OE3P.
1. Edebiyatımızda, klasik roman anlayışı çerçevesinde, hemen her tip kadın ele alınmış; her sınıftan, katmandan kadın kahramanlar yazılmış; oluşmuş/ oluşmamış karakterler biçiminde yansıtılmıştır. Cariyeler, yetim-öksüz genç kızlar, evlatlıklar, yüce analar, kutsal eşler, melek kız kardeşler, yoldan çıkmışlar; köy gelinleri, köy anaları, öğretmenleri; müslümanlar, en tuhaf Batılılar, kasabada ev yıkanlar, kentte kendileri yıkılanlar… Çoğunlukla erkek yazarlar tarafından onların bilinmeyen dünyalarına ışık düşürülmeye çalışılmıştır. Bu yazının başlığı, aşağıdakilerden hangisi olabilir? A Romanımızda Kadın B Edebiyat ve Kadın C Erkek Gözüyle Kadın D Toplumumuzda Kadının Yeri E Kadının Bilinmeyen Dünyası 2. Son zamanlarda, kimi eleştirmenler, bu kanaatimi iyice pekiştirdi. Yazarın hangi sülaleden geldiğini, gördüğü eğitimi, geçirdiği hastalıkları, sabahları uyandığı ve akşamları yattığı saatleri, kimlerle konuştuğunu, hangi giysilere ya da yemeklere düşkünlük gösterdiğini… yazıyorlar. Eserlere, eserlerin kendisinde olan değerlere gelince, onlardan pek söz etmiyorlar. Oysa, …… Savunulan düşünceye göre, bu parçanın son cümlesi, aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanmalıdır? A yazarın yaşam biçiminin de eleştirilerde önemi vardır B bunlar, eleştirinin nesnelliğini sağlayan öğelerdir C edebiyat eleştirisinde eserin kendisi temel alınmalıdır D yazarları kalıcı kılan, hayatları hakkında bilinenlerdir E bunların, eserlerin anlaşılmasındaki önemi çok büyüktür 3. Çocuk da deli de, gerçeği en katı, en acımasız biçimde ortaya çıkarır. Çünkü onların küçük hesaplarla ilişkileri yoktur. Çünkü, onlar kompleksler içinde kıvranmıyorlar. “Böyle dersem böyle olur, şöyle dersem şunu kaçırırım.” gibi kaygıları duymazlar. Gerektiğinde annesinin, komşularının gümüş kaşığını aşırıp apartman boşluğuna attığını, azılı düşmanın yanında pat diye söyleyiverirler. Yani bir tür “Doğrucu Davut’turlar. Bu nedenle hayatı, bir çocuk ya da deli gibi görmeyi ve anlatmayı kendime yakın bulmuşumdur. Bu parça, aşağıdaki sorulardan hangisinin karşılığı olabilir? A Neden, genellikle çocuk ve deli tipleri üzerinde duruyorsunuz? B Öykülerinizi neden bir çocuk ya da delinin bakışıyla anlatmayı seviyorsunuz? C Çocukların ya da delilerin öteki insanlardan farkları “doğrucu” oluşları mıdır? D Gerçekçi bir yazar oluşunuz çocukluğunuza bağlanabilir mi? E Çocuklar ya da delilerle ilgili gözlemlerinizi nasıl öyküleştiriyorsunuz? 4. Ben de bir romanımda hiçbir karakter ya da tip çizmemeye çalıştım. Buna daha baştan karar vermiştim. Olaylar içinde kişiler, birer gölge gibi oradan oraya gideceklerdi. Fakat şaşırarak gördüm ki, okuyanlar o romanda kişiler buluyorlardı; tanıdıklarına benzetiyorlardı kimi kişileri. Neden böyle oldu? Sanırım, yazar işi ne kadar sıkı tutarsa tutsun, ister istemez, yaşayan insanlara benzemeye başlıyor kişiler. Bundan kurtuluş yok! Bu parçada savunulan düşünce, aşağıdakilerden hangisidir? A Eserlerde çizilen tipler, yaşayan insanlara benzeyebilir. B Yazarlar, eserlerinde tip çizmekten kaçınamazlar. C Hiçbir roman, yazarın baştan tasarladığı gibi bitmez. D Roman kahramanları, yazarların düşündüğü kişiliğin dışına çıkarlar. E Okuyucuların, romanları, yazarlardan farklı yorumlamaları doğaldır. 5. Elmanın kabuğu ne kadar parlak olursa olsun, içi kurtluysa fayda vermez. Kabuğun güzelliği, elmanın içine de yansımalıdır. Ama bazıları kabuğun parlaklığına kendisini kaptırabilir. Sanatta da, parlak bir üslupla verilmiş çürük düşünceler, elmada olduğu gibi, kolay sezilmiyor. Okuyucu biçim parlaklığı içinde mest oluyor. Bu parçanın anadüşüncesi aşağıdakilerden hangisidir? A Sanatın değerini biçimsel güzellikte aramalıyız. B Sanatta asıl önemli olan özdür, içeriktir. C Bir sanat yapıtını kalıcı kılan, biçimsel özelliğidir. D Sanatta biçimle öz birbirini tamamlamalıdır. E Sanat yapıtlarındaki çürük düşünceler kolayca sezilmelidir. 6. Şiir dilin özüdür, tadıdır. Belki de bunlardan doğan özel ve canlı bir yapıdır ki, aynı dilde bile başka bir biçimde yinelendi mi, kendisi olmaktan çıkar. Çünkü, şiir dediğimiz şey; deniz köpüğü gibi, göğün maviliği gibi, olması gereken yerden seyredildikçe var ve güzel olan şey’dir. Deniz köpüğünü dalgaların ucundan toplamaya kalktınız mı avucunuzda birkaç damla tuzlu su kalır. Oysa aynı köpük; dalgaların üstünde, o çalkantıların mucizesi, tacı ve süsü oldukça size Afrodit’i düşündürür. Bu parçada söylenmek istenen, aşağıdakilerden hangisidir? A Şairler yalnızca sanat yapmak için yazmalıdır. B Bir dilin kendi olanaklarıyla şiir yazmak kimi zaman zordur. C Bir dilin tadını en çok şiirle alabiliriz. D Anadilin güzelliği şiirlerle ortaya konabilir. E Şiir, yazıldığı dildeki özgün söylenişiyle güzeldir. 7. Benim “hayat yolculuğum, emniyet kemerlerine devamlı bağlı, belli coğrafi hedeflere yaptığım uçak yolculuklarına benzedi. Yani, belli bir noktayı hedefledim; yolculuğun tadını çıkaramadan, oraya uçmaya çalıştım. O noktaya vardığımda, başarılıysam sevindim, başarısızsam üzüldüm. Ama hemen, ver elini başka bir hedefe diye, kendimi yine attım uçağın içine. Böylece yaşamım, ne yazık ki, hayat yolculuğu olmaktan çıktı; bir hedeften diğer hedefe yaptığım bir uçak seferi haline geldi. Bu parçanın yazarı, kendisiyle ilgili olarak aşağıdakileri hangisinden yakınmaktadır? A Yaşamaya hiç zaman ayıramamaktan B Saptadığı hedeflerin gerçekçi olmamasından C Çalışmaları için zamanın yetmemesinden D Hep gezmeyi gerektiren işler yapmaktan E Planlı çalışmanın yarattığı olumsuzluklardan 8. Karışık okuyanlar, eline geçen her kitabı okumadan edemeyenler, başkalarının düşüncelerinin nerede sona erdiğini bilemezler. Kendi düşüncelerinin nerede başladığını ayırmakta zorluk çekerler. Bu nedenle de sık sık yanılırlar. Bu parçada, sözü edilen kişilerin eleştirilme nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A Sistemli bir düşünceden yoksun olmaları B Bir kitabı, üzerinde düşünmeden okumaları C Belirli bir seçim yapmadan okumaları D Okurken, başkalarının düşüncelerini önemsiz saymaları E Okuduklarını anlayacak birikime sahip olmamaları 9. Büyük şair neden yetişmiyor artık, diye soranlar oluyor. Bunların, kimi “büyük şair” saydıklarını öğrenmek istiyorsunuz. Tevfik Fikret, Hâmit, Yahya Kemal… diyorlar. Acaba, bugün haklı veya haksız olarak büyük şair sayılanlar, gençlik çağlarında da aynı sıfatla nitelendiriliyorlar mıydı? Sanmıyorum. Gerçek sanatçılara, zamanın kattığı özel bir değer vardır. Günümüzden uzaklaştıkları, eskidikleri, zamanın erozyonuna dayandıkları ölçüde değerlenir bunlar. Bu parçanın yazarına göre, “büyük şair” kimdir? A Zamanımızdan önceki dönemlerde yaşayan B Zamanın sınavına dayanarak günümüze ulaşabilen C Fikret, Hâmit, Yahya Kemal niteliğine erişebilen D Gençlik dönemlerinde “büyük” sıfatıyla nitelendirilmeyen E Her dönemin okurlarının beklentilerine uygun şiirler yazabilen 10. Orhan Veli’nin “Kitabe-i Seng-i Mezar” adlı şiirini sevmemiz, onun Süleyman Efendi’de, gelmiş geçmiş sayısız silik insanı, basit ama ezeli dertleri içinde duymuş, insana varabilmiş olmasındandır. Mersiye, ister Sultan Süleyman, ister Süleyman Efendi için söylenmiş olsun, sanat bakımından birdir. Çünkü, şiirde asıl olan; şairin duyuşu ve bu duyuşun başka türlü söylenmesine imkân olmayacak biçimde kuruluşu, bir şiir iklimi yaratmasıdır. Bu parçadan, aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz? A Şiirde konu değil, söyleyiş biçimi önemlidir. B Sıradan sayılabilecek insanların sorunları da şiir konusu olabilir. C Şiir konusu olmak bakımından, insanlar arasında fark yoktur. D Orhan Veli, basit insanların dertlerini anlattığı şiirlerinde daha başarılıdır. E Kitabe-i Seng-i Mezar, Süleyman Efendi’nin kişiliğinde sıradan insanları dile getirir. 11. Bu kez, “Kadın Korkusu” adlı kitabıyla okur karşısında Duran Yılmaz. Toplam on üç öyküsünün yer aldığı kitabında yazar, doğrusu ya, ilk yapıtındaki Yörük kültürü, Yörük dili, Yörük yaşamı ısrarını kırmış görünüyor. Ayrıca, hayata belli bir gözlükle bakma alışkanlığından da sıyrılmış; geniş açılı bir görüş elde etmiş. Dahası, öykülerini, yerel sözcüklerin yarattığı kapalılıktan kurtarmış. Öykü anlatımını ve konu seçimini düzlüğe çıkarmış Duran Yılmaz. Onun öykücülüğü adına en olumlu gelişmeler bunlar, bizce. Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada sözü edilen yazarın olumlu özellikleri arasında belirtilmemiştir? A Hayata çok yönlü bakma B Belli bir yöreye ait sözcüklerden kurtulma C Konu seçimini çeşitlendirme D Belli bir toplumsal kesimi anlatmaktan vazgeçme E Öykü sayısını çoğaltma 12. Okurun gerisinde kalmamak demek, çağının beğenisinin, halkının özlemlerinin, isteklerinin dışında kalmamak demektir. Kopmamak demektir halk çoğunluğundan… Bir fildişi kuleye kapanmamak, kendi özbeğenisinin, bencil tutkularının içinde kalmamak demektir. Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada öne sürülen düşünceyle çelişir? A Sanatçı, kendi benliğinin esiri olmamalıdır. B Sanat eseri, halktan kopmamış olmalıdır. C Sanatçı, yaşadığı çağın özelliklerini bilmelidir. D Sanatçı, kişisel duygu ve özlemlere kalıcılık kazandırmalıdır. E Eser, halkın özlemini, beğenisini, isteklerini yansıtabilmelidir. 13. Namık Kemal, zamanına göre gelişmiş ve görkemli bir anlatıma ulaştığı halde, Şinasinin aklına gelen düşünceleri kendiliğinden bulamamıştı. Sonra da Abdülhak Hâmitin etkisiyle şiirini düzeltti. Onlarla tanışıncaya kadar eskinin az çok taklitçisiydi. Yani, düşünceleri Şinasi’den, şiirde gereken coşkuyu da Hâmit’ten aldı. Bunu kendisi de saklamamış, “Edebiyatımızda yenilik, Şinasi’nin ve Hâmit’in dir; ben bir bağlama çizgisiyim!” demiştir. Bu parçada, Namık Kemal ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A Anlatımının yetkinliğine B Düşünce yönünden eksikliğine C Başka sanatçılardan etkilendiğine D Şinasi ile Hâmit’i aştığına E Edebiyattaki yerinin farkında olmasına 14. Kadın, oğlunu kolundan çekti. Geride kalan küçük satıcıya, onu yerin dibine geçirecek bakışlar atarak yürümeye başladı. Oğlu, hâlâ dönüp dönüp geri bakıyor; yaşlı gözlerini başka taraflara çeviren arkadaşını görünce, kendisinin de gözleri yaşarıyordu. Küçük satıcı ise, o titrek ve ince sesiyle bağırıyordu “Beş kuruşa… Arabalar beş kuruşa!..” Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmamıştır? A Benzetmeden B Betimlemeden C Öykülemeden D Deyimlerden E Sıfatlardan 15. Hani benim hayallerim, emellerim Suya girince balık sandığım ellerim Bir leğende bir deniz gören ben Bir leğende Çin’e varan yelken Beni ufuklardan ufuklara götüren İçine girmeden bindiğim tren Bu dizelerde işlenen anaduygu, aşağıdakilerden hangisidir? A Uzak ülkeleri gezip görme isteği B Çocukluk günlerine duyulan özlem C Gerçeklerin yarattığı tedirginlik D Yaşam sıkıntısının yol açtığı usanç E Hayal kırıklığının yarattığı mutsuzluk CEVAP ANAHTARI 1. A 2. C 3. B 4. B 5. D 6. E 7. A 8. C 9. B 10. D 11. E 12. D 13. D 14. A 15. B
paragraf sorusu cozme taktikleri Paragraf sorusu çözmek için aşağıdaki taktikleri mutlaka uygulayın. Öğrencilerimin sık sık “Paragraf sorusu nasıl çözülür?” sorusuna hazırladığım bu yazı size güzel bir rehber niteliğinde olacaktır. Paragraf sorularının nasıl çözüleceği ile ilgili ayrıntılı bilgi her konunun kendi konu anlatımı bölümünde verilecektir. Böylece nokta atışı yapmak, soruna odaklanmak hedeflenmiştir. Biz aşağıda madde madde tüm paragraf soruları için ortak olan çözme yöntemlerini ele alacağız 1. Paragraf sorusunu ben araba sürmeye benzetiyorum. Araba sürmeyi öğrenmek ile paragraf çözmeyi öğrenmek hemen hemen aynı şeydir. Diyelim ki arabaya ilk defa bindiniz. 20 saat araba sürme hakkınız var. Arabayı 20 saat boyunca kesintisiz bir şekilde kullanabilir misiniz? Mümkün değil. Çünkü 3. saatten sonra ayağınıza kramp girmeye başlayacak ve muhtemelen 5. saatte ayağınızı hissetmeyeceksiniz. Makul olan günde 2 saatten 10 gün boyunca araba sürmektir. Böylece her gün öğrendiğiniz beceri ertesi gün tekrar edilecek ve öğrenme pekiştirilecektir. Buradan paragraf sorusu çözmeye geçelim, günde 100-200 sorundan 1-2 hafta çözeceğiniz paragraf soruları sizin paragraf çözme yeteneğinizi geliştirmek kenara dursun, sizi 1 ay sonra paragraftan tiksindirir hale getirecektir. Bu sebeple paragraf sorusunu az ama düzenliuzun vadede çözmek sizi başarıya ulaştıracaktır. Benim formülüm günde 20 paragraf sorusu. Bu demek oluyor ki, çalışmaya temmuz ayında başlayan bir öğrenci YGS’ye kadar 9 ay boyunca ortalama beş bin paragraf sorusu çözecek ve piyasadaki tüm paragraf sorularına aşina olacaktır. O halde diyoruz ki; ekmek gibi, su gibi, yüz yıkamak gibi bir faaliyet GÜNDE 20 PARAGRAF SORUSU. 2. Türkçe öğretmenleri paragraf bilgisi konusuna son yıllarda eğilmeye ve paragrafla ilgili özel kitaplar yayımlamaya başlamıştır. Ancak piyasada soru kalitesi bakımından ÖSYM’ye yakın paragraf kitabı yok diyebiliriz. Peki biz ne yapacağız? Sizin yapacağınız şey ÖSYM’nin hazırlamış olduğu tüm sınavların çıkmış Türkçe sorularını temin edip oradaki paragraf sorularını çözeceksiniz. ÖSYM’nin tüm sınavlarındaki Türkçe sorularını aynı komisyonun hazırladığını düşünürseniz bu taktik ile ÖSYM sorularına aşina olacaksınız. Ayrıca soru sıkıntısı çekmeyeceksiniz. Önerim özellikle ALES paragraf soruları çözmeniz yönünde olacaktır. 3. 2-3 ay boyunca yukarıda bahsettiğim teknikle günde 20 soru ile paragraf sorusu çözdünüz diyelim. Bunun hemen arkasından harikalar yaratmayı beklemeyin. Zira siz aslında 12 yıllık eğitim hayatınızda yapmanız gereken işi 9-10 aya sığdırdınız. O sebeple hemen ilerleme beklemeyin ve sabredin. Bir iki ay daha sabredince bir bakmışsınız paragraf uzmanı olmuşsunuz! 4. Genelde benim öğrencilerim 12. sınıfın başında hemen üç beş kitap okuyarak paragraf konusundaki eksikliklerini gidermeye çalışırlar. Ancak malumunuz paragraf konusu öyle üç beş kitapla olacak iş değildir. Yok illâ okumak istiyorum derseniz deneme, gezi yazısı, röportaj, mülakat ve fıkra türünde eserler okuyun ki anlama kapasiteniz genişlesin. 5. “Ben paragraf sorusu çözemiyorum.” diye isyan ediyorsanız aklınıza şunu getirin “Hangi sorunun cevabı kendi içindedir?”, “Cevabı içinde olan başka soru türü var mı?”. Basit bir motivasyon yöntemi. 6. ÖSYM sizden ideal okuyucu olmanızı ister. İdeal okuyucu paragrafta verilen bilgilerin dışına çıkmaz, olaylara öznel bakmaz; ÖSYM nasıl bakmamızı istiyorsa öyle bakar. İdeal okuyucu olursanız bu iş tamamdır. 7. Paragraf sorusu çözerken paragrafın tamamının altı, üstü, sağı veya solu çizilmez. Kalemle cümlelerin altını çizerek okumaya çalışırsanız beyniniz gözlerinizin değil kalemin hızına odaklanır ve hiçbir zaman okuma süresi açısından ilerleme sağlayamazsınız. Aynı şekilde sesli okumak da hızınızı yavaşlatır. 8. Paragraf sorusuyla ilgili önemli gördüğünüz yerlerin altını çizin, yuvarlak içine alın vs. Bu soruyu daha kolay çözmenizi sağlar. 9. Paragraf sorularında dikkat hataları çoğunlukla soru kökünü tam okumamaktan kaynaklanır. Sınav esnasında heyecandan soruları doğru okuyamayabiliriz. Bu sebeple soru kökünün sonunu okumadığımız için değinilmiştir’i değinilmemiştir, varılabilir’i varılamaz gibi görebiliriz. Çözüm ne? Çok basit, her sorunun soru kökünün son kelimesini yuvarlak içine alırsanız alışkanlık edinirsiniz ve bir daha dikkat hatası yapmamayı öğrenirsiniz. 10. Paragraflar bir sayfanın tamamını kaplıyorsa şanslısınız demektir. Paragraf uzadıkça soru kolaylaşır. Bu uzun paragraflar genelde bir düşünce yazısı değil olayların anlatıldığı metinlerdir. Olaylar hafızada daha kolay kaldığı için uzun paragraflar diğer paragrafa göre daha kolaydır. 11. Paragraf sorularında soru kökünü okumadan paragrafı okumak bize zaman kaybettirir. Zira hedefsiz, neyi aradığımızı bilmeden yaptığımız okumalar amaçsız olacağı için aklımızda pek kalmaz. Bunun yerine önce soru kökünü okursak paragrafta neye bakacağımızı, sorunun bizden ne istediğini biliriz ve paragrafı ona göre okuruz. Zaman kazanırız. 12. ÖSYM’nin paragraf soruları için standart bir insan tipi vardır. Bu insan tipi nesnel, olaylara kendi açısından bakmayan, metinde hangi bakış açısı varsa o bakış açısı ile olaya bakandır. Bu tipe girdiğiniz an soruların tamamını doğru yaparsınız. 13. ÖSYM’nin Türkçe sorularını sürekli aynı komisyonun hazırladığını düşünürsek ÖSYM’nin yaptığı tüm sınavlardaki Türkçe sorularını çözmek bize hem paragrafta anlam hem de diğer anlam konularında sözcükte anlam, cümlede anlam pratiklik kazandıracaktır. En kötü ihtimalle son 5-6 yılın çıkmış sorularını çözmek size ÖSYM’nin mantığını kavramada büyük yardım sağlayacaktır. Benim şahsi önerim son 5 yılın ALES sorularını mutlaka çözmenizdir. Daha zor olduğu için daha öğretici olacaktır. 14. Paragraf sorularında karşımıza anlamını bilmediğimiz kelimeler, kavramlar çıkıyorsa mutlaka ama mutlaka anlamına bakılmalı. Çünkü ÖSYM bazı kelimeleri kullanmayı özellikle sever salt, salık vermek gibi. 15. Gelelim son maddeye. Son madde hem paragraf sorularının çözümü hem de diğer soruların çözümü ile ilgili. Sınavlarda kullanacağınız bir yöntemden bahsetmek istiyorum size TURLAMA TAKTİĞİ. TURLAMA TEKNİĞİ Turlama Taktiği Nedir ve Nasıl Kullanılır? Turlama taktiği tüm sınavı birkaç turda çözmektir. Farklı kullanım şekilleri vardır. Kullanım Şekli 1 Sınav sorularını çözmeye Türkçe testinden başlıyorsunuz. Bütün soruları sadece bir kere okuyarak çözebildiğinizi çözüyorsunuz, çözemediğinizin yanına işaret koyup geçiyorsunuz. Yine iki şık arasında kaldığınızda da iki şıkkın yanına işaret koyup soruyu geçiyorsunuz. Diyelim ki 40 sorudan 20 tane çözemediğiniz var. Bu doğaldır. İkinci tura başladığınızda da daha dikkatli bir şekilde, aynı soruyu bir defa okuyarak ilerliyorsunuz. Boş kalan soru sayınız 4-5’e kadar düşecektir. Üçüncü tura geçtiğinizde de bu kalan soruları çözüyorsunuz. Kullanım Şekli 2 Bütün sınavları birinci turda çözüyorsunuz. Çözemediğiniz soruları ikinci turda ve sonra üçüncü turda çözüyorsunuz. Bu kullanım şeklinin ilkinden farkı, ilkinde her dersi kendi içinde turlama yaparak bitirmeyi esas alır. Yani Türkçeyi 3 turda çözersiniz ve matematiğe geçersiniz. Matematiği de 3 turda çözersiniz, Fen’e geçersiniz gibi. Bu kullanım şeklinde ise 1. turda Türkçe, matematik, fen bilimleri biter, ikinci turda bu derslerin üzerinden tekrar geçersiniz. Benim şahsi önerim 1. kullanım şeklini uygulamanız. Peki turlama taktiğinin faydası nedir? Turlama taktiği daha az yorulmanız ve daha hızlı soru çözmeniz üzerine tasarlanmış bir yöntemdir. Faydaları şöyledir 1. Özellikle Türkçe sınavları ve hatta paragraf soruları okuduğunu anlama üzerine kurgulandığı için ve metni okurken zihnimizden elli farklı düşünce geçtiği için soruya o an tam odaklanamayabiliriz ve soruyu çözemeyebiliriz. İkinci turda bu soruya tekrar döndüğümüzde daha fazla ısınmış olacağız ve konsantremiz daha yoğun olacak. Haliyle soruyu daha kolay çözeceğiz. 2. Paragraf sorularında aynı paragrafı ikinci kere okumak sizi çözümden uzaklaştıracaktır. Kafanızı daha da karıştıracak ve yanlış yapma ihtimaliniz artacaktır. 3. Aynı soruyu iki kere okumak size zaman kaybettirecektir. Muhtemelen inatlaşıp ikide kalmayız ve üç dört, hatta beş kere soruyu okuruz. 40-50 saniyede çözülecek bir soruyu 4-5 dakikada çözmeyi başarırız. 4. Soruyu bir kere okuyup geçmeniz sizi yormayacağı için ikinci turda daha dinç olarak daha fazla soru işaretlemiş olacaksınız. Paragraf sorularının tamamını doğru yapmak istiyorsanız bu bilgiler sizin için altın değerindedir. Kafanıza takılan bir nokta varsa yorum olarak yazın ve değerlendirelim. 1 views
LGS’de Türkçe paragrafta anlam ve paragraf ana düşünce nasıl bulunur sorularını en başarılı şekilde çözmeniz amacıyla geliştirmiş olduğumuz en etkin çözme teknikleri ve püf noktalarını bir yazı dizisi altında topladık. Yazı dizimizin birincisini ve videolu çözüm teknikleri anlatımlarına ulaşmak için tıklayınız… LGS Türkçe sorularının büyük bir bölümü paragraf sorularından oluşmaktadır. Bundan dolayıda internette en çok aranan konu başlıklarından birisi durumundadır. Yazımızda size lgs türkçe sınavlarındaki paragraf sorularını başarılı bir şekilde çözmenize yarayacak önemli ip uçlarını paylaşacağız. Paragraf sorularının içerisinde de en çok paragrafta anlam soruları karşımıza çıkar. Paragrafta anlam soruları genel paragraf sorularının yüzde yetmiş beşini oluşturur desek yanlış söylemiş olmayız. Şimdi ilk ipucunu paylaşalım. İpucu 1 Okuduğumuz paragrafı cevaplarken paragrafın neyi anlatmak istediğine bakmayıp ne anlatmak istediğine odaklanmalıyız. İpucu 1’deki çözme tekniğinde özetle anlatmak istediğimiz konuyu açarsak şöyle yorumlayabiliriz. Eğer okuduğumuz paragrafın neyi anlatmak istediğine bakarsak ana düşünce veya yardımcı düşüncelere ulaşabiliriz ama konusuna ulaşamayız. İpucu 2 Ana düşüncesini bulmak istediğiniz paragrafın ilk cümlesi öznel özellik gösteriyorsa bu cümle cevabını aradığınız ana düşüncedir. Yukarıdaki ipucu, çözme teknikleri arasında en etkili olanların başında gelmektedir. İpucu 3 Ana düşüncesini bulmaya çalıştığımız paragrafın ilk cümlesi nesnel özellik gösteriyorsa genellikle ana düşünce son cümle içerisinde yer alır. TONGUÇ Akademi LGS Paragrafda Anlam Bulma Videolu anlatım Yazı dizimizi sonuna kadar takip ettiğinizde Türkçe paragraf soruları artık sizin gözünüzde daha kolay anlaşılır ve çözülebilir olacaktır.
ÜniRehberi ekibi olarak sizler için YKS – TYT – KPSS – ALES – DGS gibi sınavlara özel Türkçe paragraf testi hazırladık. Testte toplam 14 Adet Türkçe paragraf soruları bulunmakta. Sınava başlamadan önce mutlaka süre tutmayı unutmayınız. Haydi Sınava Başla! – ÜniRehberi ailesi olarak başarılar dileriz. Paragraf Soruları Test Çöz Tebrikler! Sınavı başarıyla tamamladınız. Sınavda %%SCORE%% tane soruyu doğru yaptınız. Sınavın hakkında düşüncemiz %%RATING%% Diğer Türkçe Testlerini çözmek istiyorsanız BURAYA TIKLAYINIZ. Yanıtlarınız aşağıdaki gibidir. Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, yanlışlarınız gösterilecektir. Sonuçları al. 14 tamamladınız. Sınavı bitirdikten sonra mutlaka bizim için yorum kısmından geri bildirim yapmayı unutmayınız. Sorular nasıldı, kaç doğru yaptınız, hatalı soru var mıydı, test seviyesi nasıldı? yorum kısmından bizlere bildirmeyi unutmayınız
teog paragraf soruları ve cevapları