12 İmamdan işiterek namaz sûrelerini güzelce okumayı öğrenmek, 13. Namazı kâmilen ve huzurlu bir şekilde edâ edebilmek Cemaatle namaz, ırk, renk, dil, makam ve mevkî ayrımı yapmaksızın Allah a kullukta aynı safta bir araya gelme, bütünleşme, yardımlaşma ve ictimâî muhasebeyi sağlayarak ümmet şuurunu kuvvetlendirir.
Hadis-i Şeriflerde buyuruldu ki: En hayırlı saf, ilk saftır. Sevabı en az olan da geri saflardır. İlk safın fazileti bilinseydi oraya geçmek için kur’a çekilirdi. Namaz kılarken iyilere ilk safta, kötülere son safta bulunmak nasip olur. (Müslim) Allah ve melekler ilk safta namaz kılanlara, salat ve selam eder. (Müsned) 20.
Forum Okuru. 10 Ocak 2017. #1. Namaz ve namazın fazileti. Namaz: Allah-ü Teâla ile kul arasında bir sıla, bir buluşmadır. Kulun huzurullah’a çıkıp kulluğunu arz etmesidir.Namaz, Kelime-i Şehadet ’ten sonra İslam’ın en önemli ikinci şartıdır. Kuranı kerimde Cenabı Hak Taha süresi 14 de Zikrim için namaz kıl diye
Dursun KAPLAN. Efendimiz (s.a.v.) ezan okumanın ve ön safta namaz kılmanın faziletini anlatmak için; “ İnsanlar ezan okumanın ve ön safta yer almanın sevabını bilselerdi, ön safta durabilmek için kura çekmekten başka yol bulamazlardı” ve “ Müminler eğer ön safta namaz kılmanın faziletini gerçekten bilmiş olsalardı
Ramazan ayı, bu konuda da bizim için bir başlangıç olmalı. Uyanıp, kendimize gelmeliyiz. Resulullah Efendimiz (s.a.v) buyuruyor ki: “Kim sabah namazını camide kılarsa sanki gecenin tamamını namazla geçirmiş gibi olur.”. SABAH NAMAZININ BEREKETİ. En mutlu olduğum günler, sabah namazına camiye gittiğim günlerdir.
HBBt3mn. Cemaat ile Namaz Nasıl Kılınır? Hangi namaz cemaatle kılınır? Cemaatle namaz kılmanın sevabı nasıl olur? Cemaatle namaz 27 derece daha sevaplı olması ne demektir?“Cemaatle kılınan namaz, yalnız kılınan namazdan 27 derece daha faziletlidir” hadisi ile Cemaat ile namaz kılmanın önemiDinimizin birlik ve beraberliğin timsali olan Cemaat ile beraber 5 vakit namaz kılmanın önemi ve fazilet, nasıl kılınır ve nasıl niyet edilir? Camide, mescitte veya iki kişi dahi olsa cemaat olmanın şartları ve hükmüCemaatle Namaz Kılmanın Hükmüİslâm dini birlik ve beraberliğe, cemaat olmaya büyük önem vermiştir. Günde beş vakit namazın bir arada cemaat olarak toplu halde kılınmasına teşvik edilmesi, haftada bir Cuma Namazı’nın ve senede iki kez olan Bayram namazlarının cemaatle kılınmasının gerekli görülmesi, müminlerin görüşüp helâlleşmelerine, birbirleriyle yardımlaşmalarına vesile olmak gibi bir anlam olan Namazlar ve Nafile olan Namazlar yalnız ve tek başına kılınabileceği gibi imam ile birlikte cemaatle de için beş vakit farz namazları cami, mescit veya iki kişi de olsa cemaatla kılmak vâcib kadar kuvvetli bir Namazı’nı cemaatle kılmak ise kişi de olsa cemaatle namaz kılınabilir. Onun için iki kişi bir araya gelince biri imam diğeri cemaat olarak namazı cemaatle kılmalıdırlar. İmamla birlikte akıllı bir çocuk veya kadın da olsa cemaat Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem cemaat ile namaz kılmanın faziletlerini ve önemini birçok hadis-i şerifinde bildirerek, ashabını ve tüm Müslümanları cemaat ile namaz kılmaya teşvik Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem cemaatle namazı teşvik ederek cemaatle kılınan namazın, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi veya yirmi beş derece daha faziletli olduğunu belirtmiştir Buhârî, “Ezân”, 30; Müslim, “Mesâcid”, 42. Kendisi de hayatı boyunca cemaate namaz kıldırmış, hastalandığında ise cemaate katılarak Hz. Ebû Bekir’in arkasında namaz namaz, Hanefi mezhebine göre sünnet-i müekke’de; Şâfiî mezhebine göre, farz-ı kifâye yani sünnet-i müekke’de; Mâliki mezhebine göre, sünnet-i müekke’de yani farz-ı kifâye; Hanbeli mezhebi ve Dâvud ez-Zahirî’ye göre ise; farz-ı ayn’dır. Tecrid-i Sarih Tercümesi, II, 604.Cemaatle Namaz Kılmanın Fazileti“Ve sen içlerinde olup da onlara namaz kıldıracak olursan, onlardan bir bölümü seninle birlikte namaza dursun, silâhlarını da yanlarına alsınlar” Nisa Suresi 102Âyetinde Allah Teâlâ cihad sırasında korkulu anlarda bile cemaatle namaz kılmayı söz konusu etmektedir. Korkulu anlarda cemaatle namaz kılmanın teşvik edilmesi, normal zamanlarda cemaate riayet edilmesinin daha öncelikli ve önemli olduğunu da belirtmiş Namaz kılmanın fazileti ile ilgili Hadis-i Şerifler“Cemaatle kılınan namaz, yalnız kılınan namazdan yirmi yedi derece daha faziletlidir.” Buhârî, “Ezân”, 30; Müslim, “Mesâcid”, 42Cuma namazı dışında en kuvvetli, faziletli cemaat namazı, sabah namazının cemaati, sonra yatsı namazının cemaati, sonra ikindi namazının Hüreyre’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur“İnsanlar ilk safın sevabını bilselerdi, ön safta durabilmek için kura çekmekten başka yol bulamazlardı. Namazı ilk vaktinde kılmanın sevabını bilselerdi bunun için yarışırlardı. Yatsı namazı ile sabah namazının faziletini bilselerdi, emekleyerek de olsa bu namazları cemaatle kılmaya gelirlerdi” Buhârî, “Ezân”, 9, 32; Müslim, “Salât”, 129, 131.Hz. Peygamber cemaatle namazı teşvik ederek cemaatle kılınan namazın, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi veya yirmi beş derece daha faziletli olduğunu belirtmiştir Buhârî, “Ezân”, 30; Müslim, “Mesâcid”, 42. Kendisi de hayatı boyunca cemaate namaz kıldırmış, hastalandığında ise cemaate katılarak Ebû Bekir’in arkasında namaz kılmıştır.“Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa, gece yarısına kadar namaz kılmış sevabını alır. Sabah namazını da cemaatle kılarsa bütün geceyi namaz kılarak geçirmiş gibi sevap alır” Buhârî, “Ezân”, 34; Müslim, “Mesâcid”, 260 Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem başka bir hadis-i şeriflerinde“Üç kişi bir köyde veya sahrada bulunur ve cemaatle namaz kılmazlarsa, şeytan onlara hâkim olur. Öyleyse cemaatten ayrılma. Çünkü kurt ancak sürüden ayrılan koyunu yer” buyurmaktadır Ebû Dâvûd, “Salât”, 47.Bir diğer hadiste ise“Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, ateş yakılması için odun toplanmasını emretmeyi, sonra da namaz için ezan okunmasını, daha sonra da bir kimseye emredip imam olmasını, sonra da cemaatle namaza gelmeyenlere gidip evlerini yakmayı düşündüm” Buhârî, “Ezân”, 29, 34; Müslim, “Mesâcid”, 251-254 diyerek cemaatin topluca terkedilmesinin en ağır müeyyide uygulanmasını gerektiren yanlış bir davranış olduğunu ifade Peygamber, teheccüd namazında çocuk yaşta olan İbn Abbas’a imamlık yapmış ve bir hadisinde “İki kişi ve daha fazlası cemaattir” Zeylaî, Nasbü’r-râye, II, 198 yedi kat sevab hadisiEbû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu“Bir kimsenin câmide cemaatle kıldığı namaz, işyerinde ve evinde kıldığı namazdan yirmi küsur derece daha sevaptır. Şöyle ki bir kişi güzelce abdest alır, sonra başka hiçbir maksatla değil, sadece namaz kılmak üzere câmiye gelirse, câmiye girinceye kadar attığı her adım sebebiyle bir derece yükseltilir ve bir günahı bağışlanır. Câmiye girince de, namaz kılmak için orada durduğu sürece, tıpkı namaz kılıyormuş gibi sevap kazanır. Biriniz namaz kıldığı yerden ayrılmadığı, kimseye eziyet etmediği ve abdestini bozmadığı müddetçe meleklerAllahım! Ona merhamet et! Allahım! Onu bağışla! Allahım! Onun tövbesini kabul et! diye ona dua ederler.” Buhârî, Salât 87, Ezân 30, Büyû` 49; Müslim, Tahâret 12, Mesâcid 272. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 48; İbni Mâce, Tahâret 6, Mesâcid 14Cemaat ile Namaz Nasıl Kılınır, Nasıl Niyet Edilir?İki kişi de olsa cemaatle namaz kılınabilir. Onun için iki kişi bir araya gelince biri imam diğeri cemaat olarak namazı cemaatle kılabilirler. Cami de Cemaatle namaz kılarken, kişi sünnet namazlarını kendisi kılar, sadece farz namazlarda imama Namazı, Bayram Namazı, Cuma Namazı gibi diğer kılınan namazlarda Cemaatle namaz kılarken kişi imama uyarak niyet eder ve imamla birlikte namazını kılmış namaz kılarken imamla birlikte namaza başlarken şöyle niyet edilir;“Niyet ettim Allah rızası için …… namazını kılmaya uydum hazır olan imama”Sabah Namazı“Niyet ettim Allah rızası için Sabah Namazının farzını kılmaya uydum hâzır olan imama”Öğle Namazı“Niyet ettim Allah rızası için Öğle Namazının farzını kılmaya uydum hâzır olan imama”İkindi Namazı“Niyet ettim Allah rızası için İkindi Namazının farzını kılmaya uydum hâzır olan imama”Akşam Namazı“Niyet ettim Allah rızası için Akşam Namazının farzını kılmaya uydum hâzır olan imama”Yatsı Namazı“Niyet ettim Allah rızası için Yatsı Namazının farzını kılmaya uydum hâzır olan imama”Cuma Namazı“Niyet ettim Allah rızası için Cuma Namazının farzını kılmaya uydum hâzır olan imama”Bayram Namazı “Niyet ettim Allah rızası için Bayram Namazının farzını kılmaya uydum hâzır olan imama”Teravih Namazı “Niyet ettim Allah rızası için Teravih Namazını kılmaya uydum hâzır olan imama” Teravih Namazında, cemaat imamın kaç rekat kıldıracağını bilmediğinden sadece Teravih namazını kılmaya diyerek niyet edebilir.Cemaatle namaz kılan kimse Cemaatle kılınan namazlarda kişi niyet ederek tekbir getirir ve imama uyarak namaza başlar. Sübhaneke Duası okuyarak imamın kıraatını okumasını kılınan Öğle ve İkindi namazlarının farzlarında, imam kıraatı yani Fatiha ve namaz sûresini zamm-ı sure içinden okur ve cemaat de bu sûreleri okumadan, imamın kıraatı tamamlamasını akşam ve yatsı namazlarının farzlarında, imam, ilk iki rekatta kıraatı dışından yüksek sesle yapar ve cemaat, Fatiha Sûresi’ni imam bitirince, imamla beraber içinden “amin”Akşam namazının 3. ve Yatsı namazının 3. ve 4. rekatlarında, imam, sadece içinden Fatiha Sûresi’ni okur, cemaat de bu sureleri okumadan, imamın kıraatı tamamlamasını imamla beraber tekbirlere katılır; secde ve rükûdaki tesbihleri, Et-Tahiyyâtü, Salli, Bârik ve Rabbenâ duâlarınıİlgili Diğer KonularNamaz Nasıl Kılınır?5 Vakit Namaz TablosuNamazda Okunan Tesbihler DualarNamazda Okunan Sureler – Namaz Sureleri Facebook’tan takip etmeyi unutmayın!
Cemaatle Namaz ve Fazileti Jelibon Cemaatle Namaz ve Fazileti Cemaatle Namaz Kılmanın Fazileti İslâm dini birlik ve beraberliğe büyük önem vermiştir. Günde beş vakit namazın bir arada eda edilmesinin teşvik edilmesi, haftada bir cuma namazının ve senede iki kez olan bayram namazlarının topluca kılınmasının gerekli görülmesi, müminlerin görüşüp halleşmelerine, birbirleriyle yardımlaşmalarına vesile olmak gibi bir anlam taşımaktadır. Bu bakımdan cemaatle namaz esprisi, oluşturulmak istenen birlik ruhunun hem bir göstergesi ve hem de o birlik ruhunun sağlamlaştırıcısı ve devam ettiricisi olmaktadır. "Ve sen içlerinde olup da onlara namaz kıldıracak olursan, onlardan bir bölümü seninle birlikte namaza dursun, silâhlarını da yanlarına alsınlar" en-Nisâ 4/102 âyetinde Allah Teâlâ cihad sırasında korkulu anlarda bile cemaatle namaz kılmayı söz konusu etmektedir. Korkulu anlarda cemaatle namaz kılmanın teşvik edilmesi, normal zamanlarda cemaate riayet edilmesinin daha öncelikli ve önemli olduğunu da belirtmiş olmaktadır. Savaş durumunda namazın, normal kılınış biçiminin dışında farklı bir şekilde kılınması, cemaatin önemi ve güvenlik gibi sebeplerle açıklanabileceği gibi, bunda sahâbenin Peygamber’le birlikte namaz kılma iştiyakının da rolü bulunmaktadır. İnsanlar Hz. Peygamber’in arkasında, iki ayrı grup halinde nöbetleşe namaz kılınca, hem cephe terkedilmemiş, hem de herkes Hz. Peygamber’in arkasında namaz kılmış olmakta ve bu suretle Hz. Peygamber’in belli bir grupla namaz kıldığı takdirde ortaya çıkması muhtemel olan yanlış anlamanın önüne geçilmiş olmaktadır. Hz. Peygamber cemaatle namazı teşvik sadedinde cemaatle kılınan namazın, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi veya yirmi beş derece daha faziletli olduğunu belirtmiştir Buhârî, “Ezân”, 30; Müslim, “Mesâcid”, 42. Kendisi de hayatı boyunca cemaate namaz kıldırmış, hastalandığında ise cemaate katılarak Ebû Bekir’in arkasında namaz kılmıştır. Cemaatle namaz, içerdiği dayanışma ve yardımlaşma anlamı nedeniyle İslâm’ın bir şiarı ve sembolü haline gelmiştir ve vazgeçilmez bir uygulama olarak öylece devam etmiştir. Cuma namazı dışında en kuvvetli cemaat, sabah namazının cemaati, sonra yatsı namazının cemaati, sonra ikindi namazının cemaatidir. Ebû Hüreyre’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur "İnsanlar ilk safın sevabını bilselerdi, ön safta durabilmek için kura çekmekten başka yol bulamazlardı. Namazı ilk vaktinde kılmanın sevabını bilselerdi bunun için yarışırlardı. Yatsı namazı ile sabah namazının faziletini bilselerdi, emekleyerek de olsa bu namazları cemaatle kılmaya gelirlerdi" Buhârî, “Ezân”, 9, 32; Müslim, “Salât”, 129, 131. Bir başka hadiste de "Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa, gece yarısına kadar namaz kılmış sevabını alır. Sabah namazını da cemaatle kılarsa bütün geceyi namaz kılarak geçirmiş gibi sevap alır" Buhârî, “Ezân”, 34; Müslim, “Mesâcid”, 260 buyurmuşlardır. Safların en faziletlisi en ön saftır. Bu fazilet imama yakınlık derecesindedir. Fakat imama en yakın duran kişiler imamlığa ehil olan kişiler olmalı ki imamın abdesti bozulduğunda, hemen birini yerine geçirebilsin.
İslâm dini birlik ve beraberliğe büyük önem vermiştir. Günde beş vakit namazın bir arada eda edilmesinin teşvik edilmesi, haftada bir cuma namazının ve senede iki kez olan bayram namazlarının topluca kılınmasının gerekli görülmesi, müminlerin görüşüp halleşmelerine, birbirleriyle yardımlaşmalarına vesile olmak gibi bir anlam taşımaktadır. Bu bakımdan cemaatle namaz esprisi, oluşturulmak istenen birlik ruhunun hem bir göstergesi ve hem de o birlik ruhunun sağlamlaştırıcısı ve devam ettiricisi olmaktadır. Hz. Peygamber cemaatle namazı teşvik sadedinde cemaatle kılınan namazın, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi veya yirmi beş derece daha faziletli olduğunu belirtmiştir. İlgili hadiste şöyle buyrulmaktadır. Bir kimsenin cemaatle kıldığı namazın sevabı, evinde ve çarşı pazarda kıldığı namazdan yirmi beş kat daha fazladır. O kimse abdestini güzelce alıp, sonra sadece namaz kılmak maksadıyla mescide giderse attığı her adım sebebiyle bir derece yükseltilir, bir hatası da silinir. Namazını kıldıktan sonra abdestini bozmadan namaz kıldığı yerde kaldığı müddetçe, melekler ona Allahım! Ona rahmetinle muamele et, ona acı! diyerek dua etmeye devam ederler. O kimse namazı beklediği sürece namazda imiş gibidir.”[1] Peygamber Efendimiz hayatı boyunca cemaate namaz kıldırmış, hastalandığında ise cemaate katılarak Ebû Bekir'in arkasında namaz kılmıştır. Cemaatle kılınan namazın fazileti tek başına kılınan namazın faziletinden daha üstün olduğu Ebû Hüreyre'den rivayet edilen bir hadiste şöyle bildirilmektedir. "İnsanlar ilk safın sevabını bilselerdi, ön safta durabilmek için kura çekmekten başka yol bulamazlardı. Namazı ilk vaktinde kılmanın sevabını bilselerdi bunun için yarışırlardı. Yatsı namazı ile sabah namazının faziletini bilselerdi, emekleyerek de olsa bu namazları cemaatle kılmaya gelirlerdi"[2] Bir başka hadiste de "Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa, gece yarısına kadar namaz kılmış sevabını alır. Sabah namazını da cemaatle kılarsa bütün geceyi namaz kılarak geçirmiş gibi sevap alır"[3] buyurmuşlardır. Namaz için camiye gidildiği zaman günahlar silinmekte ve sevaplar çoğalmaktadır. Bu hususu Efendimiz bizlere şöyle bildirmektedir. “Bir kimse evinde güzelce temizlenir, sonra Allah’ın farzlarından bir farzı yerine getirmek için Allah’ın evlerinden birine giderse, attığı adımlardan her biri bir günahı silip yok eder; diğer adımı da onu bir derece yükseltir.”[4] Cemaatle Namazın Hükmü Cemaat fazileti her ne kadar bir kişiyle de olabilir ve hâne halkıyla dahi cemaatle namaz kılınabilirse de bu, camiye çıkmanın ve daha kalabalık bir cemaatte bulunmanın sevabına denk olmaz. Farz namazların cami ve mescitlerde cemaatle kılınışı İslâm dininin bir sembolü ve şiarı olduğu için bunun terk ve tatil edilmesi asla câiz görülemez. Cemaatin önemini gösteren çok sayıda hadis bulunmaktadır. Bunlardan birinde Hz. Peygamber "Üç kişi bir köyde veya sahrada bulunur ve cemaatle namaz kılınmazsa, şeytan onlara hâkim olur. Öyleyse cemaatten ayrılma. Çünkü kurt ancak sürüden ayrılan koyunu yer"[5] buyurmaktadır. Cemaatle namaz kılmanın önemine dair bu ve benzeri hadislerden ve ilgili âyetlerden hareketle Hanbelîler, cemaatle namaz kılmanın erkekler için farz-ı ayın, Şâfiîler de farz-ı kifâye olduğunu söylemişlerdir. Hanefî ve Mâlikîler'e göre ise, cuma namazı dışındaki farz namazları cemaatle kılmak, gücü yeten erkekler için müekked sünnettir. Kadınların, hastaların, çok yaşlı kimselerin ve kötürümlerin ise cemaatle namaz kılmak için mescide gitmesi gerekmez. Hanefî ve Şâfiîler'e göre, cemaatin en az sayısı imam ve ona uyan olmak üzere iki kişidir. Hatta uyan kişi çocuk da olabilir. Hz. Peygamber’in hadislerini incelediğimiz zaman şunu görmekteyiz Efendimiz kadınların cemaate katılmak istemeleri halinde cemaate katılabileceklerini bildirmiş, bununla beraber evlerinde kılacakları namazın kendileri için daha faziletli olduğu hususunu vurgulamıştır. Bu hususlarla ilgili hadisleri sizlerle paylaşmak isterim. "Kadınların mescidlere gitmesine engel olmayın. Fakat evleri onlar için daha hayırlıdır"[6] Peygamber Efendimiz kadınların cemaate iştirak ettikleri zaman koku sürmemelerini istemiştir. Hadis-i şerif şöyledir. "Kadınlar cemaate katılmak istedikleri zaman, koku sürünmesinler"[7] Cemaate Gitmemek İçin Mazeret Sayılan Haller Cemaate katılmamak şu durumlarda mubah olur 1. Hastalık. Cemaatle namaza katılmamayı mubah kılan mazeretlerin başında hastalık gelir. Hasta olan kişilerin camiye, mescide gelmeleri, hastalık mikrobunun bulaşması riskini taşıması sebebiyle hem sağlık açısından sakıncalıdır, hem de bu şekilde hasta olan kişiler sürekli olarak öksürmek, burnu akmak, burnunu silmek gibi davranışlar göstereceğinden cemaate katılan öteki kişilerin namazda olması gereken kalp huzurunu ve sükûnunu bozarlar. Bu bakımdan, hem kendilerini hem başkalarını rahatsız edecek durumda bulunan kişilerin mescide gelmeyip, namazlarını tek başlarına kılmaları daha uygundur. Hz. Peygamber Efendimiz bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır. "Soğan veya sarımsak yiyen kimse evinde otursun, bizden ve mescidimizden uzak dursun"[8] Hadis-i Şerif’te bildirilen yasağı soğan ve sarımsakla sınırlamamalı, cemaate rahatsızlık verecek her şeyi bu yasak kapsamına almalıyız. Çünkü cemaate verilecek rahatsızlık, ibadet yapılırken huşunun bozulmasına sebebiyet verebilmektedir. Bu durum ise kul hakkını doğurmaktadır. Ayrıca cemaate katıldığı takdirde hasta olması veya mevcut hastalığının artması ihtimali bulunanlar da cemaate katılmayabilir. Yine ilgilenmek durumunda olduğu ve yanından ayrıldığı takdirde durumunun kötüleşebileceğinden endişe ettiği bir hastası bulunmak da bir mazerettir. 2. Korku. Mescide gittiği takdirde malına, canına veya namusuna bir zarar gelmesinden korkan kimse de cemaate gitmemelidir. Hz. Peygamber, korku ve hastalığı cemaate katılmamayı mâzur kılan sebepler arasında saymıştır. 3. Olumsuz hava şartları. İnsanı meşakkate sokacak derecede yağmur, çamur, şiddetli soğuk, kar, ayaz, şiddetli sıcak, zifiri karanlık ve geceleyin şiddetli rüzgâr gibi hava şartları, vakit namazlarına olduğu gibi cuma namazına katılmamak için de bir mazerettir. 4. Abdestin sıkışık durumda olması. Böyle bir kimsenin cemaate katılması uygun değildir. Bu durum namazın huşû ve huzur içinde yapılmasına engel olduğu için esasen bu durumda iken tek başına namaz kılmak da mekruhtur. İnsanı, kalp huzurundan ve huşûdan alıkoyacak başka durumlar da aynı hükümdedir. Yolculuk hazırlığı yapmakta olma, karnın aç olup arzu edilen bir yemeğin hazır olması gibi durumlarda da, gerekli iç huzurunun sağlanması ihtimali zayıfladığından cemaate gidilmeyebilir. 5. Herkese veya toplum için yeterli olacak sayıda kimseye farz olan ilmî araştırma ve eğitim öğretimle meşguliyet de cemaate katılmamak için mazeret kabul edilmiştir. Fakat bilimsel çalışma yapan kişilerin, cemaati büsbütün terk etmemesi ve mümkün oldukça cemaate katılması uygun olur. Ayrıca hazır bulunmalarını fırsat bilip, istifade etmeyi arzuladığı kimseler ile ilmî ve dinî görüş alışverişinde bulunmak da bir mazeret sayılır. 6. Bedenî ârızalar. Gözlerin görmemesi, kötürümlük, düşkün ihtiyarlık gibi haller de cemaate gitmemeyi mubah kılar. Cemaatle Namaz Kılmanın Âdâbı Camiye giderken vakarlı olunması gerekir. Hem gösteriş izlenimi vermemek için hem de vakarın bir gereği olarak koşmadan normal bir şekilde yürünmesi uygun olur. Pek hoş olmamakla birlikte acele yürünebilir. En iyisi, cemaate katılmanın hazırlığını daha önceden yapmak ve ona göre davranmaktır. Müezzin kamet getirmeye başladığı veya namaza durulduğu sırada camiye gelen kişi, vaktin sünneti de olsa hiçbir nâfile namaz kılmadan hemen cemaate katılmalıdır. Bunun istisnası sadece sabah namazının sünnetidir. İmam selâm vermeden cemaate yetişebileceğini tahmin eden kişinin, sabah namazının sünnetini kılıp sonra imama uyması uygundur. Öğle veya cuma namazının sünnetine başladıktan sonra cemaatin farza durması veya hatibin minbere çıkması halinde iki rekat tamamlanınca selâm verilir. Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelîler cemaatle kılınan farzın kaçırılmasından endişe edildiği takdirde nâfile namazın hemen kesilebileceğini söylemişlerdir. Hanefîler'e göre yalnızca bir rekat kaçıracağını tahmin eden kimse namazı kesmeyip iki rekat kılarak selâm verir; üçüncü rekata başlamış olan kimse de aynı şartla dört rekatı tamamlar. Dört rekatlı bir farz namazı tek başına kılmakta olan kimse, cemaatle namaz için kamet getirildiğinde henüz bir rekatı tamamlamamışsa hemen namazını keserek cemaate katılmalıdır; birinci rekatın secdesini yapmışsa, bu takdirde ikinci rekatı tamamladıktan sonra selâm vermek suretiyle namazını keserek cemaate katılır.[9] Cemaatle kılınan namazın önemini anlamak için Sevgili Peygamberimizin hayatına bakmamız yeterli olacaktır. Efendimiz hayatı boyunca namazı cemaate kıldırmış, kendi hastalığında yine namazı tek başına değil de Hz. Ebubekir’in arkasında cemaatle kılmıştır. Peygamber Efendimizden aktarılan bir başka hadiste ise cemaatle namaz kılınması durumunda elde edilecek mükafat bizlere şöyle aktarılmıştır. “Yatsı namazını cemaatle kılan kimse, gece yarısına kadar namaz kılmış gibidir. Sabah namazını cemaatle kılan kimse ise bütün gece namaz kılmış gibidir”.[10] Cemaatle namaz kılınmasının sosyal hayata kazandırdığı birçok faydaları vardır. Cemaate gelinmesi sonucunda insanların arasında bulunan dostluk ve muhabbetin arttığı gözlenmektedir. İnsanların birbirinden haberleri daha çok olmakta sıkıntılara çözümler bulunmakta, cemaate gelmeyen şahısların durumları cemaat tarafından sorgulanması sonucunda insanların içinde bulundukları sıkıntılar hafifletilmektedir. Yine cemaate devam edilmesi İslam Dini ile ilgili bilgilerin alınmasına sebep olmaktadır. Çünkü camilerde verilen vaazlarla, Kur’an tilavetleriyle, Tefsir ve hadis okumalarıyla İslam Dininin ana kaynakları cemaate aktarılmaktadır. Cemaatle yapılan ibadetlerin insana kazandırdığı manevi güzellikler tek başına kılınan namazdan daha fazladır. Çünkü cami ve cemaat ortamında namaz daha huşu içerisinde kılınmaktadır. Cemaate katılma sonucunda ortaya çıkan bir başka sosyal fayda ise insanlar arasındaki birlik ve beraberliğin artmasıdır. Birlik ve beraberliğin artması ise toplum yapısının daha sağlam bir zemine oturtulmasına sebep olmaktadır. Sevgili Peygamberimiz aktardığımız hadisler ile İslam Alimlerince ortaya konmuş olan bilgiler ışığında Cemaatle namazın çok büyük faydalarının olduğunu öğrendik. Bu vesile ile Cuma namazına katılan siz kıymetli cemaatimizin diğer vakit namazlarına da aynı şekilde iştirak etmelerini temenni etmekteyiz. Şu anda siz kıymetli cemaatimizin etrafına bir bakmalarını istirham ediyorum. Makam mevki gözetilmeksizin, fakir zengin ayrımına gidilmeksizin, insanların fiziki yapısına bakılmaksızın, hepimiz bir olan Allah’a ibadet etmek üzere O’nun evinde bir araya geldik. Aynı kıbleye yöneldik. Şu anda içerisinde bulunduğumuz şu tablo bütün anlatılanların bir özeti değil midir? Bu konu hakkında bilgimiz olmasa dahi şu andaki tablo bütün güzellikleri resmetmektedir. Bu güzel tablonun her zaman devam etmesini, birlik ve beraberliğimizin bozulmamasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum. Allah-u Teala Cemaatimizin üzerinden Rahmetini ve Bereketini eksik etmesin. Birlik ve beraberliğimizi devamlı hale getirmemizi nasip etsin. Birlik ve beraberliğimizi bozmak isteyenlere fırsat vermesin. Cumanız mübarek olsun. Allah’a emanet olun. Ahmet ÜNAL Vaiz [1] Buhârî, Ezân 30 [2] Buhârî, “Ezân”, 9 [3] Buhârî, “Ezân”, 34 [4] Müslim, “Mesacid”, 282 [5] Ebû Dâvûd, “Salât”, 47 [6] Müslim, “Salât”, 134-137 [7] Müslim, “Salât”, 141-142 [8] Buhârî, “Ezân”, 160 [9] Cemaatle namaz hakkında fıkhi hükümler TDV. İslam İlmihali’nden derlenmiştir. [10] Müslim, Mesâcid 260, I,454.
Yatsı ve sabah namazını cemaatle kılmanın fazileti nedir? Hadisi nasıl anlamalı ve amel etmeliyiz? Hadisten çıkarmamız gereken dersler nelerdir?Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu “İnsanlar ezan okumanın ve namazda birinci safta bulunmanın ne kadar faziletli olduğunu bilselerdi, sonra bunları yapabilmek için kur’a çekmek zorunda kalsalardı kur’a çekerlerdi. Şayet camide cemaate erken yetişmenin ne kadar faziletli olduğunu bilselerdi, birbirleriyle yarışa girerlerdi. Eğer yatsı namazı ile sabah namazındaki fazileti bilselerdi, emekleyerek ve sürünerek de olsa bu iki namaza gelirlerdi.” Buhârî, Ezân 9, 32, Şehâdât 30; Müslim, Salât 129. Ayrıca bk. Tirmizî, Mevâkît 52; Nesâî, Mevâkît 22, Ezân 31 Hadisi Nasıl Anlamalıyız? Ezanın sözlük anlamı bildirmek demektir. Din örfündeki anlamı ise, belirlenmiş vakitlerde, belirlenmiş sözlerle belirlenmiş bildirimdir. Vakitler namaz vakitleri, sözler şeriat koyucunun tayin ettiği ve her vakitte tekrarlanan kelimelerdir. Hepimizin bildiği gibi ezan şu kelimelerden meydana gelir Allahü ekber 4 defa Eşhedü en lâ ilâhe illallah 2 defa Eşhedü enne Muhammeden resûlullah 2 defa Hayye ale’s-salâh 2 defa Hayye ale’l-felâh 2 defa Allahü ekber 2 defa Lâ ilâhe illallah 1 defa İslâm âlimleri, ezanın bu kadar az sözle itikadî ve amelî hükümlerin tamamını ihtiva ettiğini söylerler. “Allahü ekber” , Cenâb-ı Hakk’ı tasdike delâlet ettiği gibi, O’nun bütün kemal sıfatlarını da ispat eder. “Eşhedü en lâ ilâhe illallah”, tevhid akîdesini tasdiki ve şirkin her çeşidini reddi içine alır. “Eşhedü enne Muhammeden Resûlullah”, risâletini ve bunun yanında bütün resûl ve nebîlerin peygamberliklerini tasdîke delâlet eder. “Hayye ale’s-salâh”, Resûl-i Ekrem Efendimiz sayesinde bilinen Allah’a itaat ve tâate emir sigasiyle davettir. “Hayye ale’l-felâh” ise, dünya ve âhirette ebedî kurtuluş demek olan felâha, yegâne hak yola çağırmaktır ki, bu kıyameti, âhireti ve mahşeri tasdik demektir. Bu lafızların tekrarlanmasının sebebi, ihtiva ettikleri bu engin anlamları tekit içindir. Ezanın pek çok faydaları vardır. Bunların en başta geleni, ezan okunan yerde müslümanların varlığının ispat edilmiş olmasıdır. Bu yer İslâm toprağıdır veya böyle olmaya adaydır. Çünkü müslümanların hedefi ve gayesi, yeryüzünü islâmlaştırmak veya Müslümanlığı kabul etmeyen insanların yaşadığı yerleri sürekli Allah’ın dinini tebliğe müsait bir hale getirmek, bu yöndeki engelleri ortadan kaldırmaktır. Ayrıca ibadet vaktinin girdiği müslümanlara ezanla haber verilir. Ezan, müslümanları cemaat olmaya ve bir araya getirmeye davettir. İslâm’ın temel esasları bütün insanlara günde beş defa ezan sayesinde açıkça duyurulmuş olur. İslâm âlimleri ezanda dört hikmet bulunduğunu söylerler. Bunlar Şiâr-ı İslâm oluşu, yani İslâmın bir parolası, bir sembolü olması, kelime-i tevhîdi ve kelime-i şehâdeti herkese açıkça ilân etmesi, namaz vaktinin ve kılınacağı yerin duyurulması ve müslümanları cemaate davettir. Kur’an’da ezana şu âyet-i kerîmelerle işaret edilir “Namaza çağırdığınız zaman onu alay ve eğlence konusu yaparlar. Bu davranış, onların düşünmeyen bir topluluk olmalarındandır” [Mâide sûresi 5, 58]. “Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağırıldığınız zaman Allah’ı anmaya koşun” [Cum’a sûresi 62, 9]. Ezan okumanın önemi ve fazileti böylelikle iyice anlaşılmış olmaktadır. İşte bu sebeple Resûl-i Ekrem Efendimiz, bu fazileti kavrayanların ezan okumakta âdeta birbirleriyle yarışacaklarını, hatta kur’a atmak zorunda kalabileceklerini ifade buyurmuşlardır. Nitekim İslâm tarihinde bu gerçekleşmiş, meselâ Kâdisiye Harbi’nde bir grup müslüman ezan okuma hususunda aralarında münakaşa etmişler, kimin ezan okuyacağı hakkında Sa’d İbni Ebî Vakkâs kur’a çektirmek zorunda kalmıştır. Namazda ilk safta bulunmak da aynı şekilde büyük faziletlerden biridir. İlk saf imamın hemen arkasında bulunan saftır. Bir arkada bulunana göre onun önündekinin ilk saf olduğunu söyleyenler, bundan da öte vakit namazını ilk cemaatle kılanlar demek olduğunu iddia edenler de olmuştur. Fakat doğru olan ilk görüş olsa gerektir. İlk safta bulunmanın neden faziletli olduğu üzerinde durulmuş, buna karşılık imam cehren okuduğunda Kur’an dinlemek, Fâtiha sûresi’nin okunmasından sonra “âmin” diyebilmek, imamın tekbirlerinden hemen sonra tekbir almak, imam birini yerine geçirecek olursa kendisi geçmek gibi büyük ecir ve sevabı olan işler sayılmıştır. Bir başka yönü teşvik unsuru oluşudur. Cemaatin ön saflarında boş yer varken, arkada olanlar daima oraları doldurmakla mükelleftirler. Nitekim bir hadiste “İlk saffı, sonra onun arkasındakini, sonra sırayla diğerlerini tamamlayınız, eksik kalırsa son safta kalsın” buyurulmuştur Ebû Dâvûd, Salât 94. Erkeklerin ilk saflarının, kadınların da son saflarının daha hayırlı olduğunu Peygamberimiz haber vermiştir “Erkeklerin saflarının en hayırlısı ilkleridir, sevabı en az olanları geridekilerdir. Kadınların saflarının en hayırlısı da geridekileridir. Sevabı en az olanları ise öndekilerdir” İbni Mâce, İkâme 52. Bunlar dışında konuyla ilgili pek çok hadis vardır. Burada onları sıralamak konunun hudutlarını aşmak olur. Ancak kitabımızın 1084-1098 numaralı hadisleri arasında konuyla ilgili yeterli ve doyurucu açıklamalar yer almaktadır. Hadisimizde anılan faziletlerden biri de, camiye erken gitmektir. Bundan maksat cemaate yetişmek ve ön saflarda yer almaktır. Ayrıca camiye gitmek üzere vaktinde hareket eden kimse hem yolda rahat yürüme imkânına sahip olur, hem de camide bir süre dinlenmek, tefekkür etmek, tahiyyetü’l-mescid veya nâfile namaz kılmak ya da Allah’ın zikriyle meşgul olmak suretiyle kendini farz namaza hazırlar. Bu ise nefes nefese camiye gitmek ve arka saflarda yer almaktan çok faziletlidir. Allah’ın üzerimize farz kıldığı her namazın faziletli olduğu şüphesizdir. Ancak bunlar arasında derece farkı vardır. Sabah ve yatsı namazı gecenin iki ucundaki namazlardır. Biri gecenin bitip yeni bir günün başladığı zamanda, diğeri de gündüzün bitip karanlığın tamamen bastırdığı vakitte kılınır. İnsanlar içinde münafıklara en ağır gelen namaz bu ikisidir. İnsanın bu iki namazın vaktinde uyanık olması, bir de camiye cemaate gitmesi, sağlam bir imanın, ibadet ve tâate düşkünlüğün, Allah’ın rızasını kazanmak için ciddî bir azim ve gayretin eseridir. Bu açılardan da son derece faziletlidir. İşte bunun faziletine işaret için Efendimiz, “Emekleyerek veya oturakları üzerinde sürtünerek de olsa bu namazlara giderlerdi” buyurmuşlardır. Biz bu hadisin ilgili kısımlarını namazların fazileti bahsinde 1074 ve 1085 numaralarda tekrar ele alacağız. Hadisten Çıkarmamız Gereken Dersler Nelerdir? Ezan okumak İslâm’ın vazgeçilmez esaslarından ve sünnetlerinden biridir. Ezanın pek çok faydası, fazileti ve hikmeti vardır. İslâm’ın itikad ve amel esaslarını bünyesinde barındıran ezan, inanmayanları dine, inananları ibadete davetdir. Müezzinlik, Allah katında ecri ve sevabı büyük hayırlardan biri olup, Efendimiz tarafından teşvik edilmiştir. Namazda ilk safta bulunmanın sevabı ve fazileti diğer saflardan daha çoktur. Camiye ve cemaate erken gelmek ve ilk saflarda yer almak sünnette teşvik edilmiştir. Cemaatle kılınan namazın fazileti, tek kılınan namazdan kat kat fazladır. Sabah ve yatsı namazlarında camiye gitmek ve cemaatle namaz kılmak, diğer vakitlerde cemaatle kılınan namazlardan daha faziletlidir. Çünkü bu ikisi münafıklara en ağır gelen namazlardır. Münakaşalı işlerde kur’a çekmek câizdir. Kaynak Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları İslam ve İhsan
İmamın vasıfları En iyi bilen, en iyi okuyan, ehli sünnete en uygun olan ve en yaşlı olan kişi imam olmalıdır. Bakınız İmam olmanın şartları İmam olan kişi şöyle niyet eder; “Niyet ettim Allah rızası için ... namazını kılmaya, ben imamım bana tabi olana uyana” İmama uyan cemaat şöyle niyet eder; “Niyet ettim Allah rızası için ... namazını kılmaya uydum hazır olan imama” Kadınlar cemaat olarak namaz kılmak zorunda iseler imam öne geçmez safın içinde yani hizasında durur. Cemaatle kılınan gündüz öğle, ikindi namazlarının farzlarında, imam kıraatı Fatiha ve namaz suresini içinden okur ve cemaat de bu sûreleri okumadan, imamın kıraatı tamamlamasını bekler. Sabah, akşam ve yatsı namazlarının farzlarında , imam, ilk iki rekatta kıraatı dışından yapar ve cemaat, Fatiha Suresi'ni imam bitirince, imamla beraber içinden ''amin'' der. Akşam namazının 3. ve yatsı namazının 3. ve 4. rekatlarında, imam, sadece içinden Fatiha Suresi'ni okur, cemaat de bu sûreleri okumadan, imamın kıratı tamamlamasını bekler. Faziletleri Peygamber Efendimiz hadis i şeriflerinde şöyle buyurmuştur; "İnsanlar ilk safın sevabını bilselerdi, ön safta durabilmek için kura çekmekten başka yol bulamazlardı. Namazı ilk vaktinde kılmanın sevabını bilselerdi, bunun için yarışırlardı. Yatsı namazı ile sabah namazının faziletini bilselerdi, emekleyerek de olsa bu namazları cemaatle kılmaya gelirlerdi." Buhari, Müslim "Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa, gece yarısına kadar namaz kılmış gibi sevab alır. Sabah namazını da cemaatle kılarsa, bütün geceyi namaz kılarak geçirmiş gibi sevap alır." Buhari Cemaatle namaz kılmanın yanında birde camiye gitmek vardır. Camiye giderek cemaatle namaz kılmanın sevabı da daha da çokturç. Çünkü evinizde cemaat yaparak cemaatle namaz kılmış olursunuz ama Camiye gitmekte ise hem camiye gitmenin sevabını alır hem de cemaatle namaz kılmanın sevabını alırsınız. "Mescidlere devam etmeyi alışkanlık haline getiren bir adamı gördüğünüz zaman, onun gerçek mü’min olduğuna şahitlik ediniz." Tirmizi
ön safta namaz kılmanın fazileti