İneksütüne alerjisi olan bir bebekte %80-90 oranında keçi sütüne de alerji mevcuttur. Bu nedenle keçi sütü tavsiye edilmez. Ayrıca koyun sütü, manda sütü gibi sütler de tavsiye edilmez. Deve sütü ve eşek sütüne alerji olsalığı daha azdır. Bu sütlerin de yetersiz besin değeri ve enfeksiyon aktarımı gibi riskleri
Merhababebegim 9 aylik coklu besin alerjimiz var. 6 aylikken yapilan deri testinde 10x10 olan gidalar var. Sut ornegin. Bu boyutta alerjisi olanlar ne zaman atlatti acaba? Aslı Ural10×12 süt hala geçmedi 2 yaşını 1 ay geçti ama her çocuk farklı belki siz erken atlatırsınız Ecem EkenAslı Ural inşallah çabuk geçer sizin de. Başka şeylere de alerjisi var mıydı Aslı UralEcem
Yumurta alerjisi, bebeklerde en sık görülen besin alerjilerinin başında geliyor. Bebeklerde yumurta alerjisi; kusma, kaşıntı, döküntü, egzama ve hırıltılı solunum gibi belirtilerle
Kaşıntı, kızarıklık, ürtiker (kurdeşen), egzama, dudaklarda ve göz çevresinde şişlik gibi belirtilerin alerjik bünyeye sahip bebek ve çocukların yüzde 50-60’sında ortaya
0 Benim oğlum da süt yumurta alerjisi var aynı durumdayız çok hassas kalsiyum eksikliğimi bilmiyorum bacağı kırıldı bisuru doktor hatası ve kısa kaldi şuan için ne yapılır bilmiyorum ama çok kotu olmustum ama doktor doktor gezerken ordaki hastaları görünce şükrettim benim oğlum aralarında en hafif olanıydı ben diğer çocuklara ağladım yani şunu diyorum
VdGrKG. Gecmis olsun. Geniz akintisi da oksuruk yapar burnunu temizleyin. Emiyorsa bol bol emzirin. Su icirin. Antibiotik sart mi onu da anlamak lazim tabii. Doktorlar onune gelene antibiotik yaziyor malum ama doktora danisin mutlaka gerekliyse baska grup antibiotik verebilir. Facebookta Paylaş Twitterda Paylaş Linki kopyala Ihlamur biz surekli kulaniyoruz. Şimdiye kadar bi sıkıntı yaşamadık ancak yine de doktorunuza danışın Zafer Çakırtaş 4 yıl Tesekkurler Sibel Fatih 4 yıl Sut urunleri alerjimiz var ihlamir bize dokunuyor Elif Şahinoğlu 4 yıl Maflor.. Rahatsiz eden antibiyotik largopen Sibel Fatih 4 yıl Evet o da karnini agritiyor Sibel Fatih 4 yıl reflor kullansaniz onun yerine o daha iii hep reflor verirdi pisayada biraz zor bulunuyo ama . Hasan Kocaturk 4 yıl Yarin aleriye göstermeyi dusunuyorum Sibel Fatih 4 yıl bize dokunmadi pek fazla ama bagisijlari zayif oldugu icin biraz gaz yapti bizde ama sonra alisti Hasan Kocaturk 4 yıl kiyamam Sibel Fatih 4 yıl sibel hanim her cocugun alerjisi farklidir. Bize dokunan size dokunmaz ya da tam tersi. Deneyin zaten denemekten baska sansiniz yok. İhlamur cok iyi balgam sokturucudur. İcine elma ve limon da koyup kaynaytip icirebilirsiniz dokunmuyorsa. Bir de hava vermek cok rahatlatiyo gecmis olsun Facebookta Paylaş Twitterda Paylaş Linki kopyala Rica ederim. Ben de kizim da cok hastayiz suan. Ogrencilerden bulasti. Ben bugune kadar hic antibiyotik kullanmadim kizima cok sukur umcayi bir ark tavsiye etti eczaci arkadasim vardi onun da tavsiyesiyle ki ogluna kullaniyormus o da aldim. Ama ihlamuru mutlaka deneyin. Facebookta Paylaş Twitterda Paylaş Linki kopyala Peki umca kullandiginizda bir sorun olustu mu ilk denemede Sibel Fatih 4 yıl Hayir ama siz mutlaka doktorunuza sorun. Sormadan alip kullanmayin. Bir de hava veriyorum ben kizima ventolin ve pulmicort karistirarak o da cok iyi geliyo. Tekrar soyluyorum alerjiniz ne durumda bilmiyorum hicbir seyi doktorunuza sormadan vermeyin cocugunuza. Cocugunuzu en iyi siz ve doktorunuz tanirsiniz Gülşah Kaktus 4 yıl Maşallah. Darisi basimiza. Sibel Fatih 4 yıl amin cumlenizize ins tez zamanda . Hasan Kocaturk 4 yıl İlerlemeyi beklemeyin lütfen. Biran önce başlayın. Ogluma 2. Ayından beri ıhlamur hatmi ve tarçın i demeyi veriyorum. Benim oglumunda çoklu Gıda alerjisi var ve surekli hastayiz. Kadriye Kurudere 4 yıl Evet ondna Sibel Fatih 4 yıl
Dört yaşından küçük çocuklarda; besini reddetme, yutma güçlüğü, sebepsiz ağlama, uyku bozukluğu, karın ağrısı, kusma, iştah azalması ve kabızlık gibi şikayetlerin besin alerjisi belirtisi olabileceğini söyleyen Acıbadem Maslak Hastanesi Çocuk Alerjisi Uzmanı Prof. Dr. Gülbin Bingöl, “Alerjinin pek çok farklı belirtisi var. Özellikle bebekler ve küçük çocuklar şikayetlerini dile getiremediği için anne babaların dikkatli bir gözlemci olmaları gerekiyor.” dedi. Bebeklik döneminde maruz kalınan alerjenlerin; zamanlaması, miktarının yanı sıra erken dönemde mikrobiyal çevredeki değişiklikler ve D vitamini eksikliği gibi etmenlerin alerjinin artış nedenleri arasında sayıldığını ifade eden Prof. Dr. Gülbin Bingöl, alerjiler hakkında ayrıntılı bilgi verdi. EN ALERJİK 8 BESİN Besin alerjisinin de doğal olarak alınan gıdalara karşı vücutta meydana gelen tepkimelerin genel adı olduğunu anlatan Prof. Dr. Gülbin Bingöl, besin alerjisinin giderek artan bir sağlık sorunu olduğunu vurguluyor. Bu alerji türünün son 10 yılda iki kat daha çok görüldüğünü anlatan Prof. Dr. Gülbin Bingöl, sözlerine şöyle devam ediyor “En sık görülen 8 besin alerjisini; inek sütü, yumurta, yer fıstığı, ağaçta yetişen kuru yemişler, buğday, soya, kabuklu deniz ürünleri ve balık olarak gruplamak mümkün. Bu alerjenler, ülkemizde sayısı 6,5 milyonu bulan 0-4 yaş grubundaki çocukların 350 binini etkiliyor. Bebeklerin yüzde 6’sında, çocukların yüzde 4’ünde görülen bu alerji türü, ergenlikte yüzde 2 oranına, yetişkinlikte ise yüzde 1’e düşüyor.” EN YAYGIN BELİRTİ CİLTTE KIZARIKLIK Besin alerjisi sıklıkla cilt, mide-bağırsak ve solunum sisteminde meydana gelen bulgularla kendini gösteriyor. Kaşıntı, kızarıklık, ürtiker kurdeşen, egzama, dudaklarda ve göz çevresinde şişlik gibi belirtilerin alerjik bünyeye sahip bebek ve çocukların yüzde 50-60’sında ortaya çıktığını ifade eden Prof. Dr. Gülbin Bingöl, “Yine aynı oranda görülen mide ve bağırsak sisteminde de kanlı dışkılama, dışkıda mukus, bulantı, kusma, karın ağrısı, kolik, kabızlık ve ishal gibi bulgular görülüyor. Solunum sistemindeki belirtilere ise daha az rastlanıyor. Hastaların yüzde 20-30’unda burun akıntısı, kaşıntısı, hapşırma, boğazda kaşıntı hissi, sesin kabalaşması, yutma güçlüğü, öksürük, hışıltı ve nefes darlığı izleniyor. Ancak tüm bunların ötesinde anaflaksi şok tablosu durumunda tansiyon düşüklüğü, bayılma, çarpıntı, solukluk, baş ağrısı ve bilinç bulanıklığı yaşanıyor” diyerek belirtiler hakkında ayrıntılı bilgi veriyor. Prof. Dr. Gülbin Bingöl, 4 yaşından küçük çocuklarda besini reddetme, yutma güçlüğü, sebepsiz ağlama, uyku bozukluğu, karın ağrısı, kusma, iştah azalması ve kabızlık gibi şikayetlerin de gözden kaçırılmaması gerektiğini vurguluyor. Besin alerjisi, çok önemli sağlık sorunlarına yol açabileceğinden ciddiye alınması gerekiyor. Erken tanı ile alerjiye neden olan besinlere yönelik önlemlerle ciltte, mide-bağırsak ve solunum sistemindeki şikayetlerin giderilebileceğini ve bunun da hem çocuğun hem de ailesinin hayat kalitesinin düzelmesine yardımcı olacağını ifade eden Prof. Dr. Gülbin Bingöl, “Ciddi besin alerjilerinde şok tablosu ve hayatı tehdit edecek reaksiyonlar önlenebilir” diye konuşuyor. HEKİME BAŞVURMAKTA GEÇ KALMAYIN Peki, anne babalar ne zaman hekime başvurmalı? Bebek ve çocuklardaki bulguların yakından takip edilmesinin önemine değinen Prof. Dr. Gülbin Bingöl, şöyle devam ediyor “Anlattığımız belirtiler varsa yani bebeklerde kakada kan, mukuslu sümüklü kaka, düzelmeyen kusma, nedeni belli olmayan ağlama ve huzursuzluk, ciltte döküntü izleniyorsa mutlaka hekime başvurulmalıdır. Bu bulgular anne sütü alırken bile olabilir. Çünkü besin proteinleri anne sütünden bebeğe geçer. Bu tür bulguları olanlar özellikle şok tablosu yaşayanların doktor kontrolünde olması gerekir.” İLERLEYEN YAŞLA BİRLİKTE AZALIYOR Genel olarak yaşam kalitesini etkileyen bu sorunların ve besin alerjisinin yaşla birlikte azalması, hatta tamamen ortadan kaybolması mümkün. İnek sütü, yumurta, buğday ve soya alerjilerinin bir kısmının ilk bir yaşta düzeldiğini, 5-10 yaş civarında da iyileşme oranının yarıyı geçtiğini kaydeden Prof. Dr. Gülbin Bingöl, “Ancak ergenliğe kadar tolerans gelişimi devam edebilir. Yer fıstığı, ağaçta yetişen kuru yemişlerin vücut tarafından kabul edilmesinde gelişim daha yavaş olur. Bazen de alerji hep devam eder. Aynı şekilde, balık ve kabuklu deniz hayvanlarına karşı alerji de genellikle sürer” diyor. KESİN TEDAVİSİ YOK AMA KAÇINMAK MÜMKÜN Besin alerjisinin kesin tedavisi bulunmuyor. Ancak önlenmesine yönelik kimi tedbirlerin Avrupa Alerji ve Klinik İmmunoloji Akademisi’nin çeşitli çalışmaların ardından rapor oluşturduğunu kaydeden Prof. Dr. Gülbin Bingöl, “Varılan sonuçlara göre, ilk bir hafta bebeğe inek sütü içeren formül mama verilmemeli. İyi pişirilmiş yumurta, ek gıdaya geçiş döneminde verilebilir. Ayrıca yer fıstığı alerjisi sıklığı yüksek toplumlarda beslenmeye geçişte yer fıstığı da verilecek gıdalar arasına eklenebilir” diyor. ANAFLATİK ŞOKA KARŞI TEDBİR ALIN Besin alerjisi tedavisi sürecinin temelini, alerjiye neden olan yiyeceğin beslenmeden çıkarılması oluşturuyor. Bebek anne sütü ile besleniyorsa annenin de o yiyeceklerden uzak durması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Gülbin Bingöl, uyarılarını “Egzama gibi besin alerjisinin neden olduğu bulguların tedavisi de önemlidir. Yine şok riski olan hastalarda adrenalin otoenjektörlerinin adrenalin kalemleri taşınması gerekir. Çocuk okula ya da kreşe gidiyorsa, bu kalemlerden oralarda da bulundurulmalı ve hangi durumlarda kullanılması gerektiği konusunda çocuğa ve öğretmenlere bilgi verilmelidir” diye sürdürüyor. YENİ ARAŞTIRMA İKİLİ ALERJEN HİPOTEZİ Alerji konusunda yapılan çalışmalar da yaşam kalitesinin artırılmasına yönelik bulguları ortaya koyuyor. Son yıllarda “ikili alerjen hipotezi” üzerinde durulduğunu ifade eden Prof. Dr. Gülbin Bingöl, “Buna atopik dermatit egzama birlikteliği deniyor. Bu konuda yapılan çalışmalar egzama görülen kişilerde, deri yoluyla alerjen temasının besin alerjisi gelişimini artırdığını gösteriyor” diye bilgi veriyor. Besin alerjisinin nedenlerine yönelik araştırmalara da dikkat çeken Prof. Dr. Gülbin Bingöl, Avustralya’dan yapılan geniş kapsamlı "Healthnuts" çalışmasında D vitamini eksikliğinin de önemli bir risk faktörü olarak belirtildiğini söylüyor.
Deri ve kan testleri negatif olan inek sütü alerjileri genellikle 1 yaş civarında düzelme eğilimi göstermektedir. Testlerde pozitif sonuçları olan çocukların yaklaşık üçte ikisinde 5 yaşlarına doğru alerjik durumları geçer. Çoklu besin alerjisi olan çocukların bu durumu atlatma yaşları Süt alerjisi belirtileri kaç günde geçer?2 Bebeklerde süt alerjisi kendiliğinden geçer mi?3 Süt alerjisi tedavi edilmezse ne olur?4 Süt alerji olan bebeklere ne yapılmalı?5 Süt alerjisi nasıl gecer?6 Süt alerjisi kaçıncı ayda belli olur?7 Süt alerji ömür boyu sürer mi?8 Alerji kendi kendine geçer mi?Süt alerjisi belirtileri kaç günde geçer?İnek sütü proteini alerjisinde Anafilaktik şok ani ve şiddetli alerjik reaksiyonlar nadirdir. Geç belirtiler Süt ve süt ürünleri alımından 7-10 gün sonraya kadar ortaya süt alerjisi kendiliğinden geçer mi?Bebeklerde en sık inek sütü alerjisi görülür. Ancak bu alerji genellikle 2-3 yaşlarında kendiliğinden kaybolur. 1 yaşından önce bebeklere inek sütü alerjisi tedavi edilmezse ne olur?İnek sütü protein alerjisinin en sık belirtileri; kusma, karın ağrısı, uzun süreli huzursuzluk veya ağlama, ishal, dışkıda kan veya mukustur. Eğer tedavi edilmezse bebeklerde büyüme-gelişme geriliğine neden alerji olan bebeklere ne yapılmalı?Süt alerjisi olan bebeklerde anne beslenmesi hem süt proteininden hem de çarpraz alerjenlerden uzak olmalıdır. Ancak bu planlama yapılırken anne ve bebek sağlığı için doktor kontrolü gerekmektedir. Çünkü süt ürünü tüketemeyen annenin kalsiyum depolarının boşalmaması için takviye kullanması alerjisi nasıl gecer?Süt alerjisi tedavisinde ilk olarak sütten uzak durulması önemlidir. Süt ve süt içeren gıdalardan uzak durmak süt alerjisi açısından oldukça önemlidir. Aynı zamanda süt alerjisinde anti histaminik ilaçlar verilir. Anti histaminik ilaçlar süt alerjisinin bütün belirtilerini en az seviyeye alerjisi kaçıncı ayda belli olur?İlk 6 ayda ya da daha geç yaşlarda görülebilir Bazı bebeklerde tek bir belirti olurken, bazılarında birden fazla belirti birlikte olabilmektedir. Klinik bulgular genellikle ilk 6 ayda başlamakla birlikte, bazen daha geç yaşlarda da ortaya alerji ömür boyu sürer mi?İnek sütü alerjisi genellikle bebeklikte özellikle ilk 6 ayda başlar, ancak daha büyük çocuklarda da başlayabilmektedir. Süt alerjisiyle karşılaşan çocukların bir kısmı 2-3 yaşında bundan kurtulurken, bir kısmında da ömür boyu devam kendi kendine geçer mi?Bazı besinlere karşı gelişen alerjiler zaman içerisinde düzelme eğilimindedir. İnek sütü, yumurta gibi besinlere bağlı alerjiler yaşa bağlı olarak geçebilir, yer fıstığı, balık, kabuklu deniz ürünleri ve kuruyemiş alerjileri çok uzun yıllar hatta yaşam boyu devam edebilir.
Besin alerjisi; besine karşı reaksiyon, besinin alınmasından hemen sonra oluşur. Vücut bazı besinleri aldığı zaman reaksiyon vererek vücut o besini kabul etmez ve alerji yapar. Yetişkinlerde farklı ve bebeklerde farklı şekillerde ve zamanlarda ortaya çıkar. Bebeklerde ek gıda alerji belirtileri ise ek gıdaya yeni başladığınızda ve beslendikten sonra ortaya çıkar. İçindekilerBesin Alerjisi Neden Olur ve Belirtileri Nedir?Besin Alerjisi Görülmesi Durumunda Ne Yapmak Gerekiyor?Alerjiye neden olan gıdalar için önlem nasıl alınır?Alerjiyi Tetikleyen Yiyecekler Nelerdir? Besin Alerjisi Neden Olur ve Belirtileri Nedir? Alerji yapan besinlerin tüketilmemesi gerekmektedir. Tüketilmeye devam ederseniz sorunlar ortaya çıkabilir. Bu yüzden besin alerjisinin teşhis edilmesi ve neleri dikkat etmeniz konusunda bilgi sahibi olmalısınız. Besin alerjileri genellikle bağışıklık sistemi ile ilgilidir. Kişilerin yediği besinler, sindirim sistemi, akyuvarlar ile besinlere özgü antikorlar arasındaki etkileşimin sonucu meydana gelir. Bağışıklık sistemi için besin reaksiyonları ile olan bu antijenik mücadele en zor olandır. Bağışıklık sistemi normal şartlarda zararsız olan besin maddesini, yanlışlıkla zararlı bir madde olarak algılayabilir. Bu durumda besin alerjisi ortaya çıkar. Kişinin alerjisine neden olan besinleri daha sonra tekrar yediği zaman, bağışıklık sistemi histamin ve kimyasal madde salgılar. Bu kimyasal maddeler kişi de alerjik birçok reaksiyona neden olabilir. Bu alerjik reaksiyonlar sindirim sistemi, solunum sistemi, cilt ve kalp-dolaşım sistemlerini etkiler. Yiyeceklerden kaynaklanan bu alerjiyi anne karnından başlayarak ya da bebeklik, çocukluk döneminden başlayarak görmek mümkündür. Alerjiyi kişinin yediği bazı yiyecekler tetiklemektedir. Vücut ani tepki verebilir ya da dakikalar içinde akut tipik semptomlar gelişebilir. Bebeklerde ek gıda alerji belirtileri; bebeklerin ek gıdaya yeni başladığınızda ve beslendikten sonra 2 saat içinde dudak etrafında kızarıklık, dilde veya dudakta şişme görülmesi şeklinde belirtileri görünebilir. Besin Alerjisi Görülmesi Durumunda Ne Yapmak Gerekiyor? Besin Alerjisinin Belirtileri Nelerdir? Ek Gıdaya Geçişte Alerji Belirtileri Nelerdir? Önlemleri Nasıl Alınır? Anne, baba ya da kardeşlerinden en azından birinde alerji öyküsü alerjik rinit, astım, besin alerjisi veya egzema vb. olan bebeklerin ilk 5-7 yılı içinde besin alerjisi görülme olasılığı %20 daha fazladır. Bazı yiyecekler bahar alerjisine neden olmaktadır. Bahar alerjisini tetikleyen yiyecekler ; şeftali, erik, kiraz, incir, kayısı, çilek, kavun, karpuz, portakal, ananas vb, sebzelerden ise domates, salatalık, kabak, patates, kereviz, soya, fasulye ve havucu sayabiliriz. Bebeklerde ek gıda alerji belirtileri; bebeklerin ek gıdaya yeni başladığınızda ve beslendikten sonra 2 saat içinde dudak etrafında kızarıklık, dilde veya dudakta şişme görülmesi şeklinde belirtileri görünebilir. En sık görülen belirtileri Deride pişik, kaşıntı, ödem, egzama, kurdeşen Nedensiz kusma ve ishal Astım-bronşit, nezle, burunda akıntı, solunum zorluğu Gözlerde yaşarma Şişkinlik ve karın ağrısı, Alerjiye neden olan gıdalar için önlem nasıl alınır? Tanıyı koymak için bir doktora başvurmalısınız. Kendiniz tanı koymayınız. Çünkü sizin veya çocuğunuzun büyüme ve gelişimi için çok önemli bir besinden mahrum kalmasına sebep olabilirsiniz. Yiyeceklerin etiketlerini yani içeriklerini, son kullanma tarihlerini okuyarak satın alın. Besin alerjisi şüphesi olan hastaların, alerji testleri tamamlanıncaya kadar şüphelenilen yiyecekleri tüketmemesi sağlanır. Besin alerjisi kesinleştikten sonra, alerjiyi tetikleyen yiyecekleri tüketmeyiniz. Kendinize diyet listesi hazırlayınız. Alerjiyi Tetikleyen Yiyecekler Nelerdir? Alerjiyi tetikleyen besinleri şöyle sıralayabiliriz alerjiye neden olan besinler sırası ile süt inek sütü, anne sütü vb., yer fıstığı, ceviz, kaju, çilek, tahıllar buğday, arpa vb., yumurta, narenciye, balık, karides ve yengeç gibi kabuklu deniz ürünleri, soya, domates alerjiyi en çok tetikleyen yiyeceklerdir. İnek sütü alerjiye neden olan en yaygın besindir. Alerjiye neden olan yiyecekler olduğu gibi, alerjiyi önleyen yiyecekler C Vitamini içeren besinlerde bulunmaktadır. Alerjiyi önleyen besinler sayesinde görülebilecek bazı alerji belirtileri ortadan
Besin alerjisi vücudun bağışıklık sisteminin besinler karşı verdiği anormal yanıttır. En sık çocukluk döneminde görülmekle birlikte hemen her yaşta görülebilir. Besin alerjileri çocukluk yıllarında daha çok karşımıza çıkmasına rağmen ileriki yıllarda ortaya çıkan besin alerjileri daha ciddi klinik tablolara yol açabilir. Besinlerin üretilmesi ve hazırlanmasında kullanılan katkı maddelerinin artmasına bağlı olarak besin ile ilgili şikayetler daha sık karşımıza çıkmaktadır. Toplumda insanların en az %15-20’sinin alınan bir besinin alımından sonra gıdaya bağlı olarak şikayetlerin oluştuğu belirtilmektedir. Ancak gıda alerjilerinin sıklığı toplumların gıda alışkanlıklarına göre değişse de genelde çocuklarda %2-8 arasında yetişkinlerde % 1-2 civarındadır. Tüm nüfusta ise %2 oranında görülmektedir. Dünyada yapılan birçok çalışmada yıllar içerisinde besin alerjisinde artış olduğu görülmektedir. YETİŞKİNLERDE BESİN ALERJİSİ Mİ BESİN İNTOLERANSI MI ? Günlük hayatımızda aldığımız besinlerin neden olduğu her türlü olumsuz etkiyi besin alerjisi olarak tanımlamak sıklıkla yapılan hatalardan biridir. Besinleri alırken bizzat besinin kendisinin ya da besinlerle birlikte alınan başka etkenlerin, bağışıklık sistemimiz üzerinde etkisi olsun veya olmasın oluşturduğu tüm anormal tabloları besin reaksiyonları başlığı altında toplamak doğru olur. Besin reaksiyonlarını iki gruba ayırabiliriz Birinci grupta aldığımız besinin içeriğinin yapısal özelliklerine bağlı olarak bağışıklık sistemi üzerinde aşırı reaksiyona yol açmadan oluşturduğu, anormal yanıtların bulunduğu “besin gıda intoleransı” yer alır. Besin intoleransı, bir gıda yada gıda bileşeni tarafından tetiklenen vücudun gösterdiği ters tepkidir. Örnek olarak laktoz intoleransı verilebilir. Bu tür reaksiyonlar laktoz içeren süt ve süt ürünleri alındığında bağışıklık sisteminin etkisinin olmadığı, laktozun vücutta parçalanamamasına bağlı olarak sindirilemeyen veya emilemeyen besin yada besin bileşenlerinden dolayı meydana gelmektedir. Örneğin, laktoz intoleransına sahip kişilerin sütteki laktoz şekerini sindirecek laktaz enzimleri bulunmamaktadır. Laktoz intoleransı dünyadaki yetişkin insanların %50'sinde görülen ve en bilinen besin intoleransıdır. Bazı kişiler de lezzet artırıcılar monosodyum glutamat veya koruyucular sülfit gibi katkı maddelerine karşı intoleransa sahiptirler. Besin intoleransı semptomları besin alerjisi ile karıştırılabilir. Bu nedenle bir besine gösterilen reaksiyonun nedenlerini belirlemek amacıyla bir alerji uzmanının değerlendirmesi önemlidir. İkinci grup ise besinlerle birlikte aldığımızın alerjenlere karşı bağışıklık sistemi aracılığıyla ortaya çıkan aşırı duyarlılık reaksiyonlarının bulunduğu “besin alerjisi” yer alır. Bu aşırı duyarlılık reaksiyonları, bağışıklık sistemi tarafından oluşturulan immünoglobulin E IgE moleküllerinin başrolünü oynadığı erken ortaya çıkan alerjik reaksiyonlar şeklinde veya bağışıklık sisteminde İmmunglobulin IgE moleküllerinin rol almadığı geç tip reaksiyonlar sonucunda ortaya çıkabilir. Ürtiker, anjiyoödem, anafilaksi, egzama, eosinofilik gastrit, kolit, enterokolit gibi hastalıkların hepsi besin alerjileri içinde yer alır. Besin alerjisi, alınan besinin içinde yer alan alerjene karşı olarak bağışıklık sistemi tarafından oluşturulan aşırı yanıta bağlıdır. Örneğin süt aldıktan sonra vücutta kaşıntı kızarıklık göz kapağı dudakta şişlik sonrasında nefes darlığı, gibi şikayetler sütün içinde yer alan alerjenlere karşı IgE antikorlarının oluşmasına bağlı olarak gelişir. İnek sütüne alerji tanısı konulup daha ciddi reaksiyonlara yol açmadan tedavi edilmelidir. Besin alerjileri ölümle sonuçlanabilecek reaksiyonlara yol açabileceği için besinlerin alımından sonra oluşan reaksiyonunun besin intoleransı mı yoksa besin alerjisi mi olduğunun ayırımı mutlaka alerji uzmanları tarafından yapılmalıdır. YETİŞKİNLERDE BESİN GIDA İNTOLERANSI BELİRTİLERİ NEDİR ? Besin intoleransı yiyeceklere tahammülsüzlük modern dünyada yaygındır ve nüfusun % 15-20'sini etkilediğini gösteren çalışmalar vardır. Besin intoleransı bağışıklık sistemi üzerinden etkilerini göstermez. Gıda veya gıda bileşenlerinin yapısal özelliklerine, farmakolojik etkilerine, kimyasal yapılarına veya gıdaları parçalayan enzim eksikliklerine, enzim hatalarına yanıt olarak ortaya çıkabilir. Gıda intoleransı olanların çoğunda sindirim sistemi ile ilgili şikayetler görülür. Fonksiyonel gastrointestinal bozuklukları olan hastalara en sık görülen irritabl bağırsak sendromunda IBS şikayetlerin % 50-84'ü gıda intoleransı ile ilişkili olduğunu görülmektedir. Sindirim sistemi ile ilgili olarak artmış gaz, karın ağrısı, şişkinlik veya ishal gibi şikayetlere yol açar. Migren, Baş ağrısı, Öksürük, Burun akması, Havada hissetmek gibi sindirim sistemi dışında şikayetlere de yol açabilir. Gıda intoleransına yol açan en sık gıdalar içinde Buğday ekmeği , Lahana, Soğan, Bezelye / fasulye, Süt, Baharatlar, Yağ / kızarmış gıdalar ayrıca kahve gibi içecekler karşımıza çıkmaktadır. Yetişkinlerde Gıda intoleransının nedenleri nelerdir ? tamamen sindirmek için enzimler gereklidir. Sindirim sisteminde gıdaları parçalamak için salgılanan enzimlerden bazıları eksik veya yetersiz çalışıyorsa doğru sindirim olmaz. Laktoz intoleransı olan insanlarda, süt şekerini laktoz daha küçük parçalara ayıran ve bağırsak yoluyla emilmesini sağlayan bir enzim olan laktaz yeterince bulunmamaktadır. Laktoz sindirim sisteminde kalırsa mide ağrısı, spazm, şişkinlik, ishal ve gaz gibi şikayetlerin oluşmasına yol açar. Früktozu parçalayan enzimlerin eksikliğinde özellikle meyve veya meyve sularından sonra tekrarlayan karın ağrısı, bulantı, kusma ve kan şeker düşüklüğü gibi şikayetler ortaya çıkabilir. Tüm gıdaların sindirimi için bir enzim gerektirir. Früktoz intoleransı, laktoz intoleransı gibi enzim eksikliklerine bağlı şikayetleri besin alerji ile karışır. Enzim eksiklikleri gıda intoleransının bir nedenidir. ve içeceklerin içinde yer alan kimyasal maddeler, bazı peynirlerde bulunan aminler ve kahve, çay ve çikolata bulunan kafein çeşitli şikayetleri yol açabilir. Bazı kimseler bu kimyasallara diğerlerinden daha duyarlıdır. Örneğin kahve içtiğinde çarpıntı atakları oluşabilir. doğal yapıları içinde toksik etkiye sahip olan kimyasallara sahiptir ve bu da diyare, mide bulantısı ve kusmaya neden olur. Az pişmiş fasulye, son derece hoş olmayan sindirim problemlerine neden olabilecek aflatoksinleri içerir. Tamamen pişmiş fasulye toksin içermez. Dolayısıyla bazen fasulye yediklerinde tepki verebilirler. depolanmamış olan balık gibi bazı gıdalar "çürüme ve bayatlaması" nedeniyle histamin birikimine neden olabilir. Gıdalar içinde biriken histamin cilt döküntüleri, karın krampları, ishal, kusma ve mide bulantısı yol açabilir. Genellikle belirtiler anaflaksiye benzer güçlü bir reaksiyona yol açar. gıdaların içinde yer alan salisilat normal kişilerde soruna yol açmazken bazı salisilat duyarlı kişilerde tepki olarak vücutta kaşıntı kızarıklık kabarıklık nefes darlığı baş dönmesi gibi şikayetler oluşur. Salisilatlar, zararlı bakterilere, mantarlara, böceklere ve hastalıklara karşı savunma mekanizması olarak bitkilerde doğal olarak üretilen salisilik asit türevleridir. Salisilatlar, meyve ve sebzelerin çoğunda, baharat, otlar, çay ve lezzet katkıları dahil çoğu bitki kaynaklı gıdada bulunur. Nane aroması, domates sosu, çilek ve narenciye özellikle yüksek seviyelerde salisilat içeriğine sahiptir. Tat katkılarıyla işlenmiş gıdalar genellikle yüksek düzeyde salisilatlarda içerirler. içine konulan katkı maddelerine intolerans son otuz yılda giderek artan bir sorun haline geldi, çünkü giderek daha fazla sayıda gıda katkı maddeleri içeriyor. Gıdaları içine konulan katkı maddeleri gıdaların tatlarını arttırmak, gıdaları çekici kılmak ve raf ömrünü uzatmak için kullanılır. Özellikle içlerinde nitritler, monosodyum glutamat, sülfitler, bazı renklendirici maddelerle reaksiyonlar tarif edilmiştir. YETİŞKİNLERDE BESİN GIDA ALERJİSİNİN BELİRTİLERİ NEDİR ? Besin alerjisi besinlerin alımından sonra bağışıklık sisteminin vermiş olduğu aşırı yanıta bağlı olarak ortaya çıkar. Besin alerjilerine bağlı şikayetler bağışıklık sistemi üzerinde IgE üzerinden veya IgE’ den bağımsız olarak ortaya çıkar. Çocukluk yıllarında itibaren görülen besin alerjileri hayatımız boyunca karşımıza çıkabilir ve hayatın geç döneminde ortaya çıkan besin alerjileri genellikle geçmez Besin alerjisi alerjik besinin çok az miktarda alımından sonra çok ciddi olabilen ve hayati tehlike oluşturabilen bir reaksiyonlara neden olabilir. Besin alerjileri ne gibi şikayetlerle karşımıza çıkar ? Besin alerjisinde, şikayetler vücudumuzun bir çok organında kendini farklı şekilde ortaya koyabilir. Besin alerjilerinde alerjik olunan besinin alımından sonra ağız etrafında kızarıklık, yüzde veya vücutta kızarıklık, kaşıntı, egzama belirtileri şeklinde görülebileceği gibi akciğerde hırıltı, öksürük, nefes sıkışması, burun akıntısı, burun tıkanıklığı kanlı dışkılama, kabızlık, kusma, şiddetli gaz ağrısı ve alerjik şok belirtileri gibi daha ciddi hayatı tehdit eden şikayetlere neden olabilir. Besin alerjilerinde çıkan şikayetlerin sıklığı organlara göre bakılacak olursa cilt ve sindirim sistemini en çok etkilenen organdır fakat diğer sistemlerde de çeşitli şikayetleri yol açar Cilt üzerinde görülen şikayetlere bakacak olursak Ürtiker, anjiyoödem, Kaşıntı, Kızarıklık/Flushing, Atopik dermatit görülebilir Sindirim sisteminde görülen belirtiler Dil dudak ve ağız içinde kaşıntı ve/veya ödem, Bulantı, Kusma Karın ağrısı, Kusma reflü, İshal sayılabilir Kardiyovasküler sistemde Çarpıntı/Taşikardi, Baş dönmesi, Bilinç kaybı / bayılma, Hipotansiyon gibi ciddi hayatı tehdit eden şikayetler görülebilir. Solunum sisteminde Burun tıkanıklığı, kaşıntısı, akıntısı hapşırma ve ses kısıklığı küçük dilde şişlik laringeal ödem gibi üst solunum yoluna ait şikayetler olabilir veya daha ciddi olan öksürük nefes darlığı hırıltı göğüs sıkışması gibi astım şikayetleri ile birlikte görülebilir. Gözlerde kaşıntı kızarıklık akıntı ile ağıda metalik, uterusda kasılma, fenalık hissi gibi şikayetlerde görülebilir. Besin alerjileri görüldüğü gibi birçok sistemde üzerinde çeşitli şikayetlerle kendini gösterebilir. Bazen bir ürtiker bazen de daha ciddi olan alerjik şok ile karşımıza çıkabilir. Besin alerjisi hangi klinik tablolarla karşımıza çıkar? Besin alerjilerinin ortaya çıkmasında bağışıklık sistemi üzerinde IgE ile bağlantılı erken tip Tip I mekanizmalar veya IgE ile bağlantılı olmayan gecikmiş tip Tip IV mekanizmalar son derece önemlidir ve buna bağlı çeşitli klinik tablolar ortaya çıkar. Ayrıca bu iki mekanizmanın eşlik ettiği klinik tablolarda görülür Besin alerjisinde erken tip Tip I bağışık sistemi ile ilişkili ortaya çıkan klinik tablolar Ürtiker kurdeşen , Anjiyoödem, morbiliform rash cilt döküntüleri , Oral alerji sendromu, akut gastrointestinal spazm, alerjik rinokonjuktivit, akut bronkospazm, baş dönmesi/ bayılma, gıda ile ilişkili egzersizin indüklediği anafilaksi veya anafilaktik şok sayılabilir. Besin alerjisinde gecikmiş tip TİP IV bağışıklık sistemi ile ilişkili ortaya çıkan klinik tablolar Kontakt dermatit, dermatitis herpetiformis, besin proteininin neden olduğu kolit, proktokolit ve enteropati senromu, ayrıca çölyak celiac hastalığı ve akciğerde besin proteinlerinin yol açtığı pulmoner hemosiderosiz heiner sendromu sayılabilir. İki mekanizmanın birlikte yol açtığı klinik tablolar içinde Atopik dermatit alerjik eosinofilik özofajit, gastroenterit ve astım yer almaktadır. Besin alerjilerinin hangi mekanizmalarla oluştuğu ayırt etmek özellikle tanı koyarken hangi testleri yapmamız gerektiğini ve nasıl bir tedavi planı oluşturacağımız konusunda yardımcı olur. Yetişkinlerde besin alerjisinin nedenleri nelerdir ? Besin alerjisi vücudun bağışıklık sisteminin besinler karşı verdiği anormal yanıttır. En sık çocukluk döneminde görülmekle birlikte hemen her yaşta görülebilir. Besin alerjileri çocukluk yıllarında daha çok karşımıza çıkmasına rağmen ileriki yıllarda ortaya çıkan besin alerjileri daha ciddi klinik tablolara yol açabilir. Besin alerjileri hayatımız boyunca karşılaştığımız her gıdaya bağlı olarak gelişebilir. Özellikle çocukluk yıllarında ilk karşılaştığımız gıda olan inek sütü alerjisi en sık görülen besin alerjisidir. Çocukluk yıllarında besin alerjisine yol açan gıdalar İnek sütü ve diğer hayvanların sütleri Yumurta Soya Buğday Yer fıstığı Ağaç fıstıkları Badem, ceviz, fındık gibi Balık Kabuklu deniz hayvanları olarak karşımıza çıkarken Yetişkin yaşlarda en sık besin alerjisine yol açan gıdalar Yer fıstığı Fıstık Balık Kabuklu deniz hayvanları Buğday Soya Yumurta İnek sütü olarak karşımıza çıkar Besin alerjileri hayatın her döneminde görülür çocukluk yıllarında oluşan besin alerjileri ileri yıllarda kaybolurken yetişkin yaşlarda görülen besin alerjisi kaybolmaz hatta anafilaktik şok gibi ciddi hayatı tehdit eden klinik tablolara yol açar. Yetişkinlerdeki besin alerjisi için risk faktörleri nelerdir ? Besin alerjisinin ortaya çıkmasında bazı risk faktörlerinin olduğu konusunda birçok çalışma vardır. Bunlar içinde en çok üzerinde durulanlar Cinsiyet özellikle çocukluk yıllarında erkeklerde daha sık görülür Irk / etnik yapı beyaz çocuklarla karşılaştırıldığında Asya ve siyah çocuklar arasında artış göze çarpmaktadır, Genetik de yapı ailesinde besin alerjisi olanlarla daha sık görülmektedir. Atopik alerjik yapıya sahip kişilerde besin alerjisi daha sonraki yıllarda görülebilir. Alerjik astım olan özellikle ağır astım olan kişilerde daha şiddetli gıda alerjisi reaksiyonları görülür. D vitamini yetersizliği son yıllarda üzerinde daha fazla durulmaktadır. D vitamin yetersizliğinde besin alerjisinin daha sık görüldüğü konusunda çeşitli çalışmalar vardır. D vitamini besin alerjisine karşı koruyucu özelliği vardır. Tükettiğimiz gıdalardaki yağ asitleri omega-3-çoklu doymamış yağ asitlerinin tüketiminin azalması, Antioksidan tüketiminin azalması, Mide asit azaltıcı ilaç kullanımı alerjenlerin sindirimini azaltmak, Obezite Hijyen ortamda büyüyenlerde tüm alerjik hastalık gibi besin alerjisi riski de daha fazladır. Gıdalara maruz kalmanın zamanlaması ve yolu önemli risk faktörleri arasında sayılabilir. YETİŞKİNLERDE BESİN ALERJİSİ TANISI NASIL KONULUR? Günlük hayatımızda aldığımız besinlerin neden olduğu her türlü olumsuz etkiyi besin alerjisi olarak tanımlamak sıklıkla yapılan hatalardan biridir. Besinleri alırken bizzat besinin kendisinin ya da besinlerle birlikte alınan başka etkenlerin, bağışıklık sistemimiz üzerinde etkisi olsun veya olmasın oluşturduğu tüm anormal tabloları besin reaksiyonları başlığı altında toplamak doğru olur. Besinlerin alımından sonra oluşan besin reaksiyonları besin intoleransı ve besin alerjisi olarak ikiye ayrılır bu yüzden hastanın şikayetlerinin hangisine bağlı olduğunun tespit edilmesi gereklidir. Besin alerjisi vücudun bağışıklık sisteminin besinler karşı verdiği anormal yanıttır. En sık çocukluk döneminde görülmekle birlikte hemen her yaşta görülebilir. Besin alerjileri çocukluk yıllarında daha çok karşımıza çıkmasına rağmen ileriki yıllarda ortaya çıkan besin alerjileri daha ciddi klinik tablolara yol açabilir. Bu yüzden besin alerjisinin tanısını koymak çok önemlidir. Besin alerjisinin tanısının koymak yapılması gerekenler dikkatli bir anamnez, fizik muayene ile birlikte eliminasyon diyeti, deri testler, kan testleri ve gıda provakasyon testlerinde oluşur. Besin alerjisi tansını koymak için en önemli basamak diğer tüm alerjik hastalıklarda olduğu gibi hastadan detaylı bir anamnez almaktır. Besin alerjisinde ortaya çıkan şikayetler çok çeşitli olabileceği için eğer şikayetlerini besinlerle ilişkilendiriyorsa bazı soruların sorulması ve cevaplarına göre testlerin yapılması gerekecektir. Besin alerjisi tanısında özellikle şu sorular çok önemlidir. Alerjik reaksiyona yol açan gıda ve miktarının ne kadar olduğu Alerjik reaksiyon ile gıda alımı arasındaki süre ayrıca ilk ortaya çıkan ve sonraki şikayetleri Besin ile daha önce şikayetinin olup olmadığı Besin alımı ile birlikte alerjinin ortaya çıkmasını kolaylaştıran nedenler var mı Alkol/Egsersiz/İlaç Astım ve Alerjik rinit gibi diğer alerjik hastalıklarının olup olmadığı çünkü polenler ile mevye ve sebzeler arasında çapraz reaksiyon vardır.Oral alerji sendromu Aynı besinle karşılaştığında tekrar olup olmadığı sorulabilir. Hastalardan bir günlük tutmaları önemlidir. Hangi gıdaları yediğini, belirtilerin neler olduğu ve ne zaman ortaya çıktıklarını yazmaları önerilir. Hastalar tarafından oluşturulan günlüğün doktora verilmesi sonrasında hangi gıdaların istenmeyen reaksiyonlara neden olduğu ve bu gıdanın diyetten uzaklaştırılması ile şikayetlerin ortadan kalkmasına bağlı olarak besin alerjisine yol açan sorunlu gıdanın saptanabilir. Yetişkinlerde besin alerjisi tanısı için yapılacak testler nelerdir? Besin alerjisini belirtileri olan kişiler için uygulanacak ciltten gıda alerji testi, kandan gıda alerji testi, alerjen besinlerin alımına ara verilmesi ve besin yükleme testleri gibi testler sadece alerji uzmanları tarafından yapılmalıdır. Besin alerjisi testi ciltten yapılması çok değerlidir. Besin alerjisinde cilde uygulanan alerji deri testi le erken tip oluşan reaksiyonlar görülebilir. Ciltten yapılan testler 15-20 dakika içinde sonuç verir. Daha doğru sonuç verir. Bu nedenle besin alerjisi teşhisinde genellikle tercih edilen ciltten alerji testidir. Kanda gıda alerji testleri cilt testlerine göre daha az duyarlılığa sahiptir daha çok cilt testi yapılamadığı durumlarda ve riskli durumlarda tercih edilir. Besin alerjilerinin tanısında daha az tercih edilen fakat kesin tanı koyduran test gıda provakasyon testleridir. Alerjik olduğu düşündüğümüz gıdanın hastaya verilmesinin içeren bu testler sırasında ciddi reaksiyonlar görülebileceği için gerekmedikçe yapılması önerilmez ve mutlaka alerji hekimlerinin kontrolünde yapılması gerekir. YETİŞKİNLERDE BESİN ALERJİSİ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR? Besin alerjisi vücudun bağışıklık sisteminin besinler karşı verdiği anormal yanıttır. En sık çocukluk döneminde görülmekle birlikte hemen her yaşta görülebilir. Besin alerjileri çocukluk yıllarında daha çok karşımıza çıkmasına rağmen ileriki yıllarda ortaya çıkan besin alerjileri daha ciddi klinik tablolara yol açabilir. Besin alerjisine bağlı şikayetleri olan hastaların tetkikleri yapıldıktan sonra tanısı konulduğunda tedavisinin nasıl yapılacağı da çok önemlidir. Besin alerjisinin tedavisinde mevcut yaklaşım, alerjenin önlenmesi ve alerjik reaksiyonların derhal tedavi edilmesine dayanmaktadır. Bu tedavi ilkelerinde en önemli kısmı hasta eğitimi oluşturur. Besin alerjisine sebep olan gıdaları ortadan kaldırmak, gıda alerjilerinin başlıca tedavisidir, ancak bu gıdaların aşırı derecede ortadan kaldırmak bazen bebeklerde büyüme gelişme geriliğine yol açabilir. Gıda eliminasyonu bazen de beslenme dengesizliğine neden olabilir. Hastalar, eliminasyonundan ötürü diyetlerinde eksilttiği gıdanın yerine alerjisi olmayan besin maddeleri ile tamamlamaya yönlendirilmelidir. Alerjik gıdaların diyetten kaldırılması hastaların ve ailelerinin yaşam kalitesini çok düşürür. Diyetisyen, yardım alarak hasta ile yaşayan alerjik olmayan aile bireyleri de göz önünde bulundurulmalı, alerjik gıdanın ortadan kaldırılması konusunda hastayı bilgilendirilmek gerekirken aynı zamanda ailenin diğer bireyleri ile birlikte nasıl yemekleri yiyebileceğinin yolları gösterilmelidir. Alerjik maddeler içeren işlenmiş gıdaların sebep olduğu sağlık tehlikelerini önlemek amacıyla paketlenmiş işlenmiş gıdalardaki alerjik maddeleri gösteren etiketlenmesi yapılır, fakat etiketleme de bulaş miktarda olanlar az olan gıdalar her zaman etiketlendirilmediğine dikkat edilmelidir. Hastalar, yanlışlıkla alerjisi olan gıdaları yememeleri için, yiyecek etiketlerini satın almadan önce mutlaka kontrol etmeleri gerekir. Bireyler birbirlerinden yaş, cinsiyet, aktivite, ailesel geçmiş ve hastalık durumları gibi çeşitli yönlerden farklılık göstermektedir. Bu yüzden genel ilkeler yanında planlanacak olan beslenme bireye özgü olmalıdır. Besin alerjilerin ilaç tedavisi erken reaksiyonları ortadan kaldırmak veya daha ciddi lezyonlara ilerlemesini engellemek için gereklidir. Besin alerjilerinde oluşan reaksiyonları ortadan kaldıran antihistaminikler hastanın sadece şikayetlerini ortadan kaldırır alerjik yapısını ortadan kaldırmaz. Antihistaminikler tedavide sadece şikayetleri olduğunda verilmelidir. Besin alerjilerinde alerjik reaksiyonlar bazen ölümcül hayatı tehdit edici düzeye oluşabilir. Alerjik şok tablosu acil hastanede tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Alerjik besinleri yanlışlıkla aldığında oluşabilecek böyle durumlar için hastaya mutlaka yanında taşıması gerekli olan adrenalin otoenjektörü yazılır. Adrenalin otoenjektörü hayat kurtarıcıdır ve hastanın kendisine ilacı nasıl ve hangi durumlarda yapacağı gösterilmelidir. Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.
çoklu besin alerjisi ne zaman geçer