genişlerken; yaşanmışlık duygusunun ağır bastığı olayların "hikaye" edilmesiyle de yeni bir dönem başlar. Daniel Defoe'nün 1660-1731 Robinson Crusoe'de 1719 "ıssız ada"ya sığınan insanın serüvenini anlatmasını roman sanatının gelişimine katkı olarak alabiliriz. Roman sanatının "anılar"ın ötesinde bir edebiyat türü olduğunun, belki de altını en iyi çizen, bir romandır. Ayrıca bu tür bir romanın ortaya çıkış koşullarını da ayrıca değerlendirmek gerekecektir. Çünkü bu yüzyıl bilimde, teknoloji ve toplumsal gelişmelerde birçok şeyin önünü açacak olan bir dönemin başlangıcıdır. Goethe'nin 1749-1832 Faust'unun 1831 bu süreçte çıkmış olması da önemlidir. Aydınlanma düşüncesi, kuşkusuz, romanın gelişimini de etkilemiştir. Bu anlamda Faust yeniçağın simgesi durumundadır. Romantizmin etkin olduğu bu süreçte aydınlanma romanının ilk nüveleri verilmektedir. Diderot 1713-1784 Rameau'nun Yeğeni'ni 1762-63, J. J. Rousseau 1712-1778 Yalnız Gezerin Hayalleri'ni yazar. Puşkin 1799-1837 Yüzbaşının Kızı, Lermontov 1814-1841 Zamanımızın Bir Kahramanı romanlarıyla; Victor Hugo 1802-1885 roman külliyatıyla yeni dönemin hazırlayıcı yazarlarındandırlar. Romanda bakış açısının kurulması, anlatım biçiminin belirlenmesi, romanın yapısını oluştururken kahraman, çevre, olay ekseninde gelişen bireysel ve toplumsal durumların romanın bu yapısı içinde yer alış biçimi. . . gibi roman sanatına dair sorunlar 19. Yüzyıl romanıyla gündeme gelir, ele alınır. Roman kuramının asıl oluşma süreci de bu dönemde başlar. Stendhal 1783-1842, Balzac 1799-1850, Flaubert 1821-1880, Turgenyev 1818-1883, Dostoyevski 1821-1881, Tolstoy 1828-1910, Zola 1840-1902, Henry James 1843-1916, Proust 1843-1916 yüzyılın önemli romancıları olarak öne çıkmaktadırlar. 20. yüzyıla gelindiğinde roman sanatı bireyin zaferi olarak algılanır. İnsanlığın tarihinin dönüm noktalarında varolan bir sanat olarak yerini almıştır. Feodalizmin yıkılıp burjuvazinin ortalya çıkışı bir bakıma romanın da tarihini yazıyordur. Romanın gelişme çizgisi bu eksende yerini bulur. 19. yy. romanı bunun kanıtıdır. Yeni yüzyıl ise roman sanatı adına arayışlar, buluşlar, yenilikler getirir. Yeni anlatım yolları, teknikler denenir. Roman, edebiyat ortamlarında kabul gören bir tür olur. Yenilikçi bir roman anlayışının öncülerine yüzyılın başlarında rastlamaktayız V. Woolf 1882-1941, J. Joyce 1882-1941, Kafka 1883-1924, W. Faulkner 1897-1962, D. H. Lawrence 1885-1930. Bir yanıyla yazınsallığı ön plana alan, gerçekçiliğe yeni bir boyut getirerek, romana yeni anlatım olanakları sağlayan Yeni Roman akımının ortaya çıkması, özellikle A. Robbe-Grillet, N. Sarraute, M. Butor, C. Simon gibi yazarların bu akım ekseninde ürün vermeleri; öte yanıyla da G. G. Marquez öncülüğünde Latin Amerika Romanı yüzyılın gündemine şu yazarlarla girer Miguel Asturias, Carlos Fuentes, Mario Vargas Llosa, Julio Cortazar, Jorge Amado, Isabel Allende, Cabrera Infante, Manuel Scorza, Vascancelos, Manuel Puig. . Romancı kimdir? Romancı edebiyat ortamıyla beslenen; varoluşunu bu ortamın ve yaşamın gelişme koşullarına göre biçimleyen sanat insanıdır. Yaşam gerçekliğiyle yazı gerçekliğini buluşturmada romanın ne olduğu sorusunu sorarak, sorgulamasını yaparak yola çıkandır da bir bakıma. Kendi roman dünyasını kurmak için bu tür bir hesaplaşmayı yapabilendir, bunu göze alabilen edebiyat insanıdır demeliyiz. Kuşkusuz bu da romancıyı romanın tarihini bilmeye, okumaya, bunu sorgulamaya itecektir. Bilme ve sorgulama süreci onun için bir nevi "roman okulu" dur. Bu süreç sonrasında da neyi, nasıl yazacağı sorusunu kendisine sorarak yola çıkar. Edindiği birikim, deneyimler önemlidir. Dönemin tarihsel, toplumsal gerçekliğiyle bireyin serüveni bütün boyutlarıyla onun gözlemevindedir. Romancı, kurduğu roman dünyası ile okura yeni bir evren sunandır. Özgün, yeni; anlamı, boyutu, derinliği olan bir yapıtı ortaya koyandır. Düşündürttüğü kadar yol aldırandır da. Roman yazarının eylemselliği de işte burada yatar. Onun roman/romancı kavrayışı okur katında karşılığını bulduğunda katılım, hatta yeniden yazım süreci başlar. Bu açıdan roman yazarı, bir maestro olmasa da; Adalet Ağaoğlu'nun deyimiyle; "İnsanı, onun sınıfsal, toplumsal konumu içindeki ilişkilerini, bu ilişkilerin karmaşıklığını ve çelişkilerini kavramak, kavradığını yeni bir yorumla yeniden üretmek; dışarıdan hemen görünmeyen insan gerçekliklerini ışıklandırmak zorunda" olan edebiyat insanıdır. Romanın teknik sorunları Roman sanatı, bugün geldiği noktada kendi kuramını/teorisini oluşturabilmiş ender edebiyat türlerindendir. Bu da, romanın toplumun dinamiğini yakalayan bir tür olma özelliğini gösterir bize. Bu gelişme çizgisinde, 20 yy. 'da roman türlerinin zenginliğinden söz edebiliriz Macera romanı, gezi romanları, aşk romanları, evlilik romanları, aile romanları, oluşum romanları, gelişim romanları, eğitim romanları, sanatçı romanları, devlet romanları, tarihi romanlar, köy romanları, büyükşehir romanları, kasaba romanları, ütopya romanları, anahtar romanlar, kadın hakları romanları, çağ romanları, polisiye romanları, gerilim romanları, bilimkurgu romanları, yığın romanı, belgesel roman, coşumcu roman, gerçekçi roman, yaşamöyküsel roman. . . Bu da, ister istemez, roman sanatının teknik sorunlarını hep gündemleştirmiştir. Romanın bilinen öğelerinin; olay ve olgu, tip ve karakter, anlatıcı ve anlatım, içerik ve düşünsel boyut, yer ve zaman gibi kavramların; bu zenginlik içinde farklı anlamsal ve biçimsel yapılara büründüğünü gözleriz. Değişmeyen konumdaki 'yazar'ın/'romancı'nın işlevi de sorgulanmıştır. "Roman öldü, krizde" gibisinden sözlerin açtığı tartışma boyutun da romanın biçim arayışlarından kaynaklandığını söyleyebiliriz. Bir romanın bir tek yazar dışında da yazılabilirliği, bir uç nokta olarak görülse de, gerçekliği güncelliğini korumuştur. Roman sanatının asal sorunlarına gelince;dil, anlatım yöntemleri, tematik yapının kuruluşu, konular; romancının donanımı, kimliği ile roman kuramı ekseninde hep yeni tartışmalar gündemde tutulmuştur. Dünya romanında "büyülü gerçeklik", "doğu egzotizmi" gibi kavramlarla yerleştirilmeye çalışılan bakışın roman sanatının giderek dünyanın ortak mirası/dili olma özelliğini savını güçlendirecek niteliktedir. Bu anlamda Dünya romanının gelişme seyri, ibresi roman sanatının yeni anlatım olanaklarına her an yöneldiğini göstermektedir. Türsel zenginlik de bunun bir göstergesidir. Roman üzerine görüşler *Roman, kendi mantığın ve kendi yöntemiyle yaşamın çeşitli yanlarını keşfetmiştir . Milan Kundera *Roman yaşamdan daha gerçektir, çünkü romanda yaşam karşımıza içindeki anlamın kaybolup gitmesine yol açan ayrıntılardan ve fazlalıklardan arınmış olarak çıkmaktadır. Henry James *Roman, bir yaşamdır. Roman, bir atmosferdir. Roman, yeni, yepyeni bir dünya kurmaktır. Bu düş dünyasıyla birlekte bir gerçeklik dünyası kurmaktır, yaratmaktır roman. Yaşar Kemal *Romanın hiçbir genel kuralı yok, belli hiçbir tekniği yok, türlü biçimlerinin amaçlarında da birlik yoktur ve de denilebilir ki kaynağı ve doğası bunların olmasına engeldir. Abdülhak Şinasi Hisar *Roman yazmak için, önce görmek gerektir Hayatı, insanları ve tabiatı inceleyerek görmek. . Mahmut Yesari Kaynak

hangisi biyografi biçiminde yazılan romanlardan değildir