dGZDxb. Değerli Papatya,Bu yazıyı okurken sana kendinle ilgili yepyeni bir pencere açmak istiyorum, çünkü biliyorsun ki yazılarımda ve videolarımda iletişime geçtiğim insanların hayatına dokunmayı seviyorum. Hiç tanışma fırsatı bulamadığım insanlarla aramızdaki sinerjiyi seviyorum, biliyorum ki yaza girerken yalnızlığı derin bir nefesle içine çeken kadınlar var, bana mesajları geliyor ve onların neden yalnız olduklarını aşağıda maddeler halinde bir test ile açıklamak bakarsan, bu o kadar önemli bir konu ki hayatında seni tatmin eden bir ilişkin olsa bile, bu testi yaparak kendinle ilgili yeni kazanımlar edinebilirsin, 10 madde halinde ilişkide kendini tanıma yöntemlerini aktarmak şunu belirtmeme izin vermelisin, senin yalnızlığın sadece sana aittir; bunu duyduğunda “Bu şapkalı adam şimdi ne demek istiyor?” dediğini duyar gibiyim, oysa bu nokta son derece duyguların sana aittir, senin özlemlerin, kederlerin, geçmişe dair içinde kalan uhdeler, pişmanlıkların ve hatta sakarlıkların bile sana aittir, hepsi toplamında senin ruhunu ve yaşamsal deneyimini oluştururlar ve hepsine sahip çıkmalısın, aynen kendine sahip çıkar gibi. Eğer sen bu satırları okurken yalnız bir kadınsan bil ki bunun çok ciddi anlamları var, madalyonun en önemli yüzüne bakarsan şunu göreceksin; sen baş belası bir adamla ilişki içerisinde değilsin, arkadaşların yalnız olduğunu görmesinler diye aslında seni çekmeyen bir adamla birlikte değilsin; ya da en kötüsü sadece alışkanlık haline geldiği için uzun zamandır aslında sana hiçbir şey hissettirmeyen bir adamla birlikte erkek ilişkilerinin 50% oranı yukarıda saydığım çeşitlere girmektedir, dolayısıyla sen tatminsiz bir ilişki içerisinde vakit kaybı yaşamıyorsun, bu senin için çok olumlu bir on özelliğin en az altı tanesi senin karakterinde varsa, yazının sonunda neden yalnız olduğunu da sana açıklayacağım, senden tek ricam bu maddeleri dikkatle oku ve en objektif şekilde yanıtla, bunu yaparken kendi dışına çık ve kendini dışarıdan bir yabancıya bakarmış gibi analiz et, çünkü bu durumda özel yaşamınla ilgili gerçekleri Her şeyi tekrar tekrar ve tekrar düşünmeyi seviyorsun, inanılmaz derecede detaycı birisin. Bazı insanların asla aklına gelmeyecek detaylar ilişki sürecinde senin aklına geliyor ve hatta ilk tanışmada bile bu detaylar sebebiyle karşındaki insandan uzak durmayı tercih ediyorsun. Sen normal insanlara göre çok daha hassas bir yapıya sahipsin ve bu sebeple son dönemde görüştüğün, yemeğe çıktığın kimse seni tam anlamıyla etkilemeyi Özgürlüğüne son derece düşkün birisin; senin için en önemli konu sana keyif veren sosyal hayatı yaşamak, yeni insanlarla tanışmak ve seni kısıtlayabilecek her türlü gelişmeden bunun içine ilişki de girebilir uzak durmak, çünkü bunu kesinlikle istemiyorsun. Şöyle düşünüyorsun Hayat kısa ve ben bu hayatı hakkını vererek yaşamak istiyorum, üstelik son yaşadığın deneyimlerde daha yeni tanışmış olmanıza rağmen adam senin üstüne gelmeye ve seni kısıtlamaya başlamıştı, bu senin hiç hoşuna gitmedi ve hemen bitirmeyi tercih ettin. Sen özel alanından ve özgürlüğünden taviz verebilecek bir kadın değilsin ve bu konuda gayet net Sen akılcı birisin, yani bir ilişki yaşarken aklını kalbinden önde tutan bir kadınsın. Sana bir sır vermeliyim ya da muhtemelen bu bilgiye sahipsin ancak yine de belirtmek zorundayım ki sen sadece bu özelliğinle bile diğer kadınlardan tamamen farklı bir yapıya sahipsin çünkü genelde kadınların ilişkide ne kadar duygu odaklı olduklarını hemen herkes bilir, dolayısıyla duygularınla hareket etmediğin için kendini çevrende “mutlu ilişki pozları veren” bazı arkadaşların ile kıyaslaman son derece anlamsız ve gerçek dışı, sen onlar gibi değilsin. Bir adamı tanıma aşamasından ilişkinin ileri aşamalarına kadar hep akılcı olduğun için bazı şeyler seni gerçekten rahatsız ettiğinde sen uzaklaşıyorsun, kendini duygularına teslim edip kaybolmuyorsun. 4 Şüpheci birisin. Her zaman söylediğim bir şey var; “Bir ilişkiyi bitiren sebepler başlangıçta ayrılık aşamasına getiren sebeplerle aynıdır.” Dolayısıyla sen bazı insanların ilk bakışta fark etmediği ya da etse bile görmezden geldikleri şüphelerini dinlemeyi, takip etmeyi ve kesin olarak emin olmadan hamle yapmamayı çok iyi biliyorsun, aslına bakarsan bunu yaparken de üçüncü maddede bahsettiğimiz akılcı yanını kullanıyorsun. İngilizlerin bu konuda mükemmel bir tespiti vardır “Eğer bir şüphe varsa, artık hiçbir şüpheye yer kalmaz…” Sen içgüdülerini kullanmayı ve ilişkide hislerini takip etmeyi öğrenmişsin ve bunu yaparken duyguların sana devam etmen için ısrarcı olsa bile onları dinlemeyip hislerine öncelik veriyorsun. Senin için hedef illa bir ilişki yaşamak değil, gerçekten seni önce ruhsal sonra da bedensel yönden tatmin eden bir ilişki yaşamak. Aksi halde yalnızlık daha iyi bir seçim gibi Hayatta ciddi hedeflerin var; bunlar kariyer basamakların olabilir, bugüne kadar verdiğin emeklerin karşılığını almak olabilir, sosyal hayatında kendine biçtiğin rolleri gerçekleştirmek olabilir. Sen bu hedeflere yürürken başka kimseyle ilgilenmek istemiyorsun çünkü önceliklerin farklı, her insanın hayatında illa özel birisi olmak zorunda değil sen de bunun farkındasın dolayısıyla ilişkin olup olmaması umurunda bile değil. Çevrendeki bazı kızlar uzun zamandır yalnız oldukları için şikayet ettiklerinde bu durum sana garip görünüyor çünkü onları Karşına çıkan insanlar sana son derece “şekilci ve sahte” görünüyorlar. İşte bu madde son derece sık karşımıza çıkıyor çünkü dünyada milenyum çağı samimiyet denen olguyu tamamen öldürdü. İnsanlar hem görüntü hem de davranış olarak tamamen sahte bir imaj çizmeye başladılar ve belli bir kesim var ki eski samimi duyguları bulamadığı için kendini bu çağa ait hissetmiyor. Sadece karşı cinsle değil, çevrendeki çoğu insanla sosyal ilişkilerinde gördüklerin sana son derece sahte ve sevimsiz görünüyor ve bunu gördükçe kendini bir çeşit korumaya aldın, artık kimseyle fazla yakınlaşmak istemiyorsun. Kendini korumakta Standartların yüksek, aradığın özelliklere sahip birisi henüz karşına çıkmadı. Bu durum seni rahatsız etmiyor çünkü gerçekten seni tatmin etmeyecek bir insanla ilişki yaşamak istemiyorsun. Karşına çıkan insanlar bazen sana ilginç geliyorlar ancak orta vadede seninle uyumlu olmayacaklarını gördüğün için en başından nokta koymayı tercih ediyorsun; ne aradığını biliyorsun ve yarım yamalak bir ilişkinin senin vaktini alıp doğru insanı bulmana engel olmasını istemiyorsun. Ya beni gerçekten heyecanlandıran bir insan olsun ya da hiç gerek yok Sen hayatında adım atmaya korkmayan, cesur ve özgüvenli bir kadınsın. Bu özelliğin seni oldukça üstün kılıyor çünkü sen ASLA eski sevgili takıntısı olmayan bir kadınsın. Bazı insanlar, birlikte güzel şeyler yaşadıkları ancak haklı sebeplerle biten eski ilişkilerini geride bırakıp zaman içinde yeni adımlar atmayı beceremezler, bu onlar için neredeyse imkansızdır. Bu takıntının altında toplumsal tabular da vardır elbette, örneğin ben sadece ilk ilişkimle birlikte olabilirim, hayatıma başka bir insanı alamam çünkü kendimi kirlenmiş hissederim ve benzeri inanışlar bu insanların eskiyi mazide bırakarak hayata yeniden başlamalarına engel olur. Sen onlardan biri değilsin çünkü geçmişte yaşamıyorsun ve aslına bakarsan “Elalem ne der” tarzı endişelerle kendi hayatını kısıtlamak sana gülünç geliyor. Senin hayatın kimseyi Sen dışarıdan ilk görüşte soğuk ve mesafeli bir kadınsın. Bakın burası son derece önemli çünkü bireysel çalışma imkanı bulduğum yüzlerce kadında en çok dikkatimi çeken özellik buydu. Aslında son derece güzel, alımlı ve zeki olan bu kadınlar dışarıya verdikleri ilk görüntünün farkında bile değillerdi, öyle ki ofisime geldiklerinde ilk tanıştığımız anda agresif ve öfkeli tavırları benim de dikkatimi çekmişti ve ilk iş olarak farkında olmadıkları bu görüntüyü ortadan kaldırdık. Bunu yaptığımız anda her şey değişti, sadece birkaç hafta içerisinde çalıştıkları ofis ortamında ya da sosyal çevrelerinde onlara gelen görüşme taleplerinin sayısı artış gösterdi. Bazen insan farkına varmadan herkesi kendisinden uzak tutar, örneğin surat asarak ya da önemsiz konularda bile aşırı öfkeli tepkiler vererek insanların ona yaklaşmasına engel İnanılmaz derecede fevri bir kadınsın ve en kötüsü de bunun farkında değilsin çünkü verdiğin tepkiler sana normal geliyor. Erkeklerle ilişki yaşamak konusunda bilgi ve deneyimleri sizlerle paylaşıyorum, akla hayale gelmeyecek detayları ve erkek dünyasının gizemlerini yazılarımda aktarıyorum; fakat bir gerçek hiç değişmiyor ki erkekleri en çok ürküten kadın davranışı fevrilik. Bir tartışma esnasında veya sakin bir anda ufacık bir konuda bile verilen ani tepkiler ve öfke patlamaları, aslında ilk başlarda size karşı ciddi duygular besleyen bir erkeğin zihninde soru işaretleri yaratıp kaçmasına sebep olabilir; erkekler bu tip durumlarda aniden ortadan saydığım son iki özelliğe sahipseniz, ciddi bir çalışmayla bunları ortadan kaldırabilir veya azaltabilirsiniz. Bunu yapmak özel hayatınızda büyük bir değişim yandan, ilk sekiz maddede saydığım özelliklerden en az beş veya daha fazlasına sahip olmanız halinde, Stanford Üniversitesi’nde 2011 yılında sekiz yüz insan arasında yapılan bir araştırmaya göre IQ seviyeniz normalin üzerinde çıkıyor; çünkü zeki insanlar ilişkilerde bu davranış özelliklerine sahipler. Hani sürekli dile getirilen bir soru vardır ya, “İş hayatımda bu kadar başarılı olmama rağmen özel hayatımda neden başarılı olamıyorum?” Size merak edilen bu soruyu yanıtlıyorum; yalnız olmanız başarısızlık değil, sadece aklınızı çok fazla ön planda tutarak doğruyu yapıyorsunuz duygularınızı kontrol ediyorsunuz, hepsi sebepsiz yere yargılamayın ve madalyonun diğer yüzüne bakmayı asla ihmal etmeyin. Yalnızlığınız da değerlidir çünkü o da size ait, ona sahip çıkmayı öğrenin…Sizler cansınız, sizleri sevdiğimi tek bir an olsun üzere,Adil YıldırımTwitter authoradilyldrmInstagram adilyildirimyazarYouTube Adil Yıldırım
Ece ÜREMEZOluşturulma Tarihi Aralık 15, 2015 1539“Yalnızlık paylaşılsa yalnızlık olmazdı” demiş Özdemir Asaf. Siz de bu sözün içine büyük bir ustalıkla gizlenmiş olan yalnızlığa övgü’yü hissettiniz mi? İşte, bu ironi içinde savrulurken kendime şu soruyu sorduğumu fark ettim; yalnızlık bir seçim olabilir miydi? En son söyleyeceğimi en baştan söyleyeyim; mutluluğun formülü bile hayat koşturması içinde uğraşılan sorunlar bir kenara dursun işin içinde yalnızlık varsa her şey bir tarafa atılıyor, kırmızı alarm veriliyor. Zira yalnızlık, içinde olduğumuz çağın önünde tıpkı bir buz dağı gibi soğuk silüetiyle dikilip duruyor. Ancak bu kez yalnızlığa meydan okuyan bir yazı değil aksine yalnızlığa davetiye çıkarttığımız bir yazıyı kaleme alıyoruz. Çünkü yalnızlığı özellikle seçenler, her geçen gün bu sayede mutluluğun sırrını bulduklarına dair ortaya attıkları iddialarla savlarını daha da güçlendiriyorlar. Konu yalnızlık olduğunda esasında yol ikiye ayrılıyor; ya soldan gitmeyi seçip, kendimizi günümüz şartlarına, dolayısıyla kaderin bir oyununa kurban gittiğimize inandırabiliriz ya da sağdan devam edip bunun tamamen kendi tercihimiz olduğuna inanabiliriz. Biz bu kez sağdan gideceğiz ve iç sesimizin bizi nasıl görünmez bir el gibi yalnızlığa yönlendirdiğine tanık bir gerçek; yalnızlığı seçmiş insanlar her ne kadar, Hayatıma birini almak istiyorum’ deseler de, yalnız geçirdikleri her gün kendi yalnızlıklarına biraz daha ikna olmaktalar. Bu gerçeği yüksek sesle itiraf etmek ise işin en zor tarafı aslında. Ben bu itirafı yalnızlığın negatif çağrışımını silmeyi ve bu seçimin benim kontrolümde olduğunu anladığım zaman yapabildim. Yalnız olmanın iradenizle doğru orantılı olduğunun farkına vardığınız an yalnızlığın bir seçimden ibaret olduğunu da hayretle göreceksiniz. Peki, insanı yalnızlığa ne iter?Emsey Hospital’dan Psikiyatri Uzmanı Dr. Orhan Karaca; “Kişinin psikolojik durumu, karakteri, ekonomik şartları, arkadaşları, cinsiyeti, aile yapısı, yetişme tarzı, öğrenim durumu gibi çeşitli faktörler hayata bakış açısını belirler. Bu bakış açısı da kişide yalnızlık hissinin oluşmasında etkendir. Cinsiyet farklılığı olmaksızın insanlar yalnız kaldıklarında mutlu olabilir. Mutluluk ve yalnızlık birbirlerine zıt kelimeler gibi görünse de, farklı zamanlarda aynı kişide görülebilir. Örneğin; sabah mutlu olan biri akşam yalnızlığı tercih edebilir. Çünkü yalnızlık kişinin sıkıntılarıyla baş başa kalmasını sağlar. Kendimize soramadığımız pek çok sorunun cevabını almamıza, itiraf edemediklerimizi kendimize anlatmamıza yardımcı olur. Ertelemeyip yüzleşebildiğimiz birçok sorun da üstümüzden bir yük kalkmasını sağlar. Aşırıya kaçmamak kaydıyla yalnızlık insanı rahatlatabilen bir çıkış yolu” yalnızlık bir hak değil bir ayrıcalıktır. Bu yüzden seçilmiş yalnızlıktır. Çünkü yalnızlığın bir insana kattığı artıları, tabiri caizse ki bence caiz, bu işi becerebilen’ bilir. Yalnızlığın tadına bir kez bakan için ise artık geri dönüş çok zordur. YALNIZ KALPLER KULÜBÜYalnızlık rüzgarına kapılanlar için aslında hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, yani her şey kendi istedikleri gibi olacak. Çevrenize baktığınızda pek çok yalnız insanın, birinin sevgilisi ya da eşi olanlara göre daha mutlu gözüktüğünü fark edebilirsiniz. Gözükmekten öte gerçekten de mutludurlar çünkü onlar için hayat tek kişiliktir. Her şey kendi istedikleri düzende, zamanlamada ve çerçevede olur. Kimseye hesap vermek zorunda olmadıkları gibi kimseden bir beklentileri de biraz geriye gidersek, bu seçimi yapmalarının da bir nedeni olmalı değil mi? Bu nedenleri şöyle açıklıyor Psikiyatri Uzmanı Karaca; “İnsan bazen yalnız kalmak ister. Kişi kimi zaman muhasebe yapmak, düşünmek ve sorunlarla yüzleşmek ihtiyacı duyar. Bu durumda yalnız kalması tercihe bağlıdır, bozukluk olarak adlandırılamaz, hatta bir gereklilik olarak bile ifade edilebilir. Ancak bunu bilinçli ve farkında olarak yapmadığı zamanlarda psikolojik bir hastalığın işareti olabileceğini gözden kaçırmamak gerekir.” Anlayacağınız bu seçimin yapılmasında içe dönüşün oldukça etkili olduğunu söylemek mümkün. Bununla beraber dış etkenleri tamamen bir kenara atmak da mümkün değil. Peki içinde olduğumuz zaman dilimi yalnızlığın bir tercih olmasında ne denli rol oynuyor?Psikiyatri Uzmanı Karaca bu soruyu şöyle yanıtlıyor; “Gittikçe çoğalan nüfus, kendimizi daha da yalnız hissetmemize neden oluyor. Çalışma koşullarının zor olması, trafiğin günlük yaşamı zorlaştırması, bunlardan dolayı insanın kendisine zaman ayıramaması farkında olmadan insanı yalnızlığa itmekte. Bu yoğun tempolu geçen günlerde sosyal platform sayesinde ilişkilerimizi taze tuttuğumuzu zannediyoruz ancak internete bağımlı kaldığımızı ve bunun bizi daha çok yalnızlaştırdığının farkına varamıyoruz.” İç ya da dış etkenlerden dolayı da olsa şu bir gerçek ki; yalnızlığı yaşam biçimi olarak seçmiş kadınlar çoğalıyor. Bu noktada Türkiye İstatistik Kurumu’nun verileri de oldukça dikkat çekici. Türkiye’de yalnız yaşayanların sayısı son dokuz yılda toplamda 500 bin kişi artarak milyona ulaşmış. Bunların 790 bini ise yalnız yaşayan kadınların sayısı. Bir de bu rakama ailesiyle ya da arkadaşıyla birlikte yaşasa bile duygusal olarak yalnızlığı seçenleri eklersek Yalnız Kalpler Kulübü’nün kalabalık ahalisi karşısında şaşırmamak elde değil. YALNIZLIĞINA SAHİP ÇIK!Yalnızlığın maddi olduğu kadar manevi de bir kavram olduğunu söyleyen Psikiyatri Uzmanı Karaca, bu iki boyutun beden ve ruh olarak iç içe geçtiğinden söz ediyor. Bu gerçeğe rağmen yalnızlığın dayanılmaz hafifliği ise tartışılmaz bir gerçek olarak karşımızda duruyor. En basit haliyle, biriyle birlikteyken dahi rahatlamak ya da kafamızı toplamak istediğimizde hepimiz şu cümleyi kurmuyor muyuz Biraz yalnız kalmak istiyorum.’ Çünkü kalabalığa geri dönmeden önce kendinizle konuşabilmek için tek fırsat bu gözükür. Bu noktada daha net anlaşılmaktadır ki, yalnızlık kimsesizlik demek değil, sadece tek olmayı istemek. Bedenden ziyade ruhen yalnız kalmayı Atay ne güzel demiş; “Yalnızlığına iyi bak… Sahip çık! Kaç kişinin emeği var onda kim bilir?” İşin sırrı da burada gizli aslında, yalnızlığınıza iyi bakarsanız, karşılığında o da size iyi bakacak. Yalnızlıkla anlaşmanın yolunu bulduğunuz zaman kendinizi de bulacaksınız. Elbette, yalnızlık insan yaratılışına aykırı bir durumdur ama hayatınızın karar mekanizmasının merkezinde kendinizin olduğunu bilmek de bir çeşit güç demek. Bu güç ise bir çeşit bağımlılığı beraberinde getirmekte. Yalnız hayat bağımlısı olduğunuzda kendi mutluluk formüllerinizin de sahibi olursunuz. Yani mutlu olmak için illa bir başkasına ihtiyaç duymadığınızı anladığınız an hayat çok daha güzel görünecek. Çünkü bu yazıda bahsedilen yalnızlık tipi seçilmiş yalnızlık. Sorunlardan kaçmak için kullanılan ya da istenilmese de içinde sıkışıp kalınan yalnızlık hali böyle olunca, Yalnız olmak istiyorum çünkü…’ diye başlayan cümle şu kelimelerle doldurulmakta; Birine hesap vermek zorunda değilim’, Hayatımla ilgili kararları kendi başıma alabiliyorum’, Bir ilişkinin getireceği sorunlarla baş etmek zorunda kalmıyorum’, Bir ilişkiye ayıracak vaktim yok’, Bir başkasının sorumluluğunu taşımak istemiyorum’, Kariyerime daha çok odaklanmak istiyorum’, Kendi başıma ayakta durmak istiyorum’, Kendime vakit ayırmak her şeyden daha önemli’, Sadece kendim için yaşamak istiyorum.’u cümleleri okuduğunuzda seçilmiş yalnızlığı, korkaklığın, bencilliğin ya da kendine güvensizliğin hikayesi olarak yorumlamayın. Bunu yaşayanlar hayatlarını kendi istekleri doğrultusunda yaşayıp zevk almasını biliyor. Kendi dünyalarında fiziken yalnız gözükseler de ruhen mutlular. Yani meselenin özünde yine, insanlığın yüzyıllardır peşinde olduğu mutluluk arayışı yatıyor. Çünkü hepimiz en çok yalnız kaldığımızda kendimiz gibi oluyor, kim olduğumuzu hatırlıyoruz. Bizi en çok mutlu eden de bu oluyor esasında, kendini hatırlamak… Bu yüzden vazgeçemiyoruz yalnızlıktan, birini sokarsak hayatımıza biliyoruz ki kendimiz olmaktan çıkacağız, sevdikçe unutacağız, unuttukça mutsuz Uzmanı Karaca, konuya noktayı hepimize yol gösterecek bir tespit ve bir tavsiyeyle koyuyor “Bireyselleşmenin körüklendiği dünyada yalnızlık da kronikleşmeye başladı. Yalnızlık farkındalık olduğu sürece ve aşırıya kaçmamak kaydıyla insana doğru yolu gösterebilir.” Yalnızlığın da bir süresi olduğunu ve süre dolunca özerkliğini ilan etmiş bu bireysel ütopyayı acilen terk etmemiz gerektiğini aklımızda bir kadın yalnız kalmaz, yalnız olmayı tercih eder. BU İÇERİK TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR.
İnsan sosyal bir canlıdır ve hayatta yanında birilerinin olmasına ihtiyaç duyar. Bu yüzden yalnızlık insanlar için zor bir durumdur ve her zaman üstesinden gelmek de kolay değildir. İnsanları depresif bir ruh haline sokan yalnızlık klasik sözde ifade edildiği gibi paylaşıldıkça azalır. Nitekim sanatçılar, felsefeciler, insanlar yalnızlıkla ilgili sözler paylaşmışlar ve yalnızlık duygusunun etkilerini tarif etmişlerdir. YALNIZLIK SÖZLERİ İnsan etrafında pek çok kişi de olsa yalnızlık hissedebilir. Yani yalnızlık herkes için aynı şekilde yaşanmaz. Bunu da insanların yalnızlığı tarif ettikleri özel sözlerde görebiliyoruz. Biz de şu an hayatta yalnızlık çeken, belki sevdiği terk ettiği için yalnızlığın ağırlığını hisseden kişilerin duygularını ifade etmelerine yardımcı olmak için kısa ve uzun yalnızlık sözleri derlemesi hazırladık. Bunlara ek olarak yalnızlık temalı ünlü şarkıların da sözlerine yazımızda yer verdik. YALNIZLIKLA İLGİLİ KISA SÖZLER Sen bensizliğe alışmışsın ama ben beni sensiz düşleyemiyorum! Yalnızlık tek kelime, söylenişi ne kadar kolay. Halbuki yaşanması o kadar zordur ki. Goethe Yalnızlık, sizin size yokuşunuzdur. Hasan Ali Toptaş İnsаnlаr köprü kurаcаklаrı yеrdе duvаr ördüklеri için yаlnız kаlırlаr. O kadar yalnızım ki sıradaki şarkı bir sonraki şarkıya gelsin. Kendini yalnız hisseden kimse için her yer çöldür. Çehov Yаlnızlığı soruyorlаr; yаlnızlık bir ovаnın düz oluşu gibi bir şеy. Cеmаl Sürеyа Sonunda yalnız kalacağımı bilseydim seni değil, hayallerle yaşamayı tercih ederdim. Ne zaman mutlu olmaya kalksam otur, diyor yalnızlığım, otur. Yalnız olmak yanlış bir kalpte olmaktan iyidir. Bukowski İnsanın insana verdiği en değerli şeydir yalnızlık. Edip Cansever Gönül istеrdi ki çаğrılаrımızа çаğrı аtılsın. Gönül istеrdi ki sеvdiğimiz аrаsın! Vücut bulmuş her ruh yalnızlığa mahkumdur. Aldous Huxley Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz. Özdemir Asaf Gecenin ıssız karanlığında ümitlerimin tükendiği anda tek kişi istiyorum yalnızlığıma. Sevilmeyen bir insan her yerde ve her şeyde yalnızdır. George Sand Değeri bilmeden yalnızlığından kurtulmak istiyorsan; kurtulsan da yalnızsın. Aziz Nesin Yalnızın odasında ikinci bir yalnızlıktır ayna. Özdemir Asaf YALNIZLIKLA İLGİLİ UZUN SÖZLER Bir gece kapını çalarsa yalnızlık, açma bırak dışarıda kalsın, hayat ne kadar zor ve acımasız olsa da hayatı öyle mutlu yaşa ki kapıdaki yalnızlık yalnızlığından utansın. Yalnızlık ne mavi derinlikleri olan denizlerde ne de sıcak çöllerde olmaktır, yalnızlık bu şehirde sana ulaşamamaktır unuttun diye. Bazen kalabalıkların ortasında, tek başımıza kaldığımız vakitlerinkinden fazla yalnız değil miyiz? Peyami Safa Boş odamda yine ben ve sana bestelediğim şarkılarla baş başa kaldım ben yine sensiz ve yine yalnızım sevgilim. Beni en iyi başımı koyduğum yastığım anlıyor şimdi çünkü o biliyor sensizliği ve hasretini, en çok da o anlıyor beni. Her gece kızıyor bana sensiz olduğuma, pişmanlığımı biliyor, anlıyor ama o da çaresiz sensiz ben gibi. Eğer bir kişi yalnız olmayı beceremiyorsa, başkalarıyla bir arada olmayı da becermez. Michel Foucault Çok vagonlu bir trende her istasyonda yeniden başlayan çok seferli bir yolculuktur yalnızlık! Ey yalnızlık! Herkesin koynuna girip çıkarsın da, bir tek benimle mi düzenli bir ilişkin var? Ece Ayhan Ellerinin sıcaklığı nerde, hani nerde gülen gözlerin, şimdi yalnızım şimdi sensiz bin parçayım. Yalnızlığım kendime güzelim senin aşkınla hitap düşmüş bedenim, geleceğe umutsuz bakıyor gülüm… Yalnızlık sana gelirken yolları günlerin ardında bitirmek; senden giderken yollarda “ömrümü” bitirmektir. Hep korkarız yalnızlıktan ama bil ki yalnızsan; yalancı arkadaşların, ikiyüzlü dostların ve çekip gidecek bir sevgilin olmaz. Yalnızlık meşakkatli iş. Kendi kendine konuşmak neyse de, cevap vermek bir hayli zor oluyor. Yalnızlık, insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. İnsan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman kendisini yalnız hisseder. Carl Gustav Jung Yalnızlık, adını bile bilmediğim bir yabancıydı; bugünlerde ise onunla beraber uyanıyoruz. Yalnız olmak zayıf olmak demek değildir, hak ettiğiniz kişiyi bekleyecek kadar güçlüsünüz demektir. MEVLANA’DAN YALNIZLIK SÖZLERİ Yalnızlık adam olmayanların vereceği saygıdan, sevgiden yeğdir. Yalnızlığın en kötüsü, seni anlamayanların arasında kalmaktır... "Bütün gönül darlığı, bu âleme gönül bağlamaktan gelir. Gönül kuşu her dala yuva yapacak olsa, yuva yapacak yer kalmaz. Gönlü öyle bir yere bağlayacaksın ki binlerce kıyamet kopsa sana yalnızlık derdi çökmesin..." YALNIZLIK TEMALI ŞARKI SÖZLERİ Pek çok duygusal konu gibi doğal olarak yalnızlık hissi de sık sık şarkılarda konu edilmektedir. Özellikle aşk acısı temasıyla beraber kullanılan yalnızlık hissi, çok sayıda hüzünlü şarkının içinde yer almaktadır. İşte bu şarkılardan bazı örnekler... Yalnızlık Ömür Boyu Sözleri MFÖ yani Mazhar Fuat Özkan’ın bu sevilen şarkısı yalnızlık ve aşk temalarını işliyor. Senle beraber olsam da sevgilim Ayrılsak da, ölsek de bu yolda Hep yalnızlık yavrum Yalnızlık ömür boyu Yalnızlık ömür boyu Senle beraber olsam da sevgilim Hiç görmesek birbirimizi, özlesek Ömür boyu bağlansak da Sevinsek de üzülsek de Yalnızlık ömür boyu Birden sen gelsen aklıma Seni unutsam bazı bazı Meraklansam gizlice, Delice kıskansam seni Hep yalnızlık var sonunda Yalnızlık ömür boyu, Hep yalnızlık var sonunda Yalnızlık ömür boyu Senle beraber olsam da sevgilim Ayrılsak da, ölsek de bu yolda Hep yalnızlık yavrum Yalnızlık ömür boyu Yalnızlık ömür boyu Senle beraber olsam da sevgilim Hiç görmesek birbirimizi, özlesek Ömür boyu bağlansak da Sevinsek de üzülsek de Yalnızlık ömür boyu Birden sen gelsen aklıma Seni unutsam bazı bazı Meraklansam gizlice, Delice kıskansam seni Hep yalnızlık var sonunda Yalnızlık ömür boyu, Hep yalnızlık var sonunda Yalnızlık ömür boyu Yalnızlık Paylaşılmaz Sözleri Duman’ın bu yalnızlık üzerine şarkısı grubun 1999 çıkış tarihli Eski Köprünün Altında albümünde yer alıyor. Uzak dur yakınıma Bu mesafe beni bozar Kimseler yanaşmasın Yalnızlık paylaşılmaz İnceden hatırlarım O eski dostlukları Şimdi herkes ayrı uçta Kaderini inkâr eder Kimi yerer kimi över Her biri ilgi bekler Aman abi bulaşılmaz Yalnızlık paylaşılmaz Herkesle kaynaşılmaz Hiç mi yalnız kalmadın Şu garip dünyada Ah o zaman anlarsın Yalnızlık paylaşılmaz Bir şarap bir sigara Sonbahar koynumda Yalnızlığı kokluyorum Kurutulmuş yapraklarda Yağmur yemiş topraklarda Hiç mi yalnız kalmadın Şu garip dünyada Ah o zaman anlarsın Yalnızlık paylaşılmaz Yalnızlık Senfonisi Sözleri 2005 yılında A due Carmen adıyla kurulup 20089 yılında Model adını alan grubun Yalnızlık Senfonisi adlı şarkısı 2011 yılında çıkan Diğer Masallar albümünde yer alıyor. Şarkının yalnızlığı anlatan sözleri ve müziği Sezen Aksu’ya ait. Anladım, sonu yok yalnızlığın Her gün çoğalacak Her zaman böyle miydi? Bilmiyorum Sanki dokunulmazdı çocukken ağlamak Alışır her insan alışır zamanla Kırılıp incinmeye Çünkü olağan yıkılıp yıkılıp Yeniden ayağa kalkmak Yalnızlığım yollarıma pusu kurmuş beklemekte Acılar gözlerini dikmiş üstüme nöbette Bekliyorum, bekliyorum, bekliyorum Hadi gelin üstüme korkmuyorum Anladım, sonu yok yalnızlığın Her gün çoğalacak Her zaman böyle miydi? Bilmiyorum Sanki dokunulmazdı çocukken ağlamak Alışır her insan alışır zamanla Kırılıp incinmeye Çünkü olağan yıkılıp yıkılıp Yeniden ayağa kalkmak Yalnızlığım yollarıma pusu kurmuş beklemekte Acılar gözlerini dikmiş üstüme nöbette Bekliyorum, bekliyorum, bekliyorum Hadi gelin üstüme korkmuyorum Bulutlar yüklü ha yağdı ha yağacak üstümüze Hasret... Yokluğunla ben baş başayız Nihayet... Yalnızlığı Anla Sözleri Aramızdan genç yaşta ayrılan Kâzım Koyuncu’nun Yalnızlığı Anla şarkısı, sanatçının vefatından sonra stüdyo ve konser kayıtları ile bir araya getirilen Dünyada Bir Yerdeyim albümünde yer almaktadır. Ne uzanan biri kaldı elime Ne de erişilemez yorgun yüreğime Bir boşluk ki nasıl insanla dolsun Bilmiyorum var mı daha acısı Yalnızlığı anla X4 Bir bahçıvan çiçeklerinden yoksun Bir ırmak akamıyor kuru kaynağı Fırlatırdım bir taş gücüm olsaydı Yıkmaya yalnızlığın duvarını Yalnızlığı anla X4 Hep böyle mi varla yokun savaşı Ya kazanan yoklar onlar hep böyle mi Bir boşluk ki nasıl insanla dolsun Bilmiyorum var mı daha acısı Yalnızlığı anla X 7
Yaklaşık altı binden fazla kadınla bireysel çalışmalar yapma fırsatım oldu; bu çalışmalarda dönemsel olarak kadınların dertli oldukları konular değişti ancak bir başlık çalıştığım kadınlarda ne de erkeklerde hiçbir zaman değişmedi “Adil Bey, ben bu dönemin aşklarına ve ilişkilerine ayak uyduramıyorum, bu dönem benim ruhuma hitap etmiyor, kendimi yalnız hissediyorum…”Aslına bakarsanız yalnızlığın cinsiyeti olmaz. Yalnızlık insan ruhunu hızla ele geçiren ve korkuya ya da paniğe sürükleyen bir duygudur. Kimi insanlar bu duyguyla baş edebilmek adına ne öğle yemeklerini ne de molalarını yalnız geçirmek istemezler ve normalde selam bile vermek istemedikleri insanları sürekli etraflarında bulundurmak zorunda hissederler; aksi halde kesif ve yoğun bir yalnızlık duygusu onları çaresiz bunalımlara zaman bu duyguya bahane olarak “yanlış zamanda dünyaya gelmiş olmak” gibi açıklamalar yapma gereği duyarlar ve en güzeli de buna kendileri de inanırlar. Youtube kanalımda spiritüalizm üzerine videolarımı izleyenler bilir, her zaman tekrarlarım “Kainatta ne tesadüfe ne de hataya yer yoktur.” Bu durumda bir insan nasıl olur da yanlış zamanda dünyaya gelmiş olabilir?”Madalyonun diğer tarafından bakacak olursak “Kendini bu devirde bir yabancı gibi hisseden insanın asıl ruhsal deneyimi de bu döneme ayak uydurmak olabilir mi?”Dünyayı kasıp kavuran tüketim çılgınlığı aşk ve ilişkilerin üzerinden adeta bir tank gibi geçerken, belki de bazı yalnız ruhlar aşkın düştüğü bu durumu görmek zorundalar. Belki de geçmişin karanlık koridorlarında bu ruhlar aşkın kıymetini bilemedi, sevdiği kadını bir gecenin sonsuz sabahında terk edip gitti, ya da çocuğunu bir daha görmemek üzere ardında bıraktı, ailesine sahip çıkmadı ve aşka asla anlamı olan aşka inanmayan bu ruhlar, aşkın anlamını yitirmeye başladığı bir çağda cezalandırılıyor olabilirler.“Kendimi bu çağa ait hissetmiyorum” diyenlerle o kadar sıklıkla karşılaştım ki, kimsenin bu çağa ait olmadığını düşünmeye başladım. “Kendimi bu çağda yapayalnız hissediyorum” diyenler aslında hiç de yalnız değiller! Bir bilseler ne kadar kalabalık olduklarını ve kendileri gibi binlerce insanın kendine benzer ruhların arayışı içerisinde olduğunu bir bilseler, bu yalnızlık duygusu tarihe karışacak!Yaptığım işi en iyi özetleyen metafor “Farklı bir pencere açmak” olarak özetlenebilir. Bir insana farklı bir bakış açısı sunduğunuzda gözlerinde yanan ateşi görür ve arkanıza yaslanırsınız. Bu ateş, onun ruhunda yanan ateştir ve insanı ayakta tutan ışığın ta ruhlardan bahsetmişken, işimin bana yüklediği görev gereği, farklı bir pencere açmak ve sizleri bir an için Ortaçağın karanlık koridorlarına götürmek ilişkiler ve yalnızlığa farklı bir açıdan bakmak için, kısa bir yolculuğa çıkmak ister misiniz?Mozart’ın eşsiz eseri Stabat Mater eşliğinde, at arabalarının çıkarttıkları seslerin sokakları inlettiği bir geceye, tam yedi yüzyıl öncesine gidelim…“Gecenin karanlığı sisli sokaklara çöktü. Bugün kendimi yorgun hissediyorum. Sabah yediğim bir somun ekmek dışında midemde hiçbir şey yok. Sadece biraz yalnızlık ve kimsesizlik. Hepsi çiziyorum. Ruhumdan dökülüyor adeta. Büyük bir aşkı ifade etmenin tek yolu onu ruhumdan kağıda aktarmak, elimden gelen bu. İnsanlar benim yalnızlığımı kibir sanıyorlar, beni anlamıyorlar. Çocukluğumdan beri buna alıştım; anlaşılmak bu yüzyılda istemem gereken en son şey, kimsenin benimle aynı titreşimde olmadığını fark edeli otuz sene oldu, yine ders alamadım. Engizisyona karşı söylemlerim eğer hala beni öldürmediyse bunun tek sebebi Medici Ailesinin ve Kont Pelegrini’nin bana çalışmalarım sebebiyle sahip çıkmalarıdır. Neyse ki kilise onlara karşı gelemiyor ve aralarında maddi ilişkiler var. Yoksa çoktan beni toprağın derinliklerine göndermiş olacaklardı. Yalnızlık manastırına kapatılmış olsaydım Gerardo’yu asla çizemezdim. Ona ne isim koyacağıma hala karar veremedim, bu eseri bir kadın gibi sunacağım; oysa bir erkeğin yüzü olacak!Yüzyıllar sonra beni anlayacak ruhlar yeryüzüne gelecekler ve eserlerimin bir anlamı olacak. Ruhumdaki sesler beni sürekli motive ederken, sokaklardaki yalnızlık beni sürekli yanlış bir yüzyılda yeryüzüne gönderildiğimi hissediyorum ki?Tanrı benimle ilgili ufak bir hata yapmış olabilir mi?Bulunduğum çağa ışık tutmam için gönderdi beni; çünkü sadece karanlık çağda bir ışığın bu kadar anlamı olabilir. Yani, hiçbir hata yok elbette… Ben Tanrı’nın işçisiyim ve insanlık tarihini değiştirecek Rönesans dönemini başlatmak zorundayım. Kendimi ne kadar yalnız hissetsem de, beni anlamayan bakışlarını tüm insanlık bana yöneltse bile, kilise beni engizisyon ateşinde yakmak için tüm çabayı gösterse de, ruhumdaki ateşi asla söndüremez. İçimde sürekli ve sonsuz bir yaşama isteği var. Ne kadar da garip? Ruhumu kaplayan yoğun yalnızlık sanat ateşiyle sönüyor, sanat için yaşıyorum. Eserlerimde kendimi sonsuzluğa bırakıyor olduğumu hissediyorum. Bu çaba, geçen hafta sohbet ettiğim Genova’lı denizcinin tabirini getiriyor aklıma “Gemimiz okyanusta batarken hepimiz çaresiz hissediyorduk. Sonra aramızdan birisi okyanusa bir şişe bırakalım dedi. Belki birisi içindeki notu okur ve bizi kurtarır!” İşte ben de böyle hissediyorum. Bulunduğum çağda kimse beni anlamıyor, hatta sesimi duymuyor olsa bile, eserlerimi insanlığın okyanusuna gün ruhumdaki ateşi ateşin ışığında insanlık değişecek, eserlerim benim adımı ölümsüz de Gerardo’ya güzel bir isim bulmalıyım; Mona Lisa gibi bir isim…”Leonardo Da Vinci’nin ruhundan daha yalnız olabilir miyiz?Engizisyon ateşinin her yanı sardığı karanlık çağlarda, üstelik bırakın o dönemi bugün bile hala anlayışla karşılanmayan cinsel eğilimleri olan, kilise tarafından aforoz edilen ve fakat İtalyan aristokrat sınıfı tarafından dehası fark edilen ve sonuna kadar korumaya alınan Da Vinci, ne döneminde ne de yüzyıllar sonra bugün tam olarak algılanmış saymaya gerek yok, insanlık tarihini değiştiren buluşları ise pek bilinmez; örneğin helikopteri ilk olarak onun tasarladığını, üstelik bu tasarımını 1504 senesinde parşömene çizdiğini ve zihninde hem sanatçı hem de mühendis olduğunu hatırlatmak sol hem de sağ beynini kullanabilen Da Vinci, yine de beyin gücüyle ruhundaki yalnızlığı yenemedi; çünkü her ruh kendi yolunu ruhlar için kalabalıklar yoktur, ne de insanların görevlerini yerine getirip tarihin sonsuz karanlığına Gogh bir diğer yalnız kimse onlar kadar haklı değildir “Ben bu çağa ait değilim” dediğinde…Onlar bunu hissederek söylerler, üstelik bulundukları çağa tamamen ait olduklarını bilmelerine çağda aşk gücünü yitirdiyse sanat devam eder, sanat bittiyse eşsiz bir ruh yeniden bir ateş yakar ve bizler bu ateşin etrafında asla ölmez. Aşk, insanlığın ruhundaki ateşin ta geliyor, üşümek istemiyorsanız ruhunuzdaki ateşi bulun ve geç kalmadan AdilyildirimyazarYoutube Adil Yıldırım
yalnız kalmak istiyorum diyen kadın