ÇocuklardaKarşı gelme bozukluğu (KOB), 2 yaş sendromu ile birlikte ergenlik döneminde de ortaya çıkar. Çocuğun kurallara karşı gelmesi, uyumsuz tutum sergilemesi, devamlı olarak sinirlenmesi ve çok sık ağlaması olarak da adlandırılır. Karşıt gelme bozukluğu teşhisi için bu davranışların sürekli ve en az 6 ay devam "Üç çocuğum vatansız ve geleceksiz" 10.01.2021 10 Ocak 2021 Vatandaşlık, uyumun önemli bir parçası fakat bu konuda yaşanan sıkıntılar yıllardır Türkiye’de yaşayanları mağdur Ayrıca, saygılı, sevgili ve iyi huylu bir biçimde yaklaşarak başkalarına nasıl davranacaklarını bilirler. Sinirlilik karakterle eş anlamlı değildir. Sinirlilik ve karakter eş anlamlı olmadığı gibi, sinirli olmakla pek çok kişilik özelliğine sahip olmanın zıt anlamlı olduğunu da söylemek mümkündür. ÇOCUK VE İNATÇILIK. İnatçılık çocuklarda genellikle 2–4 yaşları arasında başlamaktadır. İki yaşlarına kadar çok iyi huylara sahip sakin, neşeli, söz dinler ve iyi yönetilebilen çocuk birden bire huysuz, geçimsiz, zarar verici ve dayanılmaz hale gelebilir. Ele avuca sığmaz, her şeye hayır der, anne ve babanın Davranışbozukluğu. Hocam merhabalar Benim 19 yaşında yiğenim var ilk okuldan beri dikkat eksikliği ve hiper aktivite ilacı kullanıyor son 5 yıldır davranış sorunları var örneğin : Yalan söyleme, şiddet, davranış bozukluğu vb problemleri var psikatri servisinden defalarca yararlandık geçici çözümler oldu düşüncemiz KET4o. Zor çocuklarla nasıl baş edilir? İnatçı Bir Çocukla Nasıl Başa Çıkarsınız? Taklit ederek doğru davranışı göster. … İyilik Hikayeleri Anlatın. … Israrcı Olmayın. … Kurnaz Olun ve Seçenekler Verin. … Yemede İnatçılık. … Hatırlamanız gereken en önemli şey sakinliğinizi korumanızdır. Sinirli ve inatçı çocuğa nasıl davranmalı? *Çocuğu dinlemek, sevgi ve ilgi göstermek işe yarar Sinirlenen, kızan çocuğu önce sakinleştirmek ve kendini ifade etmesine izin vermek gerekir. Sinirine sinirli davranışlarla karşılık vermeyin, onu dinleyin. Bu sırada akıl vermeyin, suçlayan bir ifade kullanmayın, bırakın önce anlatıp içini boşaltsın. Inatçı çocuklarla nasıl iletişim kurulur? Emir vererek konuşmayın! İnat esnasında çocuğun dikkatini başka bir konuya çekin. Aynı şeye aldırış etmediğinizi, inat etmekle arzusunu yerine getiremeyeceğinizi davranışlarınızla açıkça anlamasına yardım edin. Diğer insanlarla ilişkilerinizde anne, baba, öğretmen olarak sizde inatçı davranışlar sergilemeyin. Çocuğum hiç söz dinlemiyor ne yapmalıyım? Çocuğum Beni Dinlemiyor, Ne Yapmalıyım? Mesafesi Ve Dokunmanın Etkisi. … – Resimler Kullanın. … Olumsuz Cümlelerle İfade Etmeyin. … Getirdiğiniz Zaman Alternatif De Sunun. … Olun. … Yinelemeye Teşvik Edin. … Kısa Cümlelerle İfade Edin. Çok konuşan çocuk için ne yapılmalı? Çocuğum çok konuşuyor, ne yapmalıyım? Evde sakin ve huzurlu bir ortam oluştur. … Çocuğunun görme ya da duyma ile alakalı bir sorunu olup olmadığını tespit et. Ona beklediği ilgiyi göster. … Bu sürenin geçici olduğunu bil ve sabırlı ol, sana heyecanla sohbet için geldiğinde onu geri çevirme. Bir çocuğun psikolojisinin bozuk olduğunu nasıl anlarız? Psikolojisi bozuk çocuğun belirtileri ise her zamankinden daha çok içe kapanık olma, yalnızlaşma, kimseyle konuşmak istememe veya bunların tam tersi olarak fazla hırçınlık gösterme, çok aksi ve sinirli olma durumu, arkadaşları ile sürekli bir kavga halinde olma durumu olarak sayılabilmektedir. Bir çocuğun inadı nasıl kırılır? Çocuğun her isteğini gerçekleştirmek yerine ona bir takım sınırlar koymalı ve onlara bazı şeylerin olabilirliği veya mümkün olmadığı üzerine konuşulmalıdır. İnat ettiği konunun neden olamayacağının anlatılması yoluyla çocuğun inadı kırılabilir ve irade sahibi olması sağlanabilir. Laf anlamayan çocuğa nasıl davranmalı? Bu sürecin normal gelişiminin bir parçası ve geçici olduğunu bilerek sabırlı davranmalıyız. Çocuğa bağırmak, kızmak ve şiddet uygulamak, çocuğun daha da negatif tavır almasından başka bir işe yaramaz. En uygun yaklaşım, sakin, kararlı ve sabırlı olarak, çocuğun sakinleşmesini beklemektir. Çocuklarla nasıl iletişim kurmalı? Çocukla Etkili İletişim İçin 10 Tavsiye Çocuğunuzun boyuna inip, gözlerine bakarak konuşun. Bu, ona kendini değerli hissettirir. … Sevgi dolu ve kabul eden bir tonda yaklaşın. … 3. Ona saygı duyun. … Dikkatle dinleyin. … 5. Sınırlarınızı belirleyin. … Dürüst olun. … 7. Tutarlı olun. … 8. Verdiğiniz sözleri tutun. 3 yaşındaki kızım çok inatçı nasıl davranmalıyım? İnatlaşan Çocuklara Nasıl Davranmalıyız? Kararlı olduğunuzu hissettirin, dengeli davranın, özellikle anne ve baba olarak tutarlı yaklaşın. Tetikleyecek davranışları önceden sezmeye ve önlem almaya çalışın. İnatlaştığında ilgi göstermeyin, sakinleştiğinde ilgi gösterin. “Hayır! Çocuğu dövmek nelere yol açar? * Akıl sağlığına zarar verir, özgüveni düşük, kendini sevmeyen, değersiz, yetersiz, güçsüz, çaresiz hisseden kişiler olmalarına neden olur. * Kalıcı fiziksel zararlar verir ve hatta ölümle sonuçlanabilir. * Suça yönelik davranışı artırır. * Çocuklarda, saldırganlığı artırır. Çocuk neden surekli konusur? “Yüksek sesle konuşan çocukların, genellikle hareketli olan ve davranış problemlerinden bahsedebileceğimiz, sınıf kurallarına uymada zorlanan çocuklar oldukları görülmektedir. Çocuklarda görülen bu davranışın nedeni olarak, onlara verilen davranış eğitimi ve onlarla kurulan iletişim biçimleri görülebilir. Herşeye atan çocuğa nasıl davranmalı? Amacınız atma davranışı doğru yere yönlendirmek olduğundan fırlatma refleksi gösterdiğinde, iletişim yollarını deneyin. Yapacağı davranışın sonuçları görmesine izin verin. Ancak atmaya devam ederse attığı oyuncağı elinden alın ve böyle davranmazsa vereceğinizi söyleyin ve bu konuda kararlı olun. Bir çocuğun psikolojisini nasıl düzeltebilirim? Çocuğa oldukça sakin ve anlayışlı davranılmalıdır. Anne ve babalar çocukları ile daha çok vakit geçirmeli ve çocuğa iyi gelecek aktiviteler yapılmalıdır. Çocuğu sabırlı bir şekilde dinlemeli ve söylediği her söze kıymet verilmeli, çocuğa kendini değerli hissettirilmelidir. Psikolojinin düzelmesi için ne yapılmalı? Sağlıklı psikoloji için öneriler Yaşam şeklinizin düzenli olması önem verin. Düzenli yürüyüş, yüzme ya da diğer spor aktivitelerinde bulunun. Haftanın bir gününü keyif aldığınız bir hobiye ayırın. Günlük en az 7-8 saat uyumaya dikkat edin. Yoğun alkol tüketiminden uzak durun. GECİKMİŞ DİL KONUŞMA Gecikmiş konuşma bir çocuğun yaşıtlarıyla benzer konuşma becerilerini sağlayamaması olarak tanımlanabilir. Bir çocuk yaşıyla uyumlu beklenen konuşmayı sağlayamıyorsa bu bir “konuşma bozukluğu” olabilir, veya “gelişimsel dil gecikmesi” olabilir. Herhangi bir organa bağlı olarak konuşmada bozukluk olmasına “organik konuşma bozukluğu”, herhangi bir organda bozukluk olmadan ortaya çıkan duruma “işlevsel konuşma bozukluğu” denir. Gecikmiş konuşmadan şüphelenilecek durumlar Her bebek 3-6 aylık oluncaya kadar anlamsız sesler çıkarabilir ve bu o çocukta işitme kaybı olmadığını göstermez. Sağlıklı doğan her bebekte mutlaka işitme taraması aylık bebek “ba ba ba”, “ma ma ma” gibi anlamlı sesler çıkarmaya aylık bebek “evet”, “hayır” gibi komutları anlamalı, ismiyle çağırıldığında ay arasında “dede”, “baba” gibi anlamlı 1-2 kelimesi ay tamamlandığında 5-10 kelimeli bir kelime dağarcığı gelişmiş ay arasında “bu ne?”, “top nerede?”, “ben kimim?” gibi soruları anlıyor ve anlamlı cevap veriyor ay arasında 2 veya 3 kelimeli cümleler kurabiliyor aydan sonra kullandığı kelimeler yabancılar tarafından anlaşılıyor yaşında basit bir olayı anlatabiliyor yaşında karmaşık bir olayı anlatabiliyor olmalıdır. Gecikmiş konuşmaya neden olan durumlar Ailesel dil gecikmesiGelişimsel dil gecikmesiPrematüre doğum veya büyüme gelişme geriliğiİki dil konuşulması, sağ el- sol el kullanılması gibi çatışma yaratan durumlarİşitme kayıpları, işitmenin algılanması bağı, yarık damak-dudak gibi ağız içi problemleriOtizm, Zihinsel Yetersizlik,Psikososyal uyaran eksikliği... Dil ve Konuşma Gelişimi Konusunda Yaygın Olarak Bilinen Yanlış İnanışlar • Erkek çocuklar geç konuşur • Çocuğun her isteğini önceden tahmin ederek yerine getiren anne-baba veya başka bir aile üyesinin olması • Abisi/ablası veya çevresindeki yakın bir kişinin konuşma problemi olması • İnatçı olmak • Dil bağı Ayrıca şu önerilerden de kaçınmak önemlidir • Problemi kendi başına aşacaktır • Değerlendirilmek için daha yaşı çok küçük • Zaten konuşmuyor nasıl değerlendirilecek? • Okul başlayana kadar bekleyip görün DİL KONUŞMA PROBLEMLERİ İÇİN ZAMAN KAYBETMEDEN UZMAN YARDIMI ALMANIZ ÖNERİLİR. BİR ÇOCUĞUN OKUMA YAZMA YA DA MATEMATİK PROBLEMLERİ YAŞAMASI ARKADAŞLARI TARAFINDAN ÇOK GEÇ FARKEDİLEBİLİR DİL-KONUŞMA PROBLEMLERİ HEMEN FARKEDİLİR VE ETİKETLENMEYE YOL AÇAR. BU NEDENLE DİL KONUŞMA PROBLEMLERİ YÜKSEK RİSK GRUBU OLARAK TANIMLANIR. BUNUN YANINDA DİL KONUŞMA GELİŞİMİ TÜM GELİŞİM ALANLARININ TEMELİ OLARAK DÜŞÜNÜLMELİDİR. Dil ve Konuşma Gelişimi Konusunda Yaygın Olarak Bilinen Yanlış İnanışlar • Erkek çocuklar geç konuşur • Çocuğun her isteğini önceden tahmin ederek yerine getiren anne-baba veya başka bir aile üyesinin olması • Abisi/ablası veya çevresindeki yakın bir kişinin konuşma problemi olması • İnatçı olmak • Dil bağı Ayrıca şu önerilerden de kaçınmak önemlidir • Problemi kendi başına aşacaktır • Değerlendirilmek için daha yaşı çok küçük • Zaten konuşmuyor nasıl değerlendirilecek? • Okul başlayana kadar bekleyip görün DİL KONUŞMA PROBLEMLERİ İÇİN ZAMAN KAYBETMEDEN UZMAN YARDIMI ALMANIZ ÖNERİLİR. BİR ÇOCUĞUN OKUMA YAZMA YA DA MATEMATİK PROBLEMLERİ YAŞAMASI ARKADAŞLARI TARAFINDAN ÇOK GEÇ FARKEDİLEBİLİR DİL-KONUŞMA PROBLEMLERİ HEMEN FARKEDİLİR VE ETİKETLENMEYE YOL AÇAR. BU NEDENLE DİL KONUŞMA PROBLEMLERİ YÜKSEK RİSK GRUBU OLARAK TANIMLANIR. BUNUN YANINDA DİL KONUŞMA GELİŞİMİ TÜM GELİŞİM ALANLARININ TEMELİ OLARAK DÜŞÜNÜLMELİDİR. Çocuğun konuşması yaşından beklenen düzeye ve yaşıtlarına göre eksiklikler içeriyorsa veya konuşma gelişimi açısından çok daha yavaşsa, o çocuğun konuşması gecikmiş konuşma olarak adlandırılır. Gecikmiş konuşma; tanımlama, etiyolojiyi saptama açısından özel eğitim uygulamaları içinde kavram kargaşasının en çok yaşandığı olgu olmuştur. Dil Nedir? Bireylerin duygularını,düşüncelerini,gereksinimlerini,tecrübelerini ifade etmek için kullandığı belirli kurallara dayalı semboller kümesidir. Konuşma ve dil farklı şeylerdir fakat birbirlerinden ayrı iki kavram birlikte gelişir. Konuşma Nedir? Dil gelişimi bilişsel gelişimin bir parçasıdır. Bireylerin bilişsel gelişim dönemleri ilerledikçe dilin kullanımındaki beceriler ve yetenekler de artar. Dil gelişimi doğumla başlar ve hayat boyu sürer. Çocuklar dil gelişimi için gerekli ilkeleri, bilgileri, sözcükleri ve kalıpları erken çocukluk döneminde kavrar. Dil gelişimi için önemli dönem 0-6 yaş arasıdır. En hızlı ise 0-3 yaş arasıdır. Çocuklar dili modelleri dinleyerek, taklit ederek, deneyim ve düşünceleri paylaşarak öğrenirler. Dil Kazanılması İle İlgili Görüşler Gecikmiş konuşma kavramını incelemeden önce normal dil-konuşma gelişimini incelemek gerekir. 1 Davranışçı Görüş Reber 1973’in tanımlamasına göre davranışsal pozisyon yani ’birey’ stimulus ve çevre arasında kalmıştır. Biyolojik gelişimden daha çok, çevrenini organizma üzerinde davranışa bağlı sonuç mekanizmasının dominant olduğu görülmüştür. 2 GelişimselPsikolinguistik Yaklaşım Bu yaklaşım ile çocuğun linguistik ayrımı yapabilmesi, lisan hızının kazanılması linguistik birim için önem kazanmıştır. Bu kavram tüm dünya dillerinde sınıflama tiplerinin tanımlanmasında kullanılır. 3 KognitifAnlamsal-Bilişsel Yaklaşım Kognitif yaklaşım, lisan gelişiminde çocuğun çevreden öğrendiklerini primer olarak sensörimotor yetenekleriyle etkileşim içinde bulunmasıdır. Sinclair 1975’in belirttiği üzere; entelektüel gelişim ve zeka gelişimi lisan olmadan mümkündür, fakat dil kazanımı genelde önemli kognitif yapılara neyin bilindiğinin ifadesi ve iletişimi olduğu kadar aynı zamanda bilinmesi gereken bir obje olarak gözlenir. 4 Sosyolinguistik Görüş Sosyal yaklaşımı, De Laguna 1927 lisanın başkalarıyla ilişki kurmak,hareketlerimizi kontrol etmek üzere kullanılan amaç olarak ifade etmiştir. Bruner1974 bir çocuğun elde ettiği linguistik yetenekle nasıl ilişki kurduğuna değil,çocuğun iletişimde ne sağlamaya çalıştığına bakılmalıdır. 5 Etkileşimci Görüş Sanders 1976; lisan kazanımının süresini çevre ve organizmanın karşılıklı etkileşiminden kaynaklandığını söyler. Çocuğun gelişiminin oluşturduğu out-put, çevreden içselleştirebilme yeteneğini ifade eden in-put’u belirler. Dil Gelişiminin Ön Koşulları 1 Motor Gelişim Konuşmak için gerekli kasların kullanımı 2 Sensory Gelişim En önemli duyular birincil olarak işitme, görme ve dokunma duyularıdır. 3 Psikomotor Gelişim Düşüncelerini eyleme dönüştürme yetisidir. Karnı aç olan çocuğun pasta gördüğünde tepki vererek eyleme geçmesi. 4 Entelektüel Gelişim Her bir gelişim normal olsa da doğru zamanda doğru uyaran verilmezse çocuk zamanında bilgi alıp öğrenmekte zorlanır. Uyaran eksikliği ile büyüyen çocuklar... Dil Gelişimini Etkileyen Faktörler 1 Zihinsel Problemler 2 Fiziksel Problemler 3 Duyusal Problemler 4 Duygusal Yoksunluk 5 Uyarıcı Yoksunluğu 6 Sık Sık Hastalanma DİL GELİŞİMİ DÖNEMLERİ 1 Anlamsal Semantik Gelişim 2 Ses Biriminin Fonoloji Kazanımı 3 Söz Dizimi Sentaks Gelişimi 4 Morfolojik Biçimbirimi Gelişimi 1 AnlamsalSemantik Gelişim Anlam bilgisi, nesnelerle semboller arasında normal bir ilişki kurulduğunu ifade etmektedir. Dilin anlamı ile ilgili en önemli nokta, sözcüklerin nesneleri değil, nesneler konusundaki düşünceleri ifade etmektedir. Çocuklar sözcükleri söylemeden önce anlamlarını kavramaya başlarlar. Çocuklar yaklaşık 9 ve 12. aylarda sözcüklerin anlamlarını kavramaya başlarlar. 2 SesbirimininFonoloji Kazanımı Ağlama0-1 ay Ağrı-rahatsızlık-ihtiyaç durumunu neonataller ağlayarak belirtir. BabıldamaCooing 1,5-3 ay dönemini kapsar. Ses oyunları yaparlar. “k”-”g” gibi ünsüzleri çıkarır. “a,e,o,u” gibi ünlü fonemleri uzatır. aaaaah,uuuuh,... çocuk ses ürettiğinin farkındadır ve bu durumdan haz alır. Güldüğünde ya da üzüldüğünde ses üretimi refleksif olarak gerçekleşir. Mırıldanma Babling 4-6. aylar arasında gözlenir. Ünlü-ünsüz fonemlerde artış gözlenir. p,b,m gibi... 6. ayın sonuna doğru ünlü ve ünsüzleri birleştirmeye başlarlar. ba,ma,pa Bu kombinasyonları kullanarak baba-mama’ gibi sesler üretir. Bu dönem işitme engellilerde dahil olmak üzere herkeste gözlenir. Ancak patolojinin drumuna göre daha geç görülebilir. İşitme engellilerin babling dönemi daha kısa sürer. Bu dönemde işitme engelli çocuklar ayırt edilebilir. Mırıldanma Tekrarı,Olgunlaşmamış Taklit DönemiLalling 7-11. ayları kapsar. Ses üretimi ile işitmeyi birleştirir. Çıkarılan sesler anadile ait öğreniminde ilk önce kazanılan seslerdir. Bebek yetişkin konuşmasına benzeyen ancak anlaşılamayan uzun diziler meydana getirirler. 3 SözdizimiSentaks Gelişimi Cümlenin yapısını oluşturan sözcüklerin anlamlı bir biçimde oluşturulması ile ilgili kuralları inceler. Tek Sözcük Dönemi Yaklaşık bir yaş civarında çocuklar tek sözcükleri üretmeye başlar. Çocuk tek kelimeyi bütün cümle olarak kullanır. İki Sözcüklü Birleşimler Dönemi 18-20. aylarda çocuklar sözcükleri basit cümleler şeklinde birleştirirler. Bağlaç,edat,sıfat kullanmazlar. 3 ve Daha Fazla Sözcüklü Birleşimler Dönemi 22-24. aylarda 3 sözcüklü birleşimler ile birlikte birkaç tane 4 sözcüklü birleşimler üretirler. Zamanların Kazanımı 19-21. aylarda zaman kullanımı aylık çocuklar –digeçmiş zaman ,-yorşimdiki zaman kiplerini kullanırlar. Olumsuz Cümle Yapılarının Kazanımı Yaklaşık 2 yaşında çocuklar –me olumsuzluk eki’ni öğrenilen olumsuzluk ifadesi hayır’dır. Daha sonra değil’,’yok’ ifadelerini de kullanırlar. Soru-Cümle Yapılarının Gelişimi 2,5 yaşında ne?’sorusunu;3 yaşında kim,nerede’,4 yaşında –mi,-mıgeldi mi? Bağlaçların Kullanımı Çocuklar 3,5 yaşında bağlaçları kullanmayı öğrendikleri bağlaç ve’ bağlacıdır. 4Morfolojik Biçimbirim Gelişimi Morfoloji, dildeki kökleri, ekleri ve bunların birleşme yollarını, dildeki sözcüğün türeme ve çekim eklerini, biçimle ilgili konuları inceler. Dil Gelişim Süreci 3 bölüme ayrılır 1 İç Dil Gelişimi 2 Alıcı Dil Gelişimi 3 İfade Edici Dil Gelişimi 1İç Dil Gelişimi 4 bölüme ayrılır. aAğlama Dönemi bBabıldama Dönemi cMırıldama Dönemi dMırıldanma Tekrar Dönemi 2AlıcıReseptif Dil Gelişimi Ses ve uyarıcı ilişkisini anlar. Çevresel ve konuşma seslerini ayırt eder. Jestlerle sesi birleştirmeye başlar.jestler,mimikler,hareketler çocuğun sözcükleri daha kolay anlamasını sağlar. Çocuk bu dönemde söylenenleri anlar fakat ifade edemez. Alıcı Dilin Özellikleri Alıcı dil, ifade edici dilden önce gelişir. Çocuk konuşurken anlar fakat kendini tam olarak ifade edemez. İlk dönem çocuk tarafından anlaşılan sözcükler çoğunlukla isimlerdir. 10-12. aylarda çocuklar basit emirlere uyarlar.al,ver,at,gel... Seslerin düzelmesi, dişleri kullanma, sesli harflerin artması ve dilde ilgisi olmayan hecelerin ortadan kalkması ile olur. 3İfade Edici Dil Gelişimi Konuşma devri olarak isimlendirilir. Bu dönemde çocuk sözlerle kendini ifade edebilme yeteneğini kazanır. 12-18. aylarda çocuklar ilk sözcüklerini söylemeye başlarlar. 18-24. aylarda tek sözcükleri artarda getirerek 2-3 sözcüklü birleşimlercümleler oluşturabilir. 2-3 yaş sözcük dağarcığının en hızlı geliştiği dönemdir. 3-4 yaş çocuğun söz dizimi yetişkinlerinkine benzer. 4-5 yaşlarda kendi dillerini dilbilgisi yapısına uygun olarak kullanırlar. İfade Edici Dilin Özellikleri Çocuklar ifade edici dil gelişiminin ilk dönemlerinde genelleme yaparlar. örtüm gördükleri yuvarlak şeylere top derler. Bir sözcükle pek çok şeyi ifade etmek isterler. Sırasıyla; 1 İsim, 2 Fiil, 3 Sıfat, 4 Zamir, 5 Edat, 6 Ünlemleri; kullanırlar. Konuşma İlk 3 ay içinde agulamaya başlar. Babling Dönemi 3-6 ay içinde kendi sözel oyunlarına cevap verir. İmitation Taklit evresinde ise kendi çıkardığı ve çevreden duyduğu sesleri taklit etmeye çalışır. Anlamsız heceleri devamlı tekrarlar. 1 yaş civarında ise fizyolojik mutizm denen 1-2 ay süren suskunluk evresi geçirilir. Bu evreden sonra ilk kelimeleri bilinçli olarak çıkarmaya başlar. 2 yaşına kadar 20’ye varan kelime dağarcığı oluşur. 3 yaşından sonra 2 fiilli cümleler kurar. 4 yaşında,normal gelişim süreci içerisinde konuşması tamamlanmış olur. Konuşmayı geciktiren öğeler; Duygusal çatışma, sevgi, şefkat eksikliği, Münakaşa, dilin sürekli münakaşa etmek için kullanılan ortamda büyüyen çocuklar. Aşırı düşkünlük, bu tür çevrede çocuğa konuşmak için yeterince fırsat verilmemesi. İlgisizlik. Uyaran eksikliği Dil Gelişiminde Temel Etkenler Çocuğa sevgi ve huzur dolu bir ortam hazırlamak, Çocuk ile ilgilenmeniz ve sevildiğini hissettirmek, Çocuğun fiziksel ihtiyaçlarınıolanaklarınız ölçüsünde eksiksiz karşılamak, Çocuğunuz ile her fırsatta konuşmak, Çoğunuz ile yaşına uygun oyun oynamak, Çocuğunuza zaman ayırmanız ve onunla daha çok zaman geçirmek, Yaşıtları ile oyun oynamasını sağlamanız ve çevresini genişletmesine yardımcı olmak, Çocuğunuza masal ve hikayeler anlatmanız ve onun konuşması için zeminler hazırlayarak ses ve mesajlarına cevap vermek, Eline aldığı nesnelerin özelikleri hakkında bilgi vermeniz ve görüşünü almak, TV karşısında uzun süre kalmasına engel olmak, Onun düşüncelerine değer vererek, özgüvenini artırmak için onay mekanizmanızı daima aktif durumda tutmak, Onun, sosyal ortamlara katılmasını sağlamanız ve konuşmaya teşvik etmek, Resimler, resimli hikayeler ile benzerleri üzerinde yorumlar üreterek onun konuşmasını sağlamak, Onun, kusurlarını pekiştirmeden düzeltebilmesi için ortamlar hazırlamak GECİKMİŞ KONUŞMANIN ETİYOLOJİSİ VE SAĞALTIM YAKLAŞIMLARI 3 aylıktan 4 yaşına kadar geçen dönemde, konuşma gelişimi dönemlerini etkileyebilen organik ve ya organik olmayan bazı bozukluklar konuşmanın gelişmesini engelleyecektir. Bu durum, çocuğun konuşmasının beklenilenden daha geri olmasına yol açacaktır. ’Gecikmiş konuşma’ diye adlandırılan bu durum, erkek çocuklarda kız çocuklardan 2 kat veya daha fazla görülmektedir. Hacettepe Üniversitesi KBB Ana Bilim dalı Odyoloji Bölümünün yürüttüğü bir çalışmaya göre Belgin, Serhan Kamçı; konuşma problemi şikayeti ile kliniğe gelmiş işitmesi normal 254 çocukta konuşmayı engelleyen faktörler araştırılmıştır, sağaltım yaklaşımlarının neler olabileceği belirlenmiştir. Bu 254 çocuğa önce odyolojik testler yapılmış, konuşma gecikmesinde işitme kaybının bir faktör olmadığı ortaya konmuştur. Tüm vakalarda işitme normal sınırlardadır. 176’sı erkek, 78’i kız olan hastaların konuşma problemi konusundaki bilgiler 3 kaynaktan sağlanmıştır 1Ayrıntılı hikaye 2Konuşma gelişimini gösteren test ve gözlemler 3Çocuk nörolojisi,psikiyatrisi ve genetik kliniklerden elde edilen bilgiler Gecikmiş konuşmanın oluşumunda primer neden mental problemlerdir. Bunu sırası ile; SSS Santral Sinir Sistemi bozuklukları, genetik faktörler, çevresel yoksunluk ve olgunlaşamama, psikojenik ve emosyonel bozukluklar ve orta kulak effüzyonları izler. MR, SSS bozuklukları ve genetik faktörlere bağlı konuşma gecikmesinin ana nedenlerinden biri psikomotor olgunlaşamamadır. Bu durum daha çok erkek çocuklarda gözlenir. Bu gecikme daha çok SSS’nin miyelinizasyonundaki gecikmeye bağlıdır. Erkek çocuklarda kendini ifade edebilme yetisinin geç ortaya çıkması, çocuğun çevrenin ilgisini çekmesini engellemektedir. Tüm bu nedenlerle çevresel pekiştirme ve olgunlaşma geç olmaktadır. Bunlara ek olarak, çocuğu etkileyen çevresel şartlar aşırı kaygıcılık, ilgisizlik, yalnızlık konuşmanın gecikmesini daha da pekiştirmektedir. Diğer bir faktör ise çocuğun psikolojik ve duygusal dengesizliğidir. Genellikle aile içi şartlardan ve ya sorunlardan kaynaklanan bu tür konuşma gecikmesi terapiye en çok direnen tiptir. Araştırma da 6 çocukta konuşma gecikmesi orta kulak effüzyonlarının ortaya çıkardığı iletim tipi işitme kayıplarıyla açıklanır. Bu vakalarda, hayatın ilk yıllarında önemsenmeyen ve hafif-orta arasında değişen uzun süreli işitme kayıpları konuşma gecikmesine neden olmuştur. İletişim Bozuklukları ASHA'na Göre ASHAAmerican Speech-Language-Hearing Association İşitme Bozuklukları Ses Bozuklukları Konuşma Bozuklukları Akademik Beceri Bozuklukları Dil Gelişim Bozuklukları; aGecikme bHatalı gelişme cMutizm Eğitsel Yöntemler, Değerlendirme ve Eğitim Programları Gecikmiş konuşmada; sorun bir hastalık gibi tedavi edilebilir bir unsur olmayıp, gelişimsel bir sorundur. Uzmanlara düşen görev, çocuğa, aileye eğitsel destek sağlamak ve rehber olmaktır. Çocuğu kazanmakta olduğu yetenekleri ile, başka bir çocukla kıyas etmeden eğitmek önemlidir. Dil Konuşma Eğitiminde Genel Prensipler Gözle, bekle, dinle prensiplerine bağlı kalınmalıdır Göz teması önemlidir. Konuşma eğitimi için taklit becerileri gereklidir. Oral motor yeterliliği artırıcı egzersizler, grup eğitimiyle oyun şeklinde verilmelidir. Ayna karşısında ses çalışmaları 3 ayda bir değerlendirme yapılmalıdır. Aile eğitimi şarttır. Örnek Uygulama AMAÇ 1-2 yaş Kaynağı saklı objeleri arama AMAÇ Görüş alanı dışında olan sesleri duyumsama ve araştırma, işitsel algıyı pekiştirme Materyaller Örtü, yastık, kutu vb. Uygulama Örtü konulur. Dikkati çekilecek şekilde nesne gösterilir ve örtünün altına nesne saklanır. Nesne ses çıkarınca Nerede’ diye sorulur. Model olunur, daha sonra İpucu azaltılarak devam edilir. Dil, Dudak, Yüz Kasları Egzersizleri Dudağın etrafına çikolata, şeker sürüp yalama Aynaya bakarak ağzını ve dilini değişik şekillerde hareket ettirme Dondurma, lolipop yalama Dili dışarı çıkarıp, çekme Dudaklarını açıp, kapama, bükme Çeşitli yüz hareketleri gülme,kızma,somurtma,öpücük verme... Ciklet çiğneme Çeşitli sesler çıkarma kahkaha, hıçkırık, hapşurma... Dili dışarı çıkarmak Dili dudakların sağına soluna değdirmek Dili dışarı içeri çekmek Dili buruna doğru sokmak Dili çeneye doğru çıkarmak Dilin ucunu alt-üst dişlerle ısırmak Dil ile dudakları yalama.yuvarlayarak Dili üst ön dişlere değdirme Dili şıklatma dil ile üst damağa vurup alt damağa çekerek ses çıkarma Dil ucunu üst dişlerden en aşağıdaki ve en soldakine değdirme Dil ucunu alt dişlerden en sağdaki ve en soldaki üzerine değdirme Dili ağız içinde u biçiminde kıvırma yanlarda Dil ile dudakları ıslatma DUDAK HAREKETLERİ Dudakları yanlara doğrualt-üstçekerek dişleri bitişik vaziyette gösterme Üst dişleri gösterme Alt dişleri gösterme Üst dudağı ısırma Alt dudağı ısırma İki dudağı da ağız içine almak Alt dudağı dışa döndürmek U sesi çıkarır gibi dudakları öne uzatmak Dudakları birbiriyle içe doğru sıkıştırmak Kalemi dudakları arasında tutmak Ruju dağıttığımız gibi iki dudağı birbirine sürtme değdirme YANAK HAREKETLERİ İki yanağı aynı anda şişirme Sağ yanağı şişirme Sol yanağı şişirme Soldan sağa sağdan sola sürekli yanak şişirme İki yanağı dişler arasına çekme Dil ile sağ yanağı şişirme Dil ile sol yanağı şişirme MİMİKLER Hayret Gülmek Kızmak Ciddi Korku Üzüntü Uyku Ağlamak Evet Hayır ÇENE HAREKETLERİ Ağzı çeneler gerginaçmak-kapatmak Alt çeneyi ağız açık sağa sola hareket ettirmek Alt çeneyi ağız kapalı sağa sola hareket ettirmek Soldan sağa sağdan sola sürekli yanakları şişirme İki yanağını dişler arasına çekmek Dil ile sağ yanağı şişirme Dil ile sol yanağı şişirme BURUN HAREKETLERİ Burunu buruşturarak yukarı çekmek Burun deliklerini açmak NEFES ALMA Ağızda üfleme dudaklar kapalı durumda Burundan nefes alıp burundan verme Burundan nefes alıp ağızdan verme Ağızdan nefes alıp burundan verme Kamışpipet ile hava çekme Burundan iki defa nefes alıp, iki defa verme Ağızdan iki defa nefes alıp iki defa ağızdan verme Kağıt,pamuk,pinpon topu vb. bol nefes ile nesneyi üfleme yakın-uzak mesafe Nefesli müzik aleti çalma Balon şişirme Islık çalma Burun çekmek Öksürmek Horlama Esnemek İç çekmek GIRTLAK HAREKETLERİ Yutkunma Su yutma Gargara yapma Gırtlaktan öksürme ses ayarlama TEMEL ALIŞTIRMALAR Dili diş ve dudaklar arasından çıkarmaağız açık olarak Dili içeri çekme Dili ağız dışında sağa sola hareket ettirmek Dilin arka kısmını yukarı kaldırmak Çeşitli dudak hareketleri yaparak aşağıdaki gibi sesler çıkarır. “cık”sesi Elini ağzına vurarak kızıl derili gibi “aaa” sesi Ağız şapırdatma sesi Öpme sesi Ağız Kapatma Alıştırmaları Konuşmanın Stimülasyonu Oral lisanın önemi öğretilmelidir. Diğer insanlarda beğeni ve övgü ile desteklemelidir. Her çocuk kendi içinde değerlendirilmelidir. Çocuğun konuşma seslerini taklit etmesi için önce mırıldanma bobling taklit edilmelidir. Çocuk için uygun bulunan kelimeler üzerinde durulmalıdır. Öğrenilmeyen kelimeler üzerinde asla durulmamalı. Tek ya da iki kelime üzerinde sıklıkla durulup öğrenilmelidir. Dil bilgisi ve cümle kuralları çocukluğun taklit ederek öğrendiği kurallardır. Konuşma stimülasyonu zamanı; çocuk iyi, mutlu ve diğer aktivitelerle ilgili olmadığı optimum zamanı içermelidr. Çocuklar konuşmayı öğrenmeyi metodik ve kademeli bir şekilde yapamazlar. Pek çok şeyin çok erken yapılması kesinlikle beklemekten çok daha zararlıdır. Konuşma çevredeki seslerle stimüle edilmelidir. tren,araba,kedi,köpek,saat sesleri gibi... Tekerlemeler ve parmak oyunları Oyuncaklar Resimli ve çevresel konuşma seslerini içeren kitaplar Fonografi kayıtları Grup Oyunları ve Hareketli Şarkılar Fısıltı Oyunu Tren Oyunu Sessiz Sinema Hayvan Sesleri Yağ satarım,bal satarım oyunu’ Hareketli Şarkılar Örnek Olay 1 2,5 yaşında erkek çocuğu; S, konuşma gelişimine bağlı olarak 18 aylık eğitim sonunda hala sözcükleri bir araya getirememektedir. 18. aydan beri eğitim almaktadır Diğer tüm gelişmeler normaldir. Çocuk ekspresif dil gelişimini tamamlayamamıştır. İç dilinitial gelişiminde bir problemi yoktur, Bu nedenle problemin gelişimsel bir problem olduğu düşünülmektedir. Sorunun geçici ya da kalıcı olup olmadığını bilmek eğitimcinin izleyeceği yol açısından önemlidir. Bunu ayırmak çok mümkün değildir fakat; 1 Fiillerin sınırlı kullanımı 2 Sınırlı sayıda, kendiliğinden oluşan taklitler 3 Zayıf kavrama 4 Sınırlı sayıda ünsüz harf kullanımı 5 Kalıcı konuşma bozukluğuna sahip aile bireyinin bulunmasıdır. Genelde reseptif alıcı dil gelişimi bozuk olan çocuklarda,yalnızca ekspresif İfade edici dil bozukluğu olanlara göre daha çok kalıcı dil bozukluğu görülmektedir. Örnek Olay 2 Dil-Konuşma eğitimi alan 72 aylık kız çocuğu; L., geç konuşan, anlama becerilerinde eksiklikler görülen bir çocuktur. Dinleme aktiviteleri, Dersi takip etme, Püf noktaları kavramada; zorlandığı görülmektedir. Tüm motor ve özbakım becerileri normaldir. Henüz okuyamamaktadır, çizmeyi ve kitaplara bakmayı sever. İşitme ve başka diğer konularda problemi yoktur. 3 kardeşten Ablasının gelişimi normaldir. erkek kardeşi ise 36 aylıktır ve henüz tam konuşamamaktadır. Bu bilgiler sonucunda Kate’in probleminin gelişimsel olduğu gözlenmiştir. Bu hipotez informal ve formal değerlendirmeler ile desteklenmiştir. İnformal Değerlendirme Çocuğu gözlemleyerek değerlendirmeye başlamak oldukça yaygın bir yöntemdir. Böylece kişisel değerlendirmeye geçmeden çocuğun eğitimciye yaklaşımı sağlanır ve eğitimcinin daha detaylı değerlendirme imkanı olur. Bir ev ya da merkezde, ebeveynle, yardımcısıyla ya da okul ortamında gözlenmelidir. Bu zaman içinde eğitimci; Dikkat kontrolü Sosyal etkileşim becerilerini Söylediği kelimeleri İfade edici dil ve sorulan sorulara verdiği cevapları not almalıdır. Bir konuşma örneğini kaydetmek; fonetik analiz yapmak ve sentaks gelişimini incelemek için çok yararlı olabilir. The Mac Arthur Communicative Development Invertories’Fenson, 1933 The Early Language Skills Checklist’Boyle ve Mlellan, 1998 Teaching Talking’Locke ve Beech, 1991; gibi anketler ile çocuğun aile ve okul çevresindeki durumları hakkında bazı sorular sorulup bilgi alınabilir. Sessiz bir gözlemden sonra eğitimci, çocukla etkileşime girer. Eğitimci uygun bir aktivite seçer. İnformal değerlendirme, teşhisin desteklenip desteklenmediği ve eğitimciye formal değerlendirmenin gerekli olup olmadığını gösteren bir ipucu verir. SORU BANKASI 12 Eylül, 2014 kere okundu Merhabalar, Benim 7 yaşında bir çocuğum var. Dikkat dağınıklığı, bağırma, eşya fırlatma, ağlama, kıskançlık sorunlarımız var ne yapmalıyım teşekkürler dilara. Dilara Hanım, Çocuğunuzla ilgili yaşadığınız sıkıntılar genelde birçok ailenin az veya çok yaşadığı genel sorunlar. Önemli olan bu sorunların altında yatan nedenlerdir. Acaba bu gösterdiği sorunlar yaşının gereği abartılı olmayan normal tepkiler mi yoksa ciddi bir rahatsızlığın habercisi mi? Ona göre hareket etmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Sorunlarınıza kısaca değinmek gerekirse, dikkat eksikliği veya dikkat dağınıklığı bir rahatsızlıktır. Çocuğunuz şayet evde çok yaramaz, okulda veya kreşte çok sessiz, sakin ise, muhtemelen evde her istediğini yapıyor ve sınır koymuyorsunuz. Çünkü kuralların hiç öğretilmediği, her dediği yapılan çocukların, davranışlarını kuralsızca sergilediğini görürüz. Dürtülerini kontrol etmeyi öğrenmedikleri için akıllarına her geleni anında yapmak ister, bir istekten bir isteğe atlarlar. Bu da size çocuğunuzun dikkat dağınıklığı olduğu izlenimini verir halbuki bunun en büyük sorumlusu sizin ona yaklaşım tarzınızdır. Eğer çocuğunuz evde olduğu gibi okulda veya kreşte de yaramaz, hareketliyse siz kurallar, sınırlar koysanız da uymak istediği halde uyamıyorsa elinde olmadan düşünmeden hareket ediyorsa büyük ihtimalle çocuğunuzun dikkat eksiliği hiperaktivite bozukluğu vardır. Küçük yaşta böyle bir sorun olduğunu bilmek ailenin çocuğun geleceği için danışmanlık alması açısından önemlidir. Asıl teşhis altı-yedi yaşında konur ve genellikle okul hayatında sorunlar ortaya çıkarır. Erken yardım almak, sorun ortaya çıkmadan önlemek açısından önemlidir. Bunun için mutlaka biz uzmandan destek almalısınız. Dilara Hanım, her çocuk kızar, bağırır, kıskanır, sesini yükseltir, ağlar bazen tepinir ve küçük krizler geçirir. Bunlar genellikle çocuğun istediği olmadığında ya da hoşuna gitmeyen bir hareketle karşı karşıya kaldığında gerçekleşir. Burada önemli olan nokta, ailenin bu sıkıntıları yönetme biçimi ve bu sıkıntıların temelinde psikiyatrik bir nedenin yatıp yatmadığını bilmektir. Gelelim genel olarak yapabileceklerinize, -Çocuğunuzda gerçekten dikkat dağınıklığı olup olmadığını öğrenin ve gerekirse bir uzmandan yardım alın, -Çocuğunuzla konuşmalarınızda yumuşak, sakin ve net ses tonu ile konuşmaya çalışın, -Öfkelendiğinde emredici konuşmayın, -Çocuğunuzun kendisini özgürce ifade etmesini sağlayın, -Onu sabırla dinleyin, tartışmaya girmekten kaçının, -Çocuğun çevresinde zarar verebileceği, kırıp dökebileceği şeyleri kaldırın, -Kızgınlık anında sinirini atabileceği alternatifler hazırlamanız işinizi kolaylaştırır. Yumruklanabilen kum torbası kızgınlık duygularını kontrol altına almayı sağlayabilir, -Çocuğunuz etrafına zarar verirken onu tutun, sakinleştiğinde kendisini bırakacağınızı söyleyin. Bu esnada onu sevdiğinizi ancak bu davranışını değiştirmesi gerektiğini belirtin, -Kendisine her türlü zarar verme durumunda engel olmaya çalışın, ancak bazı çocuklar blöf yapmak için gösteriş biçiminde yaptıkları davranışları da olabilir böyle bir durum söz konusu olduğunda hemen müdahale etmeyin ama tetikte bekleyin, -Gelecekte öfke patlamaları yaşamaması için yeni beceriler öğretmeye çalışın mesela yardım istemek, düşünmek, planlamak gibi. Çocuğa yaşıtları ya da kardeşleriyle olumlu iletişim kurma yollarını, duygularını sözcüklerle ifade etme ve vurup bağırmadan diğerlerinin duygularını fark etmesini sağlama becerileri kazandırmaya çalışın, - Kıskançlığın önüne geçmek için paylaşıma özendirin. Mesela “Oğlum/Kızım, şimdi oyun zamanı… Oyuncaklarından hangisini arkadaşına vermek istersin? Pembe olanını mı yoksa yeşil olanını mı?” Seçim yapmak ve karar verme hakkına sahip olmak, paylaşma kavramının olumlu yüzünü gösterir ve kıskançlığı geri plana atan önemli bir kazanımdır. Sizler de çocuğunuza paylaşım örnekleri gösterin. Böylece çocuk paylaşılan bir şeyin geri alınabildiğini ve paylaşım karşılığında karşılıklı bir güven kurulabildiğini öğrenebilir. -Ağladığı zamanlarda sırf ağlamasın diye çocuğunuzun dediğini yapmayın. Çünkü çocuk ağlamayı silah olarak kullanabilir bazen. Bir kere anne-baba hayır dediğinde çocuk ağladı diye bu “Hayır”asla geri çekilmemeli, -Çocuğunuz sakinleştikten sonra sorunu konuşun, nasıl çözümleyeceğinizi tartışın. Ve ortak bir çözüm bulma çabasında olun, çözüme onu mutlaka ortak etmeye çalışın. Paylaşmak Güzeldir Anahtar Kelimeler ağlama, bağırma, Dikkat dağınıklığı, eşya fırlatma, kıskançlık Psikolog Elif Kandaz Yeni Anne Dergisine anlattı… İnatlaşma, her yaşta ve her insanda ortaya çıkabilecek bir davranış. Genetik bilimciler inat geninin varlığım, davranış bilimcilerse inadın daha çok sonradan öğrenilen bir davranış olduğunu savunuyorlar. Neden ne olursa olsun bu, çocuklarımızın özellikle bazı konularda aşırı inatçı ve ısrarcı olduğu gerçeğini değiştirmiyor. İNATLAŞMALAR İLETİŞİMSİZLİĞE YOL AÇAR İnatlaşma sürecine giren çocuğun kimi zaman neyi istediğini bilmemesine rağmen, sadece karşısındaki kişiyle zıtlaşmak için bile inatlaşabileceği-ne dikkat çeken Uzman Psikolog Elif Kandaz "Buna karşılık olarak da, farkında olmadan birçok ebeveyn çocuklarıyla gereksiz yere çatışmaya girer. Hem kendilerini hem çocuklarını yıpratırlar. Araştırmalar ebeveynlerin ısrarı ve inatlaşmaların çocukta strese sebep olan maddelerin salgılanmasına yol açtığım, çocuğun büyümesini ve gelişmesini olumsuz etkilediğini ortaya koymuştur. Asim da belirli bir yaş grubunda doğal olan inatlaşma ebeveyn ve çocuk arasında iletişimsizliğe ya da çocukta özgüven problemlerine de yol açabilir." şeklinde konuşuyor. Birçok konuda olduğu gibi giyim konusunda da çocuklar yaz ya da kış demeden istedikleri kıyafetleri giyme konusunda ebeveynleriyle inatlaşma sürecine gerebileceklerini söyleyen Elif Kandaz, "Çocuğun inatlaşma döneminde olmasının çocuğa hiç 'hayır' denilmeyeceği anlamına gelmemektedir, ancak bazı noktalara dikkat edilmesi gerekmektedir. Giyim konusunda koyulan kurallar gerekli ve tutarlı olmalıdır." diyor ve bu kuralları sıralıyor KARAR KISA VE NET OLMALİ Bu kuralların nedenleri kısa ve net olarak çocuğa açıklanmalı hatta bazı kurallar çocukla birlikte koyulmalıdır. Çocuğun giymeyi istediği fakat sadece ebeveyn için gereksiz görülen kıyafetler konusunda yasaklamaların getirilmesinden kaçınılmalıdır, çünkü bir süre sonra çocuğun giymek istediği her kıyafete "hayır" denirse, bu durum çocukta yanlış yaptığı duygusunu ortaya çıkartır. Önemli olan bir noktada çocukla iletişim halindeyken olumsuz cümleler yerine olabildiğince olumlu cümlelerle anlatmaya çalışılmalı. Çocukla çatışmaya girildiğinde onun sadece bir çocuk olduğunu unutmadan ve öfkeli bir tavır takınmadan, yumuşak ve uzlaşmacı bir ses tonuyla konuşmaya ö/en gösterilmelidir. Amaç çocuğa kimin güçlü kimin güçsüz olduğunu göstermek değil, o anda elde edemeyeceği bir şeyden vazgeçmesini sağlamak olmalıdır, İslediği kıyafetin neden giydirilemeyeceği basit bir şekilde açıklanmalı ve bu açıklama yapılırken mutlaka bu durumdan dolayı ne kadar üzgün olduğu da belirtilmeli. Aslında çocuğun giymek istediği kıyafeti ebeveynin de istediği ancak o sıradaki şartların buna uygun olmadığı anlatılmalı. Böylece çocuğun ebeveynle duygusal bir paylaşıma girmesi sağlanacak ve ebeveyni kendisine sürekli karşı olan bir düşman gibi görmesi engellenecektir. Çocuğa yapılan gerekli açıklamalardan, üzgün olunduğu belirtildikten ve kararlılığın hissettirilmesinden sonra biraz zaman tanınmalıdır. Bir süre sonra çocuk yeniden istediğini elde etmek konusunda ebeveynle inatlaşmaya başlayabilir. Böyle bir durumda hiç tepki verilmemelidir. Birkaç denemeden sonra vazgeçecektir. Bir başka öneri de, çocuğa kıyafet seçimi konusunda seçenek sunulmasıdır, böylece çocuk kendisinin bağımsız bir birey olarak tanıdığını, kararlarına saygı duyulduğunu düşünecektir. Kendisiyle ilgili kararlan verebildiğini ve seçimine öncelik tanındığını düşünerek inatlaşmaktan vazgeçecektir. Sunulan seçenekler ne kadar az olursa çocuğun karar verme süresi o kadar kısa olur. Sunulan seçeneklerin, herhangi birinin seçilmesi durumunda ebeveyn kendisinin de onayladığı seçenekler olmasına dikkat etmelidir M tekrar bir inatlaşma sürecine girilmesin. Haftalık giyim programı da uygulanabilir. Pazar gününden başlayarak o hafta boyunca giyeceği kıyafetler belirlenebilir. Yine çocukla birlikte seçenekler sunma şeklinde olması daha efektif olacaktır. 5 talanı kıyafet ayrılır ve bu kıyafetler ayrı bir yere koyulabilir, çocuğa da kıyafetlerin konduğu yer tanıtılmalı ve pazartesi günü ilk uygulamaya başlanmalıdır. Bu kural uygulanmaya başladığında çocuk kimi zaman ebeveyni denemek amaçlı, diğer dolaptan giyinmek için ısrar edebilir. Bu noktada kuralın bozulmaması ve yine o seçilen kıyafetlerden giyinilmesinin sağlanmasının allı çizilmelidir. Çocuk bu inat sürecinden sonra bu kuralı kabul edecektir. Çocukla giyim konusunda inatlaşmamak için koyulan kurallarda çok ayrıntıcı olunmam alıdır. Çocuğun istediği gibi davranması ve özgürlüğünü yaşaması da sağlanmalıdır. Bu durum ileride kendi kararlarını kendi verebilen, çevresinden çok etkilenmeyen, bilinçli bir birey olmasını sağlar. ÖNCE HAYIR SONRA EVET DEMEK İnatlaşma sürecinde, inadın şiddet süresi ve krize sebep olan sorunun nasıl çözülebileceği önemlidir. Çocuk, ebeveynin onaylamayacağı bir kıyafeti giymeye yöneldiğinde en i iyi yöntem çocuğun dikkatini dağıtmaktır. Bu bir çizgi film, bir kuş, bir kedi, sevdiği bir yiyecek veya oyun gibi herhangi bir şey olabilir, Mesela, çocuk ebeveyn tarafından onaylanmayan bir kıyafeti giymeye kalkıştığında, uygun bir dille çocuğa giyebileceği alternatif bir şey önerilmelidir. Başta "hayır" denilen bir kıyafete daha sonra "evet" dendiğinde, çocuğun da bir sonraki konuda isteği gerçekleşene kadar inatlaşma yoluna gitmesi söz konusu olur. Yayınlanma Tarihi 10 Mayıs 2011 Salı, 0730 Soruyu Soran Merhabalar benim 3 yasinda bi oglum aksi hic söz dinlemeyen,dur dan anlamayan,ne söylersem hepsinin tersini yapan,cok sinirli,cok inatci,kesinlikle kimseyi dinlemiyo,toplumda bagirarak ve aglayarak dedini yapitirmaya calisan bi oglum kalmadim sürece kesinlikle onunla biyere cikmiyorum cünki disarda kesinlikle söz dinlemiyo hep bagirmakla ve aglamakla geciyor. ne yapmam gerekiyo ihtiyacim veriyom kiziyorumda sakin bi sekilde bi eriskin gibi konusmayada calisiyorum ama hic bisey fayda sasirdim ellerim kollarim bagli bir cevap verirseniz yardimci olursaniz sevinirim. Cevap Merhaba, Çocuğunuzun yaş döneminde karşı gelme,söz dinlememe, inatlaşma,tutturma, sınırlarını zorlama davranışları genellikle artış gösterir. Çocuk bu şekilde sınırlarını keşfetmeye çalışır. Bu davranışlar sorun yaratacak düzeye geldiğinde uygun şekilde ele alınması çok önemlidir. Çocuğun yapısı ve yaş dönemi özellikleri etkili olduğu kadar anne babanın bu davranışlar karşısında uygun olmayan ve tutarsız davranışlar sergilemesi sorunun büyümesinde etkili olmaktadır. Öncelikle etkili ve uygun olmayan bağırmak, cezalandırmak gibi tutumlardan vazgeçmelisiniz. Davranışları üzerine konuşmanız güzel ama uzun konuşmalar yerine kısa, net ve somut konuşmaları tercih etmelisiniz. Ayrıca kararlılığınızı ses tonunuz,mimikleriniz ve davranışlarınız ile göstermelisiniz. Kurallarınız az ve anlaşılır olsun, bu şekilde daha etkili olabilir. Koyduğunuz kuralları ve sınırları uygulama konusunda anne baba olarak kararlı ve tutarlı bir tutum sergileyin. Böylelikle karşı gelmeleri zamanla azalabilir. Bağırma, ağlama ve tutturma davranışları sergilediğinde mümkün olduğunca üzerinde durmayın ve onunla iletişime sakinleştikten sonra geçin. Davranış değişiklerinin olması zaman alacağından bu tutumları sabırla sürdürün. İyi ÇolakÇocuk ve Ergen Psikiyatrisi UzmanıEskişehir

çocuğum çok sinirli ve inatçı